Kureyş müşriklerinin ileri gelenlerinden:
1. Ebu Cehil, 58
2. Ebu Leheb,
3. Ebu Süfyan,
4. Nadr b. Haris,
5. Ümeyye b. Halef,
6. Âs b. Vâil. 59
7. Mut'im b. Adiyy... gibi60 kişilerin de içlerinde bulunduğu bir topluluk, Velid b. Mugîre'nin yanında, 61 Dârü'n-Nedv'e'de62 toplandılar.
Velid b. Mugîre, onların içinde oldukça yaşlı63 ve nüfuzlu bir kimse idi. 64
Kabe'ye bir yıl onun dışındaki Kureyşîler topluca örtü örterlerdi. Bir yıl da, tek başına o örter, İdi diye anılır, yani Kabe'ye örtü örtmekte Kureyşîlerin tümüne denk sayılırdı. 65
Velid b. Mugîre, onlara:
" Ey Kureyş cemaatı! İşte, hac mevsimi de geldi!
Bu mevsimde Arap heyetleri yanınıza geleceklerdir.
Tabiî ki, onlar şu sahibinizin işini de işitmiş bulunuyorlardır. 66
Onlar hac günlerinde yanınıza gelince, Muhammed hakkında size birtakım sorular soracaklardır.
Kiminiz 'O bir sihirbazdır! ' diyecek.
Kiminiz 'O bir şairdir! ' diyecek.
Kiminiz de 'O bir kâhindir! ' diyecek.
Onun hakkında ihtilafa düşeceksiniz. 67
Halk da bu kadar şeylerin bir kimsede birleşemeyeceğini anlayacak, sözlerinize kulak asmayacaktır. 68
Siz onun hakkında bir tek görüşte birleşin!
Birbirinizi yalanlayıp, birbirinizin sözünü reddedip de anlaşmazlığa düşmeyin! " dedi.
" Ey Abduşşems'in babası! Haydi, sen, bizim için birşey söyle, bir görüş ileri sür de, onun hakkında onu söyleyelim?" dediler.
Velid b. Mugîre:
" Hayır! Siz söyleyiniz de, ben dinleyeyim! " dedi.
Kureyşîler
" 'Kâhindir' deriz" dediler.
Velid:
" Hayır! Vallahi, o bir kâhin değildir! Biz kâhinleri görmüşüzdür.
Onun okuduğu şeyler, ne kâhin mırıldanışı, ne de kâhin düzmesi, koşmasıdır! 69
Kehanet sahibi olan, doğru da söyler, yalan da söyler.
Biz, şimdiye kadar, Muhammed'de hiçbir yalan görmedik ki! " dedi. 70
Kureyşîler
" 'O mecnundur, delidir' deriz" dediler.
Velid b. Mugîre:
" O mecnun da değildir! Biz delilikleri ve delilik alâmetlerini, belirtilerini çok iyi biliriz. Onun ne boğulması, ne çarpınıp titremesi, ne de evhamlanması var" dedi.
Kureyşîler
" 'Şairdir' deriz" dediler.
Velid b. Mugîre:
" O şair de değildir! Biz şiirin her çeşidini; recezini, hacezini, karizasını, makbuzasını ve mebsutasını.. çok iyi biliriz. Onun okudukları şiir değildir" dedi.
Kureyşîler
" Öyle ise 'O sihirbazdır' deriz" dediler.
Velid b. Mugîre:
" O sihirbaz da değildir. Biz sihirbazları ve onların yaptıkları sihirlerini görmüşüzdür. Onun okudukları ne sihirbazların okuyup üfledikleridir, ne de düğümleyip bağladıklarıdır" dedi.
Kureyşîler
" Ey Abduşşems'in babası! Haydi, sen söyle! Ne diyelim! " dediler.
Velid b. Mugîre:
" Siz, onun hakkında, söylediğiniz şeylerden hangisini söylerseniz, boş ve yersiz olduğu anlaşılır. Bence, yine onun hakkında 'Sihirbazdır' demeniz, herhalde, akla en yakın olanıdır!
Çünkü, onun getirdiği söz bir sihir gibidir: İnsanın babasıyla arasını açıyor. İnsanın kardeşiyle arasını açıyor. İnsanın karısıyla arasını açıyor. İnsanın kabilesiyle arasını açıyor! " dedi.
Velid'in yanından dağıldılar. 71
Bunun üzerine, Müddessir sûresinin 11-29. âyetleri, Velid b. Mugîre hakkında nazil oldu. 72
Kureyş müşrikleri, Mekke'de bağırıp başlarına topladıkları halka:
" Muhammed sihirbazdır" dediler.
Halk arasında bunu yaydılar. 73
Hac mevsiminde, halkın gelip geçeceği yollara dikildiler.
Kendilerine rastlayıp da Peygamberimiz Aleyhiselamı anmadıkları, Peygamberimiz aleyhisselâmla görüşmekten sakındırmadıkları bir kimse bırakmadılar. 74
Kureyş müşrikleri; Peygamberimiz aleyhisselâm hakkında uydurdukları şeyleri kendileriyle buluşan insanlara böylece söylemekle, Peygamberimiz aleyhisselâmın işini, yani İslâmiyeti de bütün Arap kabilelerine duyurmuş, yaymış oluyorlardı. 75
Ebu Talib Amca, Arap halkı topluluklarının da Kureyş müşrikleriyle birlikte kendisine karşı harekete geçebileceklerinden korkunca, söylediği uzunca bir kasidede;
Mekke'nin ve Mekke'deki Kutsal Makamların dokunulmazlığına sığındığını açıkladı. Kureyşîlerin ileri gelenlerinden birçoklarını Vefâsızlıklarından ve samimiyetsizliklerinden dolayı kınadı.
Peygamberimiz aleyhisselâm hakkında da:
" Beytullah'a andolsun ki; mızraklar ve oklarla savaşmadıkça, çoluk ve çocuklarımızı bize unutturacak derecede çevresinde çarpışarak yerlere serilmedikçe, Muhammed'i teslim etmeyiz! " dedi. 76
Peygamberimiz aleyhisselâm; kavminin hür veya köle her müşrikinin hiç sevmediği kötü tutum ve davranışlarıyla karşılaşarak üzüntüler içinde evine döndükçe, Yüce Allah onun üzüntüsünü Hazret-i Hatice'nin teselli ve teşvik edici sözleriyle hafifletiyor, gideriyor, vazifesini kolaylaştırıyordu. 77
--------------------------------------------
58. Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 29, s. 189.
59. Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 29, s. 189, Kurtubî, Tefsîr, c. 19, s. 60.
60. Kurtubî, Tefsîr, c. 19, s. 60.
61. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 288, Belâzurî, Ensâbu’l-eşraf, c. 1, s. 133, Ebu Nuaym, Delâil ü'n-nübüvve, c. 1, s. 232, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 198, Ebu'l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 202, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1 , s. 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s. 155, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 61.
62. Belâzurî, Ensâbu’l-eşraf, c. 1, s. 133.
63. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 288, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 232, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 198, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s. 155, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 61.
64. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 198.
65. Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c. 1, s. 133, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 2, s. 71.
66. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 288, Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 232, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c, 2, s. 198, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 202, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s. 155, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 61.
67. Belâzurî, Ensâbu’l-eşraf, c. 1, s. 133, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 71, Kurtubî, Tefsîr, c. 19, s. 60-61.
68. Belâzurî, Ensâbu’l-eşraf, c. 1, s. 133, Kurtubî, Tefsîr, c. 19, s. 61.
69. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 288-289, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 232, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 198, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 202, İbn Seyyid, c. 1, s. 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s. 156, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 61.
70. Belâzurî, Ensâbu’l-eşraf, c. 1, s. 133, Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 29, s. 189, Kurtubî, Tefsîr, c. 19, s. 61.
71. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 289, Ebu Nuaym , Delâil ü'n-nübüvve, c. 1, s. 232, Beyhakî, Delâil ü'n-nübüvve, c. 2, s. 200, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 1 , s. 202-203, İbn Seyyid, Uyûnu’l-eser, c. 1, s. 101, Zehebî, Târîhu’l-İslâm, s. 156, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 61.
72. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 1, s. 289-290, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 133, Taberî, Tefsîr, c. 29, s. 156, Hâkim , Müstedrek, c. 2, s. 507, Beyhakî, Delâil ü'n-nübüvve, c. 2, s. 200-201, Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, s. 295.
73. Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 29, s. 190, Kurtubî, Tefsîr, c. 19, s. 61.
74. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 289, Ebu Nuaym , Delâil ü'n-nübüvve, c. 1, s. 232, Beyhakî, Delâil ü'n-nübüvve, c. 2, s. 200, İbn Seyyid Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 101, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s. 156, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 61.
75. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 291, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 101.
76. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 1, s. 291-299, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s. 162-163, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 53-57.
77. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 257, 300, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1820, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 7, s. 82, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 91, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 24, Halebî, İnsânu’l-uyûn, c. 1, s. 432.