Hayber Yahudilerinin 10. 000 kişilik savaş erleri 100 her gece tanyeri ağarmadan önce silahlarını kuşanıp savaş düzenine göre saf bağlarlar; 101 kalelerine, kalelerinin sarplığına, silahlarının ve sayılarının çokluğuna bakarak Peygamberimiz aleyhisselamın kendileriyle çarpışamayacağını sanırlar ve:

" Muhammed mi bizimle çarpışacak?! Ne kadar uzak! " diyerek gururlanırlardı. 102

Peygamberimiz aleyhisselam geceleyin meydanlarına gelip konuncaya kadar, Hayber Yahudilerinin haberleri olmadı.

Hayber Yahudileri, aralarında anlaşmazlığa da düştüler.

Haris Ebu Zeyneb adındaki Yahudi kaleler dışında karargâh kurmalarını ve Peygamberimiz aleyhisselamla kaleler dışında çarpışmalarını teklif ve tavsiye etmiş ve:

" Benim gördüğüm, Muhammed tarafından kuşatıldıktan sonra onun emrine boyun eğerek kalelerinden inmek zorunda kalanlar için hayat hakkı kalmamış, onlardan kimisi esir edilmiş, kimisi de sonradan öldürülmüştür! " demişti.

Yahudiler

" Bizim bu kalelerimiz, senin o misal getirdiğin kalelere benzemez! Bu sarp kaleler, dağların tepeleri üzerindedir! " demişler, Hâris'in görüşünü benimsememişler ve kalelerine sığınmışlardı. 103

Yahudilerin ileri gelenlerinden Sellâm b. Mişkem Hayber'in Sa'b b. Muaz kalesinde idi.

Yahudi casuslarından birtopluluk onun evine gittiler.

Ona, kaleden dışarı çıkıp da mı, yoksa kalelere sığınarak mı çarpışılmasının uygun olacağını danıştılar.

Sellâm, onları kaleden dışarı çıkarak çarpışmaya teşvik etti ve:

" Yerinde olan görüş; Abdullah b. Übeyy'in öğüt yoluyla size işaret eylediğidir! " dedi.

Fakat, Hayberliler kalelerden dışarı çıkmaya cesaret edemeyerek kalelerinde kaldılar. 104

Peygamberimiz aleyhisselamın İslâm mücahidleriyle birlikte Hayber'e geldiği gece Hayberliler hep uykuya dalmışlar, hiç kımıldamamışlar, horozları bile ötmem işti. Güneş doğunca, tarlalarına gitmek üzere kalelerinin kapılarını açmışlardı. 105

Enes b. Malik der ki:

" Resûlullah aleyhisselam bir kavimle çarpışacağı zaman, sabah olmadıkça onlara ansızın baskın yapmaz, ezan sesi işitirse baskın yapmaktan vazgeçer, ezan sesi işitmezse baskın yapardı.

Hayber'e geceleyin inmiştik.

Resûlullah aleyhisselam orada geceyi geçirdi. 106

Sabah namazını Hayber'in yanıbaşında, daha karanlık iken kıldık. 107

Sabah olup Hayber'den ezan sesi işitmeyince, 108 hayvanına bindi.

Bizler de hayvanlarımıza bindik.

Ben Ebu Talha'nın terkisine bindim.

Giderken, benim dizim Resûlullah aleyhisselamın dizine değmekte idi. 109

Sabahleyin, Hayber işçileriyle karşılaştık. 110

İşçiler, kaleden çıkıp, araçları, zenbilleri, kovaları ile* tarlalarına gidiyorlardı.

Resûlullah aleyhisselamla askerlerini görür görmez:

İşte Muhammed ve Hamîs! 111 İşte Muhammed ve Hamîs! Vallahi, Muhammed! İşte Muhammed ve Hamîs! '112 diyerek bağırıştılar ve hemen arkalarına dönüp kaçtılar. 113

Resûlullah aleyhisselam, ellerini kaldırdı 114 ve:

'Allahuekber! Allahuekber! Harab olup gitti Hayber!

Biz düşman bir kavmin yurduna baskın yapıp girdik mi, uyarılmış olan o kâfirlerin hali yaman olur! ' buyurdu 115 ve bunu üç kere tekrarladı." 116

Hamîs; ordu, 117 büyük askerî birlik demektir.

Cahiliye çağında da, orduya hamîs denirdi. 118

Orduya hamîs denilmesi de beş kısımdan; yani öncü, ardcı, orta, sağ ve sol yan birliklerinden oluştuğu içindir. 119

Peygamberimiz aleyhisselam, Menzile mevkiine kadar ilerledi, hayvanından indi, yürüyerek oradaki bir kayaya doğru gitti. 120

Hayvanın yularını çekmek istediler.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Hayvanı kendi haline bırakınız! " buyurdu.

Hayvan kayanın yanına varıp çöktü. 121

Peygamberimiz aleyhisselam, ağırlıklarının yanına bırakılmasını, mücahidlerin de oralara inmelerini emretti. 122

Hayber'e, hurmaların koruk ve ham bulunduğu bir sırada gelinmişti.

Hava ise çok sıcak ve sıcaklık da tehlikeli derecede idi. 123

Menzile karargâhında, Peygamberimiz aleyhisselam için bir mescid yapıldı. 124

Peygamberimiz aleyhisselam nafile (teheccüd) namazını orada kıldı.

Menzile adını taşıyan bu mescid taştan yapılmıştı. 125

Menzile Mescidi, içinde bayram namazları da kılınan en büyük ve geniş mesciddir.

Peygamberimiz aleyhisselamın namaz kılarken yöneldiği kaya da bu mescidin içindedir. 126

-------------------------------------

100. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 637, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 730.

101. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 642.

102. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 637, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 730.

103. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 737, 738.

104. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 44, 45.

105. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 642.

106. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 343, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 183.

107. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 109, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 97.

108. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 343.

109. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 343, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 109, Buhârî, c. 1, s. 98, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 183.

110. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 343, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 183.

* Baltalan ve kazmalanyla (Vâkıdî, c. 2, s. 642, İbn Sa'd, c. 2, s. 106).

111. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 343, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 111.

112. Mâlik, Muvatta', c. 2, s. 468, İbn Sa'd, c. 2, s. 108, Buhârî, c. 5, s. 73.

113. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 343, Vâkıdî, c. 2, s. 642, 643, İbn Sa'd, c. 2, s. 108, 109.

114. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 111, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 113.

115. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 344, Mâlik, Muvatta', c. 2, s. 468, 469, Vâkıdî, c. 2, s. 643, İbn Sa'd, c. 2, s. 109, Buhârî, c. 1, s. 98, c. 5, s. 73, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 121 Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 153, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 2, s. 148.

116. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 111, Buhârî, c. 1, s. 98.

117. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 228, İbn Esîr, Nihâye, c. 2, s. 79.

118. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 6, s. 551.

119. Süheylî, c. 6, s. 551, İbn Esîr, Nihâye, c. 2, s. 79, Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 17, s. 237, Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 175, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 45, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 730.

120. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 643.

121. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 643, Semhûdî, Vefâu'l-Vefâ, c. 3, s. 1028.

122. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 643.

123. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 660.

124. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 643, Semhûdî, Vefâ, c. 3, s. 1028, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 45.

125. Semhûdî, Vefâ, c. 3, s. 1028, Diyarbekrî, c. 2, s. 45.

126. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 45.