Rivayete göne; Muaviye b. Ebu Süfyan, halifeliği sırasında Ka'b b. Züheyr'e:
" Resûlullah aleyhisselamın hırkasını bize sat! " diye haber saldı 116 ve kendisine 10. 000 dirhem gönderdi. 117
Ka'b b. Züheyr:
" Ben Resûlullahın hırkasını giymek hususunda hiç kimseyi kendime tercih edemem! " diyerek, Muaviye b. Ebu Süfyan'ın dileğini reddetti.
Ka'b b. Züheyr Vefât ettiği zaman, Muaviye b. Ebu Süfyan, onu Ka'b'ın oğullarından 20. 000 dirheme satın aldı. 118
Bu mübarek hırka, halifeden halifeye tevarüs edile edile geçti. 119
Emevî saltanatının çöküşünden sonra, ilk Abbasî halifesi Seffah Abdullah b. Muhammed (Vefâtı: Hicrî 136) tarafından 300 altına satın alındı. 120
Bayramlarda halifeler tarafından giyilirdi. 121
Halife Muktedir öldürüldüğü zaman, (Hicrî 320) kanı bulaşarak, bu mübarek hırka kiri endi. 122
Abbasîler, Mısır'a gelirken onu yanlarında getirdiler.
Yavuz Sultan Selim Mısır'ı alıp halife olduğu zaman, Mısır'daki mübarek emanetler arasında o da İstanbul'a getirildi. 123
İbn Esîr'in (Vefâtı: Hicrî 630) zamanına kadar halifeler, 124 Kastalânî'nin (Vefâtı: Hicrî 923) zamanına kadar da sultanlar nezdinde bulunagelen125 ve bugün İstanbul'da Hırka-i Saadet Dairesinde Müslümanlar tarafından ziyaret olunan bu mübarek hırka hakkında, Topkapı Sarayı Müdürü Tahsin Özbey şöyle der:
" 1, 24 metre boyunda, geniş kollu olup, siyah yünlü kumaştan yapılmıştır.
İçi, kaba dokunmuş, krem renk yünlü kumaş kaplıdır.
Önünde sağ tarafında 0, 23 x 0, 30 metre ebadında bir parçası noksandır.
Sağ kolunda da eksiklik vardır.
Yer yer haraptır.
Uzun yıllardan beri kumaşlar üzerinde devam eden tedkiklerimiz, bu kumaşın o devre ait olduğu kanaatini vermektedir.
Hırka-i Saadet; müteaddit bohçalara sarılmış olduğu halde, 0, 57 x 0, 45 x 0, 21 ebadında üstten açılır çifte kapaklı altın bir çekmece içindedir.
Bunun üzerinde, Sultan Aziz tarafından yaptın lan ve şefaat talebini hâvi uzunca bir kitabe de bulunmaktadır.
İşbu çekmece, aynca bohçalar içinde olarak büyük bir altın sandukaya konulur ki, bu da Sultan Aziz tarafından yaptırılmış olup, üzerinde " Lâ ilahe illallahu el melikül hakkul mübîn muhammedün resûlullah sâdıkul va'dil emîn" yazılıdır.
Dört ayaklı kaidesi de altın kaplamalıdır.
Not: Hırka-i Saadetin bu ebadda Sultan III. Murad tarafından yaptırılmış olan altın bir mahfazası daha mevcuttur.
Bu, sanat itibarıyla fevkalâde olup, ayrıca zümrütlerle de bezenmiştir.
Fakat, Sultan Aziz yeni mahfazayı yaptırınca, birinci boş kalmış ve şimdi Hazinenin üçüncü salonunda teşhirdedir." 126
-------------------------------------
116. İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 276.
117. Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 222, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 121, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 240, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 60.
118. İbn Esîr, c. 2, s. 276, Kastalânî, c. 1, s. 222, Diyarbekrî, c. 2, s. 121, Halebî, c. 3, s. 240, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 60.
119. İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 49.
120. Ebu'l-Fidâ'dan naklen Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 240.
121. İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 296.
122. Ebu'l-Fidâ'dan naklen Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 240.
123. Corci Zeydan, Medeniyet-i İslâmiye Târihi, Türkçe terce me, c. 1, s. 110.
124. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 276.
125. Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 222.
126. Tahsin Öz, Hırka-i Seâdet Dairesi Emânât-ı Mukaddese, s. 23-24.