Peygamberimiz aleyhisselâmın mescidi, önceleri yatsı ve sabah namazı vakitlerinde, kuru hurma dallan, yaprakları yakılarak aydınlatılirdi. 117
Temimü'd-Dârî, Şam'dan Medine'ye gelirken, yanında birkaç altın kandil ile, kandil bağlan getirmişti.
Cuma gecesi, uşaklarından birine emretti; kandil bağlarını serdirdi.
Kandilleri astırdı.
Kandillerin içine, fitil ve zeytinyağı koydurdu.
Güneş batıp karanlık basınca, kandilleri yaktırdı.
Peygamberimiz aleyhisselâm mescide gelip de mescidin kandillerle aydınlandığını, parladığını görünce:
" Kim yaptı bunu?" diye sordu.
" Temimü'd-Dârîyaptı yâ Rasûlallah! " dediler.
Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:
" Sen İslâmiyeti nurlandırdın ve onun mescidini süsledin. Allah da seni dünyada ve ahirette nurlandırsın! " buyurdun8 ve:
" Mescidimizin kandilini kim yakacak?" diye sordu.
Temimü'd-Darî:
" Şu uşağım! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Nedir onun adı?" diye sordu.
Temimü'd-Dârî:
" Fetih! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Hayır! Onun adı Sirac! " buyurdu, Sirac oldu. 119
-------------------------------------
117. İbn Abdilberr, Istiâb, c. 2, s. 683, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 2, s. 328, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 18, Halebî, Insânu'l-uyûn, c. 278.
118. Şemhûdî, Vefâu'l-Vefâ, c. 2, s. 596-597.
119. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 683, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe. , c. 2, s. 328, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 17, 18.