Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

İKİNCİ KISM

 
     

04 - ADÂLET, AKL, ÎMÂN, KAZÂ VE KADER

HALÂL VE HARÂM

Herşeyi, Allahü teâlâ yaratdı. Herşeyin sâhibi, mâliki Odur. Kullanmamız için izn verdiği şeyler, halâl olur. İzn vermediği şeye de, harâm denir. Meselâ, bir erkeğe, iki kız kardeşden birini nikâhla almağı halâl eyledi. İkincisini de almağı harâm etdi. Harâm demek, sâhib ve hâlık olan Allahü teâlânın, bir şeyi kullanmağa izn vermemesi demekdir. Halâl ise, o yasak düğümünü çözmek demekdir.

Birşey, bir kimseye halâl, başka bir kimseye harâm olabilir.

Dünyâda harâm işliyen kimse, âhıretde ondan mahrûm kalır. Burada halâl şeyleri kullananlar, orada, o şeylerin hakîkatine kavuşur. Meselâ, bir erkek, dünyâda harâm olan ipeği giyerse, âhıretde ipek giymekden mahrûm edilir. İpek ise, Cennet elbisesidir. O hâlde, bu günâhdan temizlenmedikce, Cennete giremez demekdir. Cennete girmiyen de Cehenneme girer. Çünki, âhıretde, bu ikisinden başka yer yokdur.

Âhıret işleri, hiçbir bakımdan dünyâ işlerine benzemez. Bu dünyâ, yok olmak için yaratıldı. Yok olacakdır. Âhıret, sonsuz kalmak için ve sonsuz kalacak şeklde yaratıldı. Sonsuz kalacak şey ile çabuk yok olacak şey arasında ne kadar fark varsa, dünyâ ile âhıret yapısı ve işleri arasında da o kadar fark vardır. Yalnız ismleri, anlatılması benzemekdedir. Meselâ Cennet kelimesi, dünyâda bostân, âhıretde ise, Cennet denilen, sonsuz ni’metlerin bulunduğu yer demekdir. Cehennem de, burada derin ateş kuyusu, orada ise Cehennem denilen azâb dolu yere denir.

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks