Gönderiliş Tarihi ve Sebebi
Hicretin 7. yılında, 258 Muharrem ayında, 259 İslâmiyete davet etmek üzere hükümdarlara gönderilen altı elçiden birisi de Şüca' b. Ebi Vehb olup, Peygamberimiz aleyhisselam onu Şam sınırı hükümdarı Haris b. Ebi Şimr el-Gassanî'ye göndermişti. 260
Haris b. Ebi Şimr, Hıristiyan Arapların hükümdarı idi. 261
Peygamberimiz aleyhisselam, Haris b. Ebi Şimr'e gönderdiği " Muhammed Resûlullah" mührü ile mühürlü mektubunda şöyle buyurdu:
" Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah'ın Resûlü Muhammed'den Haris b. Ebi Şimr'e!
Doğru yola uyan, tâbi olanlara, Allah'a iman eden ve Resûlünü doğrulayanlara selam olsun!
Ben seni eşi, ortağı olmayan Bir Allah'a imana davet ediyorum!
Davetimi kabul edersen, hüküm ve saltanatın yine sende kalacaktır." 262
Şüca' b. Ebi Vehb, mühürlenip kendisine verilen bu mektupla yola çıktı. 263 Şüca' b. Ebi Vehb der ki:
" Haris b. Ebi Şimr'e gittim.
Kendisi, o sırada Dımaşk'ın Gota bölgesinde* bulunuyor, Kayser Herakliyus'a yapılacak kondurma, ağırlama ve armağan hazırlıklarıyla uğraşıyordu.
Kayser Herakliyus, Hıms'tan İlyaya (Kudüs'e) gelmişti. 264
Hâris'in kapısında iki veya üç gün kadar oturup onu bekledim.
Hâris'in kapıcısına:
'Ben Resûlullah aleyhisselamın Hâris'e gönderdiği elçisiyim! ' dedim.
Kapıcı:
'Sen onunla buluşamazsın! O ancakfilan gün, filan saatte çıkar! ' dedi.
Kapıcı Rum'du ve kendisinin adı da Mira idi.
Mira, Resûlullah aleyhisselamı benden sordu.
Ben de, Resûlullah aleyhisselamın sıfatlarını ve Haris b. Ebi Şimr'i nelere davet ettiğini anlatınca, içi kabardı, en sonunda kendisini tutamayarak ağlamaya başladı.
Ağlarken de;
'Ben İncil'i okudum. Bu peygamberin sıfatlarını265 ve onun insanları nelere davet edeceğini266 İncil'de aynen yazılı buldum! 267
Fakat, ben onun Şam'dan çıkacağını sanıyordum. Kurazîlerin yurdundan (Medine'den) çıktığını gördüm! 268
Ben ona iman ve kendisinin peygamberliğini tasdik ediyorum. Fakat, Haris beni öldürür diye, imanımı açıklamaktan korkuyorum! ' diyor, ondan hayır gelmeyeceğini üzülerek haber veriyor, bana ikramda bulunuyor, beni en güzel şekilde ağırlıyordu.
En sonra, Haris bir gün çıkıp tahtına oturdu, başına tacını koydu.
Kendisinin yanına girmeme izin verildi. Girip Resûlullah aleyhisselamın mektubunu ona sundum.
Haris, mektubu okuduktan sonra, yere attı ve:
'Saltanatımı benden kim sökebilecekmiş göreyim?!
O Yemen'de de olsa, halkla üzerime gelmeden, ben ona gideceğim! ' dedi.
Gece gelip kavuşuncaya kadar, oturduğu yerden ayrılmadı. Sonra, kalkıp atların nallanmasını emretti.
Bana da:
'Sahibine, gördüğünü haber ver! ' dedi.
Kayser'e bir mektup yazıp elçiliğimin haberini bildirdi ve Resûlullah aleyhisselamın üzerine yürümeye hazırlandı. 269
O sırada, Kayser Herakliyus Kudüste, Dıhyetü'l-Kelbî de Kayser'in yanında bulunuyordu. 270
Kayser Herakliyus, Hâris'in mektubuna yazdığı karşılıkta:
'Sakın, onun üzerine varayım deme! İlya'da benimle buluş! ' dedi.
Kayser'den mektubunun cevabı gelince, Haris beni huzuruna çağırdı ve bana:
'Sahibinin yanına ne zaman gitmek istiyorsun?' diye sordu.
'Yarın! ' dedim.
Bana yüz miskal altın bahşiş verilmesini emretti.
Hâris'in kapıcısı Mira da, bana yol için azık ve elbise yetiştirip:
'Resûlullah aleyhisselama benden selam söyle! 271 Dinine tâbi ve Müslüman olduğumu haber ver! ' dedi. 272
Medine'ye dönüp Haris b. Ebi Şimr'in dediklerini ve davranışını Peygamber aleyhisselama haber verdim.
Peygamber aleyhisselam:
'Onun saltanatı yok olsun! ' buyurdu.
Mira'nın selam söylediğini ve dediklerini de haber verdim.
Resûlullah aleyhisselam:
'Doğrudur! ' buyurdu." 273
Haris b. Ebi Şimr, Mekke'nin fethi (Hicretin 8. ) yılında öldü. 274
Onun ölümü ile Gassanî saltanatı Cebele b. Eyhem'e geçti ve onda da sona erdi. 275
-------------------------------------
258. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 258, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 351.
259. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 258.
260. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 254, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 261, c. 3, s. 94 Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 270.
261. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 254, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 268.
262. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 270, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 72, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 268, Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1 , s. 296, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 38, 39, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 304, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 356.
263. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 39.
264. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 261 , Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 270, Diyarbekrî, c. 2, s. 39.
265. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 261, Ebu'l-Ferec, el-Vefâ, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 270, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 39, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 305, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 357.
266. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 39, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 357.
267. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 261, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 737, İbn Seyyid, c. 2, s. 270, Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 405, Zürkânî, c. 3, s. 357.
268. Diyarbekrî, c. b. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305 Zürkânî, c. 3, s. 357.
269. İbn Sa'd. c. 1, s. 261, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 737, 738, İbn Seyyid, c. 2, s. 270, 271. Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305, Zürkânî, c. 3, s. 357.
270. Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305, Zürkânî, c. 3, s. 357.
271. İbn Sa'd. c. 1, s. 261, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 737, 738, İbn Seyyid, c. 2, s. 270, 271. Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305, Zürkânî, c. 3, s. 357.
272. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 271, Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, c. 3, s. 305, Zürkânî, c. 3, s. 357.
273. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 261, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 271, Diyarbekrî, c. 2, s. 39, Halebî, İnşân, c. 3, s. 305, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 357.
274. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 261 , Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 738, Diyarbekrî, c. 2, s. 39.
275. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 305.