Allah yolunda işkencelere uğratılan kimsesiz Müslümanlardan Suheyb b. Sinan, Hazret-i Ali'den sonra, Medine'ye hicret etmek maksadı ile Mekke'den yola çıkınca, Mekkelilerden bazıları arkasından yetiştiler ve:

" Sen buraya fakir, hakîr olarak geldin.

Yanımızda erişemeyeceğin kadar bol servete eriştin!

Sonunda da kendinle birlikte servetini de alıp gitmek istiyorsun ha?

Vallahi işte bu olmaz! " dediler.

Suheyb hemen hayvanından yere indi. Ok çantasındaki okları çıkardı ve:

" Ey Kureyş cemaatı! İyi bilirsiniz ki; ben sizin en iyi ok atanlarınızdan birisiyim.

Vallahi, yanımda bulunan ok çantamdaki okların hepsini size atar, sonra da kılıcımı çalarım. Bunlardan birisi elimde bulundukça bana yaklaşamazsınız. Ancak onlar elimden çıktıktan sonra bana istediğinizi yapabilirsiniz.

Size şimdi servetimin yerini gösterir, onu size bırakırsam; yolumu açar, beni serbest bırakır mısınız?" dedi.

Müşrikler:

" Evet! " dediler.

Suheyb servetini onlara bırakarak yoluna devam etti. Rebiülevvel ayının ortalarında Küba'ya gelip Peygamberimiz aleyhisselâma kavuştu.

O sırada, Peygamberimiz aleyhisselâmın yanında Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer bulunuyordu.

Önlerinde de Külsûm b. Hidm'in getirdiği, Ümmü Cirzan diye anılan hurma cinsinden, üzerinde yaş ve olgun hurmaları bulunan taze yapraklı salkım halinde hurma vardı.

Suheyb b. Sinan'ın yolda gözleri ağrımış, karnı da son derecede acıkmıştı. Hemen kendini hurmalara attı.

Hazret-i Ömer:

" Yâ Rasûlallah! Suheyb'i görmüyor musun? Hem gözü ağrıyor, hem yaş hurma yiyor! ?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm Suheyb'e:

" Hem gözün ağrıyor, hem de yaş hurma yiyorsun ha?! " buyurunca, Suheyb:

" Ben, onu gözümün ağrımayan tarafıyla yiyorum! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm gülümsedi.

Suheyb, Hazret-i Ebu Bekir'e:

" Sen bana yoldaş olacağını vaad etmiştin. Beni bırakıp yola çıktın, değil mi?

Yâ Rasûlallah! Sen beni Mekke'de bırakıp yola çıktığın zaman, Kureyş müşrikleri beni yakaladılar, hapsettiler.

Ben de servetimi vererek kendimi ve ailemi satın aldım! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Suheyb kazandı!

Suheyb kazandı!

Ebu Yahya! Satış kârlı çıktı!

Satış kârlı çıktı! " buyurdu. 79

Suheyb b. Sinan der ki:

" Resûlullah aleyhisselâm, beni görünce:

'Ebu Yahya! Satış kârlı çıktı!

Ebu Yahya! Satış kârlı çıktı!

Ebu Yahya! Satış kârlı çıktı! ' buyurdu.

'Yâ Rasûlallah! Senin yanına gelmekte beni kimse geçmemişti.

Herhalde, bunu sana Cebrail aleyhisselâmdan başkası haber vermemiştir! ' dedim." 80

-------------------------------------

79. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 227-229, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 182-183, Zehebî, Siyeri a'lâmi'n-nübelâ, c. 2, s. 13-14.

80. Hâkim. Müstedrek. c. 3. s. 400.