Hakîkat Ltd.Şti.Yayınları

   
     

TAM İLMİHÂL

     
   

 SE'ÂDET-İ EBEDİYYE

   
 

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks

 
 

ÜÇÜNCÜ KISM

 
     

54 - MADDE ÜZERİNDE YENİ BİLGİLER

YORGUNLUK: Zararlı maddeler, mikrop, toksin, virüs, zehrli gazlar gibi, vücûdümüze yalnız hâricden gelenler değildir. Adalelerimiz hareket ederken, vücûdümüzün derinliklerinde zehrli madde hâsıl olur. Yorgunluk hissini yapan bu zehr, süt asidi dediğimiz alfa oksi propiyonik asiddir. Yorgun bir adalede teşekkül etmiş olan bu asid dışarı çıkarılırsa, adale eski fe’âl hâlini alır. Yorulan bir uzvda diğer maddeler de teşekkül edip, kan ile her tarafa ve bilhâssa dimâga girerek yorar. Şu hâlde yorgunluk, süt asidi ve diğer toksinlerle kanın zehrlenmesinden ibâretdir. Bir köpek kuvvetden düşerek yatıp uyuyuncıya kadar çalışdırılır ve uyuyunca bundan kan alınarak, râhat ve keyfli bir köpeğe verilirse, bunun yorularak uyuduğu görülmekde ve bunun aksi de vukû’ bulmakdadır. Yorgun ve yıpranmış bir insana, râhat bir insanın kanı verilerek, fe’âl bir hâle getirilmekdedir. Fekat, yarının insanına verilerek bunu yorgunlukdan ve uykudan devâmlı kurtaracak, bütün ömrünü fe’âliyyet ve râhatlıkla geçirmesine yarıyacak bir antitoksin bulunacağı zan edilmemelidir. Zîrâ yorgunluk, yalnız bir kimyâ hâdisesi değil, diğer bütün vücûd hâdiseleri gibi, insanların anlıyamadığı , mübhem bir hayât hâdisesidir. Yorgunluğu gidermek, çalışmakdan meydâna gelen zehrleri temizlemekle berâber, hüceyreleri dinlendirmek de demekdir.

Bir otomobil, ancak yakma tertîbatının, gazı patlatması ile hareket etdiği gibi, adale motorlarımız da, dimâgımızın sinir cereyânını vermesi ile hareket eder. Her adale parçası, bir tel, bir sinir ile dimâga bağlıdır. Yalnız hareket için, adaleleri dimâgımıza bağlıyan milyonlarca sinir olup, bunların milyarlarca ince kolları mevcûddür. Amerikadaki vahşîlerin oklarının ucuna sürdükleri Kürar [Curare] ismindeki zehr, bu sinirlerin uçlarını felce uğratır. Adale hareket edemez. Ağrı yapmadığından, insan zehrlendiğini anlamaz. Elini, ayağını oynatamıyarak yere yıkılır veyâ taş gibi dikili kalır. Görür ve işitir ise de, gözünü kırpamaz, dilini oynatıp bağıramaz. Kabr azâbı da bunun gibidir. Meyyit, elem, acı duyar. Fekat, kıpırdıyamaz. Kürar, zehrlerin en fenâsıdır. En son, teneffüs adaleleri uyuşarak, zevallı ses çıkaramadan ölür. Dünyâda tabî’î ve sun’î kötülükler çokdur. Bunların en kötüsü kürardır.

Birinci Kısm - İkinci Kısm - Üçüncü Kısm - İndeks