Utbe b. Rebia çarpışmaya hazırlandığı zaman, Hakîm b. Hizam ona:

" Velid'in babası! Biraz bekle!

Yoksa, men ettiğin birşeyi ilk işleyen sen olursun! " dedi. 251

Fakat, Utbe ve kardeşi Şeybe ve Utbe'nin oğlu Velid, Hazret-i Ali'nin dediği gibi, sadece Cahiliye gururu ve gayretiyle meydana çıktılar ve:

" Bizimle çarpışacak kim var?" dediler. 252

Onlara karşı, Ensar gençlerinden üçü;

Avf,

Muawiz, 253

Muaz254 ya da Abdullah b. Revana meydana çıktı. 255

Peygamberimiz aleyhisselâm, Müslümanlarla müşrikler arasındaki bu ilk savaşta, Ensarın müşriklerle karşılaşmalarını istemiyordu. 256

Kureyş müşrikleri, karşılarına çıkan Ensara:

" Siz, kimlersiniz?" diye sordular.

Ensar gençleri:

" Ensardanız! " dediler.

Müşrikler:

" Bizim sizinle bir işimiz yok! " dediler.

Onlardan birisi. 257 Utbe b. Rebia:

" Biz bunlarla çarpışmak istemiyoruz! 258

Ey Muhammed! Sen kavmimizden, dengimiz olanları karşımıza çıkar! 259

Biz, Abdulmuttalib oğullarından, amcalarımızın oğullarıyla çarpışacağız! " dedi. 260

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm, saflarına dönmelerini Ensar gençlerine emir ve kendilerine dua ettikten sonra:

" Kalkınız ey Hâşim oğulları! Allah'ın nurunu, bâtıllanyla söndürmek için gelenlere karşı, hak yolunda çarpışınız-ki, zaten Allah peygamberinizi de bunun için göndermiş bulunuyor! 261

Kalk ey Ubeyde b. Haris!

Kalk ey Hamza!

Kalk ey Ali! " buyurdu. 262

Ubeyde b. Haris, Hazret-i Hamza ve Hazret-i Ali hemen kalkıp müşriklerin karşılarına vardıkları zaman, müşrikler:

" Siz, kimlersiniz?263 Konuşunuz ki, sizi tanıyalım.

Eğer dengimiz iseniz, sizinle çarpışalım! " dediler. 264

Ubeyde b. Haris:

" Ben, Ubeydeyim! "

Hazret-i Hamza:

" Ben, Hamzayım! "

Hazret-i Ali:

" Ben, Ali'yim! " dedi.

Bunun üzerine, Utbe b. Rebia:

" Değerli birer denklersiniz! " dedi. 265

Kavmin en yaşlısı olan Ubeyde b. Haris, Utbe b. Rebia ile,

Hazret-i Hamza, Şeybe b. Rebia ile,

Hazret-i Ali de, Velid b. Utbe ile karşılaştı ve çarpıştı.

Hazret-i Hamza, Şeybe b. Rebiayı,

Hazret-i Ali de, Velid b. Utbe'yi öldürmekte gecikmedi.

Ubeyde b. Haris ile Utbe b. Rebia ise, karşılaştılar ve çarpıştılar.

İkisi de, ayakta duramayacak derecede birbirlerini yaraladılar.

Hazret-i Hamza ve Hazret-i Ali, kılıçlarıyla Utbe'nin üzerine yürüyüp, kendisinin ölümünü hızlandırdılar.

Ubeyde b. Hâris'i yüklenip, İslâm karargâhına getirdiler. 266

Ubeyde'nin kesilen ayağının bileğinden kan ve ilikleri akmakta idi. 267

Ubeyde b. Haris, o halinde yanağını Peygamberimiz aleyhisselâmın ayağının üzerine koyarak: 268

" Yâ Rasûlallah! Ben şehit değil miyim?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! Şehitsin! " buyurdu.

Ubeyde b. Haris:

" Vallahi, Ebu Talib sağ olsaydı, söylediği söze kendisinden ziyade benim lâyık olduğumu anlardı! " dedi ve Ebu Talib'in:

" Biz onun çevresinde, bize çoluklarımızı, çocuklarımızı unutturacak derecede çarpışıp yerlere serilmedikçe, onu size teslim edeceğimizi mi sanıyorsunuz?" mealli beytini okudu. 269

Ne mutlu o kişiye ki

Hayatının sonucunda

Bulur Şanlı Peygamberi

Kendisinin başucunda.

Ubeyde b. Haris, Bedirden dönülürken, 270 Safra'da Vefât etti ve oraya gömüldü. 271

Allah ondan razı olsun!

Peygamberimiz aleyhisselâm, Nâziye'de konakladığı ve ashabın:

" Biz, bir misk kokusu duyuyoruz! ?" diyerek hayret ettikleri zaman:

" Duymanıza ne engel var? İşte, Ebu Muaviye'nin [Ubeyde b. Hâris'in] kabri oradadır! " buyurmuştur. 272

-------------------------------------

251. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 67.

252. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 71 Zehebî, Megâzî, s. 65, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 278, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 76.

253. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Vâkıdî, Megâzî, c. 1 , s. 68, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 17, Taberî, Târih, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 54, Zehebî, Megâzî, s. 36.

254. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 17, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 273.

255. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Esîr, Kamil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 254, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 273.

256. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 17.

257. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 36, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 273.

258. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 71, Zehebî, Megâzî, s. 65.

259. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 17, Taberi, Târih, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 72, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 36.

260. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 72, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 278.

261. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 17.

262. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 117 Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 71-72, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 278.

263. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târîh, c. 2, s. 279, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 71-72, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 254, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 273.

264. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 68, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 17, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 273.

265. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberi, Târîh, c. 2, s. 279, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 255, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 277.

266. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 277, Taberî, Târih, c. 2, s. 279, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 255, Zehebî, Megâzî, s. 37, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 277.

267. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 69, Taberî, Târih, c. 2, s. 279.

268. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 274.

269. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 69-70, Taberî, Târih, c. 2, s. 279, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 188, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 125, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 274, Diyarbekri, Târîhu'l-hamîs, c. 1, s. 278.

270. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 188, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1021, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 557.

271. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 50, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 188, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1021, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 554.

272. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1021, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 554.