Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

İKİNCİ KISM

 
     

33 - ATOM BOMBASI

SEYYÂH MERMÎLER: Amerika Birleşik Devletlerinin 1979 senesinde elde etdiği seyyâh (Cruise) mermîleri, hedefi tıpkı mütehassıs bir pilot gibi arayıp bulan mekanik beyin sistemi ile mücehhezdir. (Akıllı füzeler) ismi de verilen bu mermîler, diğer füzeler gibi doğru bir mahrek üzerinde hareket etmiyor. Jet motoru ile techîz edilen seyyâh mermîler, havadan, denizden veyâ zemînden, kara hedeflerine doğru fırlatılmakdadırlar. İçinde bir pilot varmış gibi, muhtelif irtifâ’lar alarak muhtelif istikametlerde seyr ederek, radarlardan kaçmakda, arzû edilen uzak hedefine vâsıl olmakdadır. Hangi hedefe gönderildiği anlaşılamamakdadır. Çok inkişâf etmiş bir elektronik beyni vardır. Tercon ismi verilen elektronik tertîbâtı ile hedefini arayıp bulmakdadır. Fırlatıldığı andan i’tibâren uçuş yoluna rastlıyan tabî’î mâni’a ve teşekkülleri, mekanik müşâhede sistemi ile görerek, içinde bulunan yirmi kadar haritalar ile karşılaşdırmakda ve istikametini ayârlamakdadır. On kilometrelik bir sâhayı nezâret ederek gerekli cihete teveccüh edebilmekdedir. Tayyâreden atıldıkdan sonra, yere paralel olarak, çeşidli irtifâ’lardan uçabilmekde, bu sebeble radarlar tarafından tesbît edilememekdedirler. Önlerine çıkan mâni’aların üstlerinden aşarak veyâ etrâfını dolaşarak, arzû edilen hedefe vâsıl oluyorlar. Böylece tâm isâbet te’mîn etmekdedirler. Amerika eski devlet reîsi Carter, başta Rusya olmak üzere, bütün komünist memleketleri dehşete düşüren ve çok korkutan bu seyyâh mermîleri, Avrupanın Sovyetlere karşı müdâfe’ası için NATO memleketlerine vermişdi.

[1957] senesinde Amerikada sekiz, Kanadada bir, İngilterede iki uran pili işletilmekde idi. Bunlar, harb için hâzırlandıkları gibi, kömür yerine dahâ ucuz ve dahâ bol kuvvet bulmak, tıbda, tedâvî üsûlleri ele geçirmek için uğraşıyorlar.

[1956] senesinde memleketimize gelip, atomda saklı mu’azzam kudret hakkında müteaddid konferanslar veren atom âlimi (W.Heisenberg), sözlerini şöyle bitirmişdi: (Bütün nutuklarımda, atomdaki enerjiden nasıl istifâde edilebileceğini anlatdım. Şimdi aklımıza, haklı olarak, şu süâl gelmekdedir: Bu mu’azzam kudreti, küçücük yere kim ve nasıl koydu? Buna ancak metafizik, ya’nî ilm-i kelâm [ilâhiyyât] cevâb verecekdir). Adada kendisini gezdiren bir profesörümüz, bu süâle, hangi dînin cevâb vereceğini sorduğu zemân, (Buna ancak islâm dîni cevâb vermekdedir. Ben ve arkadaşım atom âlimi Hahn bu fikrdeyiz) demişdir.

Fen adamlarının, islâmiyyetin yüksekliğine, üstünlüğüne hayrânlıklarını gösteren bu canlı misâli, din kardeşlerime arz etmeği lüzûmlu gördüm. Fen taklîdcileri, her hakîkatin dışında kaldıkları gibi, şübhesiz bu sözüme dâhil değildir.

İnternet dalgaları vâsıtası ile haberleşme: Fezâya, ya’nî her yere yayılmış olan elektro-manyetik dalgalarla haberleşme yapılmakdadır. Bilgisayarda okunan kitâblardan hâsıl olan resmlerin ve seslerin havadaki dalgaları, bilgisayarda bulunan modem cihâzı vâsıtası ile miknâtis dalgaları hâline çevirilip, ara merkeze ve oradan yayılan kendine mahsûs uzunlukdaki elektro-manyetik dalgalarla birlikde fezâya gönderiliyor. Seslerden hâsıl olan miknâtis dalgaları, elektro-manyetik dalgalarına yüklenmiş oluyor. İnternet adında bir merkez ve âlet yokdur. Ara merkezlerde bulunan bilgisayar, ya’nî (computer)lerin bir uydu vâsıtası ile, semâya gönderdikleri elektro-manyetik dalgaların fezâdaki topluluğuna (İnternet) denir. Her merkez, başka merkezlerin fezâya gönderdikleri yüklü dalgalardan dilediğini fezâdan alarak, bilgisayarına veriyor. Yüklenmiş olan elektro-manyetik dalgalar, burada ses dalgalarına çevrilerek, ekranda okunuyor. Küçük bilgisayarlar muhtelîf ebâdlarda plâstik bir kutudur. Piyasada satılmakdadır. Kapağın iç yüzünde bir ekran vardır. Burada, ara merkezden gelen yüklü dalgalardan, modem cihâzında elde edilen yazılar ve kitâbdan okunan, ara merkeze gönderilecek yazılar ve bilgisayarın daktilo gibi kısmında yazılanlar okunur ve hâsıl olan sesler dinlenir. Bunların bir sûreti, bilgisayardaki mahâlline yerleşdirilmiş olan bir hâfıza [disket] üzerine mikro harflerle yazılır. Bir disketde binlerce kitâb vardır. Disket, 10 cm. kutrunda plâstik levhâ olup, her memleketde satılmakdadır. Bu alınıp, bilgisayardaki yerine konulunca, bilgisayardaki ekranda okunur. İnternete bağlanmak için, telefon ile bir ara merkezden adres alınır. Türkiyede beş ara merkez vardır. Her ara merkezin bir uyduya irtibâtı vardır. Meselâ (İhlâs Net) ara merkezinin Hakîkat kitâbevine verdiği adres (www.hakikatkitabevi.com)dır. Herhangi bir bilgisayar, bu adrese bağlanırsa, kitâbevinin bütün kitâblarından dilediğini, bilgisayarın ekranında seçerek okur. İhlâs Net, Türkiye gazetesinin Yeşilköyde, Yenibosnadaki binâsının üst katında bir odadadır.

 

Ey gönül, yakdı vücûdüm, o gizli nârın senin,

fışkırıp çıkdı semâya ah ile zârın senin!

 

Çok garîb bir divânesin, niçin hiç uslanmazsın?

Herkesin rüsvâsı oldun, yokmudur ârın senin?

 

Ebedî aşk tuzâğına düşdüğün günden beri,

meyvemi verecek aceb, soldu behârın senin?

 

Alamadı hiçbir kimse, sonsuz sırrından haber,

saçmadı bûy-i letâfet, misk-i tâtârın senin.

 

Haklısın sen! Kıssa-i cânânı izhâr eyleme!

Tatmadan anlamaz aşkı, yâr-u agyârın senin!

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks