Kureyşliler; öteden beri ticaretle uğraşırlardı. 553
Ticaretle uğraşmayanların ise, ellerinde hiçbir şeyleri bulunmazdı. 554
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm; onaltı yaşında bulunduğu sırada, amcası Zübeyr b. Abdulmuttalib'le birlikte, Kureyşlilerin ticaret kervanına katılarak Yemen'e gitti. 555
Giderken, önlerine gerilen puğur deveyi uysallaştırmak, gelirken de kafilenin önüne düşerek onları sel sularıyla dolup taşan geçitsiz vadiden selametle geçirmek gibi halleri görüldü. 556
Bu hadiseler, ayrıntılı olarak şöyle anlatılır
Ticaret kafilesi giderken bir vadiye uğramışlardı ki, erkek, puğur bir deve oradan kimseyi geçirmemekte idi.
Kafile, geri dönmek istedikleri zaman, Peygamberimiz aleyhisselâm;
" Ben onun hakkından gelirim! " diyerek kafilenin önüne düştü.
Puğur deve Peygamberimiz aleyhisselâmı görünce uysallaştı.
Peygamberimiz aleyhisselâm kendi devesinden inip onun üzerine bindi. Vadiyi geçtikten sonra, onu salıverdi.
Seferlerinden dönüşlerinde de, su ile dolup taşan bir vadiye rastlamışlar ve duraklamışlardı.
Peygamberimiz aleyhisselâm " Siz, beni takip ediniz! " dedi. Kafile onu takip ederek selametle geçtiler. Sanki, Yüce Allah, oradaki suları kurutmuş, geçit verir hale getirmişti.
Mekke'ye gelip bunları anlattıkları zaman, halk " Bu gencin hal ve şanı, büyük olacak! " demeye başladılar. 557
Peygamberimiz aleyhisselâm; zengin Kureyş kadınlarından Hazret-i Hatice hesabına, Cüreş pazarına iki kere ticaret seferi yapmış ve her sefer için, kendisine ücret olarak genç ve erkek birer deve verilmiştir. 558
Cüreş, Yemen'in Mekke tarafına düşen birinci iklimde 65 boylam 17 enlem derecesinde bulunan sancaklarından, büyük ve geniş şehirlerinden idi. 559
Hazret-i Hatice; kendisine ait malları Tihâme'deki Hubaşe pazarında da sattırmak üzere Peygamberimiz aleyhisselâmı ücretle tuttu ve Kureyşîlerden tuttuğu başka bir zâtı da Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına kattı
Hubaşe, Arapların pazar yerlerinden bir yer olup, 560 Yemen'de idi ve Mekke'ye altı günlük bir mesafede idi.
Orada, heryıl Recep ayında, 561 üç gün562 veya sekiz gün pazar kurulur, 563 alışveriş yapılırdı. 564
Bu sefer; Peygamberimiz aleyhisselâmın, Hazret-i Hatice hesabına Hubaşeye Meysere ile birlikte yaptığı ilk seferi idi.
Oradan, Tihâme kumaşı satın alıp Mekke'ye getirmişler, Hakîm b. Hizam'a satarak çok güzel bir kazanç sağlamışlardı. 565
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Ben, Hatice'den daha hayırlı patron görmedim. Ben ve arkadaşım, seferden dönüp de, onun yanında, bizim için biriktirilmiş buğday ekmeği, nefis ve turfanda türlü yemişleri hazır bulmadığımız olmamıştır! " diyerek Hazret-i Hatice'yi övmüştür. 566
Ebu Talib Amca, bir gün Peygamberimiz aleyhisselâma:
" Ey kardeşimin oğlu! Ben, malsız bir adamım.
Zamanın, üzerimize çöken sıkıntısı, son dereceyi buldu.
Kıtlık ve mücadele yıllan, bizde ne sermaye bıraktı, ne de ticaret!
İşte, kavminin ticaret kervanı Şam'a gitmeye hazırlanmış bulunuyor. Hatice binti Huveylid de, bu kervana, yükleyeceği mallarla katılacak, mallarının üzerinde de, kavminden bazı adamlar gönderecektir. 567
Kendisinin, senin gibi güvenilir, temiz ve Vefâkâr bir insana çok ihtiyacı vardır. İşlerinden ve ticaretinden bir kısmına seni vekil yapması için yanına varıp kendisiyle konuşmuş olsaydık, iyi olurdu. 568
Yine de, gidip dileğini ona arzedecek olursan, herhalde, hemen kabul eder. 569
Temizliğin sebebiyle, seni başkasına üstün tutar, sanırım.
Gerçi, ben senin Şam taraflarına gitmeni istemiyor ve sana Yahudilerden bir zarar gelmesinden korkuyorum, ama bundan başka bir fikir, bir çare de bulamıyorum" dedi. 570
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Belki de, o (Hazret-i Hatice), bu hususta bana bir haber salar" dedi.
Ebu Talib Amca:
" Ben, onun, senden başkasını vazifelendireceğinden de endişe ediyorum. Sen, işi tedbirli olarak talep ve takip et! " dedi. 571
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Amcacığım! Sen, nasıl istiyorsan, öyle yap! " dedi. 572
Hazret-i Hatice; şerefli ve çok zengin bir kadındı, ticaretle uğraşırdı. Güvendiği kimselere sermaye verip-aralarında belirleyecekleri şarta göre, zarar ve ziyan sermayeye ait olmak üzere-onlarla ortak olur, elde edilen kazançtan bir kısmını onlara verirdi. 573
Hazret-i Hatice; Ebu Talib ile Peygamberimiz aleyhisselâm arasında geçen konuşmayı işittiği zaman;574 Peygamberimiz aleyhisselâmın son derecede doğruluğunu, eminliğini ve iyi huyluluğunu çok iyi bildiği için. 575 " Ben onun bunu isteyeceğini bilmiyordum! " dedi576 ve hemen, Peygamberimiz aleyhisselâma haber salıp ticaret kervanını götürenlere veregeldiğinden daha fazla ücret vermek şartıyla ticaret malını Şam'a götürmesini teklif etti. 577
Peygamberimiz aleyhisselâm Hazret-i Hatice'nin yanına gelince, Hazret-i Hatice:
" Ben, seni, Şam'a göndereceğim ticaret mallan üzerinde göndermek için çağırdım.
Senin doğru sözlü, son derecede gücenilir, güzel huylu olduğunu biliyorum.
Sana, kavminden hiçbir kimseye vermediğim ücretin birkaç katını vereceğim! " dedi. 578
Peygamberimiz aleyhisselâm, Hazret-i Hatice'nin bu teklifini kabul etti. 579
Hemen, amcası Ebu Talib'le buluşup, durumu ona anlattı. 580
Ebu Talib:
" Bu, Allah'ın sana gönderdiği bir nzıktır. 581
Ey kardeşimin oğlu! Bana erişen habere göre, Hatice filan adamı iki erkek genç deve vermek üzere tutmuş. Biz sana da bu kadar ücret vermesine razı değiliz. Senin için, bu hususta onunla bir konuşsak olmaz mı?" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Sen nasıl istersen öyle olsun! " dedi.
Bunun üzerine, Ebu Talib, hemen Hazret-i Hatice'nin yanına gitti:
" Ey Hatice! Sen, Muhammed'i tuttun mu? Haber aldığıma göre, filan zât, iki erkek genç deve vermek üzere tutmuşsun.
Biz, Muhammed için, dört erkek ve genç deveden başkasına razı değiliz! " dedi.
Hazret-i Hatice:
" Sen bunu bize uzak ve düşman olan bir kimse için bile dilemiş olsaydın, yine kabul ederdik. Kaldı ki, bize akraba ve dost olan birisi için dilemiş bulunuyorsun ki, bu nasıl kabul edilmez?" dedi. 582
------------------------------------------------
553. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s, 199, Taberî, Târih, c. 2, s. 196.
554. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 47-48.
555. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 101, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 277, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 1, s. 260.
556. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 277.
557. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 101.
558. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 182, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 66, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 295.
559. Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c. 2, s. 126.
560. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 320, Taberî, Târih, c. 2, s. 197, Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c. 2, s. 210-211, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 50.
561. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 191, Yakut, Mu'cemu'l-büldân, c. 2, s. 210, Bedrüddin Aynı, Umdetu'l-kârî, c. 10, s. 104.
562. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 191, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 221.
563. Zübeyr b. Bekkâr, Cem here, 1, s. 191, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 10, s. 104, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 3, s. 473.
564. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 191, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 10, s. 104, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 3, s. 473, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 221.
565. Zübeyr b. Bekkâr, Cem here, c. 1 , s. 371, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 221.
566. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 320, Yakut, Mu'cem, c. 2, s. 211, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 50.
567. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 156, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 172, Ebu'l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 47-48.
568. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 97.
569. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 129, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 172, Ebu'l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 4748.
570. Ebu Nuaym, De lâi lü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, Ebu’l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Seyyid, Uyûnu'l -eser, c. 1 , s. 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 216.
571. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 216.
572. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 97.
573. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 199, Taberî, Târih, c. 2, s. 196, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 66, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 39, İbn Seyyid, Uyun, c. 1 , s. 48, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 293.
574. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 129, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 173, Ebu'l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Halebî, İnsânu’l-uyûn, c. 1, s. 216.
575. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 199, Taberî, Târîh, c. 2, s. 196, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 66, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 39, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 293.
576. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 216.
577. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 199, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 129, 156, Taberî, Târîh, c. 2, s. 196, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 173, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 398, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 293.
578. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 173, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 216.
579. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 199, Taberî, Târih, c. 2, s. 196, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Ebu'l-Fidâ, el- Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 293.
580. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 216.
581. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 130, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 173, Ebu’l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 143, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 48, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 216.
582. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 130, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 262.