Peygamberimiz aleyhisselam, bir gün, öğle namazını kıldıktan sonra, bir ağacın gölgesine gidip oturmuştu.
Gatafanların başkanı Uyeyne b. Hısn ile Akra' b. Habis kalkıp Peygamberimiz aleyhisselamın yanına vardılar:
Uyeyne b. Hısn, öldürülmüş olan Adbatu'l-Eşcâî'ye karşılık kısas edilmek üzere Muhallim b. Cessâme'nin kendilerine teslimini istiyor; Akra' b. Habis de Hındıf adına Muhallim b. Cessâme'nin savunmasını yapıyordu. 297
Uyeyne b. Hısn:
" Vallahi yâ Rasûlallah! O benim kadınlarıma ölüm acısını tattırıp canlarını yaktığı gibi, ben de onun kadınlarına ölüm acısını tattırıp canlarını yakmadıkça, onun yakasını bırakmam! " dedi. 298
Peygamberimiz aleyhisselam, Uyeyne b. Hısn'a:
" Onun (öldürülenin) diyetini (kan bedelini) alsan, olmaz mı?" buyurdu.
Uyeyne b. Hısn, Peygamberimiz aleyhisselamın teklifini kabule yanaşmadı. Sesler yükseldi, gürültüler çoğaldı. 299
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Hayır! Bu seferimiz sırasında elli deve, dönüşümüzde elli deve diyet alacaksınız! " buyurdu.
Uyeyne b. Hısn, yine yanaşmadı. 300
Mükeytel (veya Müleyser) adlı kısa boylu, 301 tam silahlı, eli kalkanlı302 bir adam kalkıp:
" Yâ Rasûlallah! Doğrusu, ben, İslâmiyetin başında, böyle bir adam öldürme işine rastlamadım!
Önde gelen davar okla vurulunca, arkadaki ürker, kaçar!
Sen bugün kana kanla hüküm ver de, yarın istersen değiştir, diyet üzerine hüküm ver! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, elini kaldırarak:
" Hayır! Bu seferimiz sırasında, hemen elli deve, dönüşümüzde de elli deve diyet alacaksınız! " buyurdu. 303
Akra' b. Habis; Uyeyne b. Hısn ve Kayslarla bir tarafa çekildi ve onlara:
" Ey Kays topluluğu! Siz, öldürülmüş bir kişi yüzünden halk arasında meydana gelen gerginliği gidermek isteyen Resûlullah aleyhisselamın sizi lanetlemeyeceğinden, yahut Resûlullahın size kızmayacağından, onun kızmasıyla da Allah'ın size gazap etmeyeceğinden emin misiniz?!
Akra'm varlığı Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; ya Resûlullah aleyhisselama boyun eğersiniz, o da bu hususta dilediğini yapar, ya da Benî Temimlerden adamınızın kâfir olarak öldürüldüğüne ve hiçbir zaman namaz kılmadığına şehadet edecek elli kişi getiririm de, onun ne öcü alınır, ne de ondan dolayı size bir diyet ödenir! " dedi.
Akra'm bu sözünü işitince, 304 diyet almayı kabul ettiler. 305
O sırada, Muhallim b. Cessâme halkın yanında bulunuyor, ona:
" Git de, Resûlullah aleyhisselam senin için Allah'tan mağfiret dilesin! " 306 diyorlar; Peygamberimiz aleyhisselamın yanındaki kimseler de, Akra' b. Hâbis'e:
" Şu adamınız nerede ise gelse de, Resûlullah aleyhisselam onun için Allahtan mağfiret dilese olmaz mı?" deyip duruyorlardı. 307
Uzun boylu, hafif etli, üzerine yeni bir elbise giymiş, kısas olarak öldürülmek için hazırlanmış bir adam kalkıp Peygamberimiz aleyhisselamın önüne oturdu. 308
Adamın gözlerinden yaşlar akıyordu.
" Yâ Rasûlallah! İşitmiş olduğun işten dolayı, ben nedamet ve Allah'a tevbe ediyorum!
Sen benim için Allah'tan mağfiret dile! " dedi. 309
Peygamberimiz aleyhisselam, ona:
" İsmin nedir?" diye sordu.
Adam:
" Ben Muhallim b. Cessâme'yim! " dedi. 310
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Demek, sen 'Allah'a iman ettim! ' diyen bir adamı, 311 daha İslâmiyetin başlangıcında, silahınla öldürdün hâ?! " buyurdu. 312
" Ey Allah'ım! Muhallim b. Cessâme'yi yarlıgama!
Ey Allah'ım! Muhallim b. Cessâme'yi yarlıgama!
Ey Allah'ım! Muhallim b. Cessâme'yi yarlıgama! " diyerek dua etti. 313
Hasanü'l-Basrî'nin sözlerini yeminle te'kid ederek bildirdiğine göre; Muhallim b. Cessâme çok kalmadı, bir hafta sonra öldü!
Yer onun ölüsünü dışarı attı. 314
Sonra, onu tekrar gömdüler.
Yer onu yine dışarı attı. 315
Bunun üzerine, kavmi onun ölüsünü iki dağ arasına bıraktılar. 316 Vahşi hayvanlar onu yediler! 317
Peygamberimiz aleyhisselam, Muhallim b. Cessâme'nin akıbetini işitince:
" Vallahi, yer ondan daha kötüsünün üzerini örtmüştür.
Fakat, Allah, aranızdaki yasak (birbirinizin canına kıymamak) hakkında, gösterdiği şeyle size öğüt vermek istemiştir" buyurdu. 318
-------------------------------------
297. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 275, Vâkıdî, c. 3, s. 919, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.
298. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.
299. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 919.
300. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 112.
301. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdı, c. 3, s. 919, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 112.
302. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 919.
303. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdî, c. 3, s. 920, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 112.
304. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 277.
305. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 277, Vâkıdî, c. 3, s. 920.
306. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920.
307. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.
308. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdı, c. 3, s. 920.
309. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920.
310. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 276, Vâkıdî, c. 3, s. 920, Ahmed b. Hanbel, c. S. s. 112, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 385.
311. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 386.
312. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920.
313. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 276, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 920, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 112.
314. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 277.
315. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 921.
316. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 277, Vâkıdî, c. 3, s. 921.
317. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 921.
318. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 277.