Sa'd b. Muaz Benî Kurayza Yahudileri hakkındaki hükmünü verdikten kısa bir müddet sonra, Hendekte aldığı yara deşiliverdi. 203

Hazret-i Âişe der ki:

" Mescidde Sa'd b. Muaz'ın bulunduğu çadırın yanıbaşında, Gıfâr oğullarından bazı kişilere ait bir çadır daha vardı.

Onlar kendi hallerinde oturup dururlarken, birde bakmışlar ki, kendilerine doğru bir kan akıp geliyor!

'Sizin tarafınızdan bize doğru akıp gelen bu kan nedir?! ' dediler.

Meğer Sa'd'ın yarası deşilmiş, kan akıp duruyormuş! 204

Peygamberimiz aleyhisselam, bunu haber alınca, hemen onun yanına vardı, başını tutup dizinin üzerine koydu. Üzerine beyaz bir örtü örttürdü, ayakları açıkta kaldı.

Peygamberimiz aleyhisselam:

'Ey Allah'ım! Sa'd, Senin Resûlünü tasdik ve Senin yolunda cihad etti, bu yolda vazifesini yaptı.

Ruhlarını kolayca alıp manevî huzuruna kabul buyurduğun kulların arasında, onun da ruhunu kolayca al ve huzuruna kabul buyur! ' diyerek dua etti.

Sa'd b. Muaz, Peygamberimiz aleyhisselamın sözlerini işitince, gözlerini açti ve:

'Selam sana yâ Rasûlallah! Ben senin Resûlullah olduğuna şehadet ediyorum! ' deyip gözlerini kapadı! "

Sa'd b. Muaz'ın ev halkı, Peygamberimiz aleyhisselamın böyle Sa'd b. Muaz'ın başını dizine aldığını ve onun konuştuğunu görünce, korktular. 205

Sa'd b. Muaz geceleyin ruhunu teslim ettiği zaman, Cebrail aleyhisselam başına ak atlastan bir sank sarmış olduğu halde Peygamberimiz aleyhisselamın yanına gelerek:

" Yâ Muhammed! Kimdir bu ölü ki, kendisi için gök kapıları açıldı ve Allanın Arş'ı titredi! " dedi. 206

" Arş-ı Rahman'ın titremesi, Sa'd b. Muaz'ın Vefâtına sevincinden ve ona kavuşmaktan ileri geliyordu" denilmiştir. 207

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Geceleyin, Sa'd'dan daha ağır bir hasta bulunduğunu bilmiyorum. Acaba Sa'd ne yapıyor, nasıldır?" buyurunca, ashab:

" Yâ Rasûlallah! Herhalde, onun ruhu kabzolunmustur! Kavmi gelip onu evlerine götürmüşler" dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam sabah namazını kıldıktan sonra Müslümanlarla birlikte hızla yürüyüp gittiler. 208

Mahmud b. Lebid der ki:

" Resûlullah aleyhisselamla birlikte biz de gittik.

Resûlullah aleyhisselam o kadar hızla yürüyordu ki, nihayet, ayakkabılarımızın tasmaları koptu, ridalarımız boyunlarımızdan düştü.

Ashabdan bazıları:

'Yâ Rasûlallah! Hızla yürümekten yorulduk artık! ' diyerek şikâyetlendiler. 209

Peygamberimiz aleyhisselam:

'Hanzale'yi yıkamada olduğu gibi, meleklerin yine bizi geçip Sa'd'ı yıkayıvereceklerinden korktum! " buyurdu. 210

Resûlullah aleyhisselam eve eriştiği zaman, Sa'd yıkanıyor, annesi de:

'Vay Sa'd'ın annesinin başına gelenlere! ' diye başlayan ağıtını yakıyor; ağlıyordu.

Resûlullah aleyhisselam:

'Ölü üzerine ağlayan her kadın, olmadık iyilikler sayarak yalan söyler! Fakat, Sa'd b. Muaz'ın annesi bundan müstesnadır ki, o onun hakkında ne söylerse yalan söylemiş olmaz! ' buyurdu."

Seleme de:

" Biz kapının önünde idik. Resûlullah aleyhisselamın arkasından eve girmek istiyorduk.

Resûlullah aleyhisselam içeri girdi.

Evde, üzerine kilim örtülmüş olan Sa'd'dan başka kimse yoktu.

Resûlullah aleyhisselamın yaklaştığını görünce, durdum. Kendisi bana 'Dur! ' diye işaret edince, geri döndüm.

İçeride bir müddet kaldıktan sonra, çıktı.

'Yâ Rasûlallah! Ben içeride kimse görmedim! Halbuki, senin yavaşladığını gördüm! ' dedim.

Resûlullah aleyhisselam:

'Oturmaya kadir olamadım. Ancak meleklerden birisi kanatlarını benim için toplayıp bükünce oturabildim! ' buyurdu ve Sa'd b. Muaz için de:

'Bu, sana ihsandır ey Ebu Amr!

Bu, sana ihsandır ey Ebu Amr!

Bu, sana ihsandır ey Ebu Amr! ' buyurdu. 211

Sa'd'ın annesine de:

'Artık gözyaşın akmayıp dinse ve üzüntün gitse olmaz mı?

Çünkü, senin oğluna ilk gülen Allah ve ilk titreyen de Arş olmuştur! 212 Sa'd b. Muaz Rabbine kavuşmayı dünyadan ayrılıncaya kadar dilemiş, özlemiş durmuştur! ' buyurdu." 213

-------------------------------------

203. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 262.

204. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 426, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 119.

205. İbn Sa’d, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 327.

206. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 262, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 526.

207. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 434 Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 206.

208. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 423, 424.

209. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 526, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 427, 428.

210. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 528, İbn Sa'd, c. 3, s. 428.

211. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 526, 527, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 428, 429.

212. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 434, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 206.

213. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 216.