Haris b. Dırâru'l-Huzâî, Peygamberimiz aleyhisselamın yanına gelmiş, Peygamberimiz aleyhisselam kendisini İslâmiyete davet edince Müslüman olmuş ve:

" Yâ Rasûlallah! Beni kavmimin yanına geri çevir de, onları İslâmiyete davet edeyim ve Müslüman olanların zekatlarını toplayıp filan zaman sana göndereyim! " demişti.

Peygamberimiz aleyhisselam da, onu, zekatlarını toplamak üzere Benî Mustalıklara göndermişti. 352

Benî Mustalıklar, Huzâalardan bir oymak olup, Ezdî ve Kahtânî idiler. 353

Benî Mustalıklar Müslüman oldular, meydanlarında mescidleryaptılar. 354

Yüce Allah hepsinden razı olsun!

Haris b. Dırâr, Benî Mustalıklardan, mallarının zekatlarını topladı.

Gönderme zamanı geldiği halde Peygamberimiz aleyhisselamın elçisinin gelmediğini görünce, bu hususta Allah ve Resûlünü kızdıracak bir hadise çıktı sandı.

Kavminin ileri gelenlerini toplayıp, onlara:

" Resûlullah aleyhisselam bana bir vakit tayin etmiş ve o zaman elçisini gönderip yanımdaki zekatı aldıracağını söylemişti.

O vakit gelmiş olduğu halde, Resûlullah aleyhisselamın elçisi gelmemiştir.

Resûlullah aleyhisselam sözünden döner değildir.

Kendisinin, elçisini yanında tutup salmayacağını da sanmıyorum.

Herhalde, bu iş yüzünden bir kızma vardır.

Geliniz, Resûlullah aleyhisselamın yanına gidelim" dedi.

O sırada, Peygamberimiz aleyhisselam, Velid b. Ukbe b. Muayt'ı Haris b. Dırâr'ın yanındaki zekat mallarını teslim almak üzere, Benî Mustalıklara göndermişti. 355 Ki, bu, Hicretin 9. yılında idi. 356

Benî Mustalıklar, Velid b. Ukbe'nin geldiğini işitince, sevindiler.

İçlerinden yirmi kişi, onu develer ve davarlarla karşılamaya çıkülar. 357 Fakat, ne deve, ne de davar teslim edilecek bir kimse göremediler! 358

Velid b. Ukbe, Benî Mustalıkların irtidad ettiklerini, Müslümanlıktan döndüklerini ve zekat vermekten kaçındıklarını haber almış, onların kendisini silahlı olarak karşılamaya çıktıklarını görünce de, korkmuştu. 359 Şeytan, kalbine, Benî Mustalıkların kendisini öldürmek istedikleri şüphesini, korkusunu da düşürmüştü. 360

Benî Mustalıkların karşılayıcılarını uzaktan görür görmez, daha yanlarına varmadan, izi sıra geri döndü.

Benî Mustalıkların silahlandıklarını ve kendisinin zekatı toplamasına engel olduklarını Peygamberimiz aleyhisselama haber verdi. 361

" Yâ Rasûlallah! Haris beni zekat toplamaktan men etti ve öldürmek istedi. 362

Benî Mustalıklar seninle çarpışmak için toplanmışlar! " dedi. 363

Peygamberimiz aleyhisselam, Beni Mustalıklara göndermek üzere askerî bir birlik hazırladı. 364

Benî Mustalıklar bunu haber alınca, Velid b. Ukbe'yi karşılamış olan heyet acele Medine'ye geldi. 365

Medine'de, kendilerine gönderilmek üzere bulunan İslâm birliğiyle karşılaştılar.

İslâm birliği, Haris b. Dırâr'ı görünce:

İşte, Haris! " dediler.

Haris b. Dırâr, onlara:

" Sizler kimlerin üzerine gönderiliyorsunuz?" diye sordu.

" Senin üzerine! " dediler.

Haris b. Dırâr

" Ne için benim üzerime gönderiliyorsunuz?" diye sordu.

" Resûlullah aleyhisselam sana Velid b. Ukbeyi göndermişti.

Onun söylediğine göre; sen onun zekatı toplamasına engel olmuş ve kendisini de öldürmek istemişsin! " dediler.

Haris b. Dırâr

" Hayır! Muhammed'i hak din ve Kitabla peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; ben kat'iyyen ne onu (Velid b. Ukbe'yi) gömnüşümdür, ne de o benim yanıma uğramıştır! " dedi.

Haris b. Dırâr Peygamberimiz aleyhisselamın yanına girdiği zaman, Peygamberimiz aleyhisselam, ona:

" Sen zekatın toplanmasına engel olmuşsun, elçimi de öldürmek istemişsin, öyle mi?" diye sordu.

Haris b. Dırâr

" Hayır! Seni hak din ve Kitabla peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; ben ne elçini görmüşümdür, ne de o benim yanıma uğramıştır! Benim şimdi gelişim, ancak, Resûlullahın elçisinin bize gönderilmeyişinden ve bunun da Yüce Allah ve Resûlünün gazabından ileri gelmiş olmasından korktuğum içindir! " dedi. 366

Benî Mustalık heyeti de:

" Yâ Rasûlallah! Sor o elçine! Bakalım bizimle hiç konuşmuş mudur?" dediler.

Benî Mustalık heyetiyle konuştuğu sırada, Peygamberimiz aleyhisselamı vahiy hali bürüdü!

Hucurat sûresinin inen 6. âyetinde şöyle buyuruldu:

" Ey mü'minler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onu tahkik ediniz!

Yoksa, bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da, yaptığınıza pişman olursunuz! "

Peygamberimiz aleyhisselam, Benî Mustalık heyetine:

" Sizin yanınıza kimi göndermemi istersiniz?" diye sordu.

Benî Mustalık heyeti:

" Abbâd b. Bişr'i gönder! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Ey Abbâd! Onlarla birlikte git! Onlardan, mallarının zekatlarını al! Mallarının en iyilerini seçip almaktan sakın! " buyurdu.

Abbâd b. Bişr, Benî Mustalıkların yanında on gün kaldı. Onlara Kur’ân-ı Kerîm okuttu. İslâm şeriatlarını öğretti.

Ne hakkı zayi ettirdi, ne de onların hakkına tecavüz etti.

Sonra, Peygamberimiz aleyhisselamın yanına döndü. 367

-------------------------------------

352. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 47.

353. Kalkaşandî, Nihâyetü'l-ereb, s. 72.

354. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 161.

355. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 279, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 47.

356. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 119.

357. Vâkıdî, c. 3, s. 980, İbn Sa'd, c. 2, s. 161.

358. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980.

359. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1553.

360. Taberî, Tefsir, c. 26, s. 123, Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 218.

361. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 161.

362. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 47.

363. Taberî, Tefsîr, c. 26, s. 124.

364. Vâkıdî, c. 3, s. 980, İbn Sa'd, Tabakât, c. 161, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 279.

365. Vâkıdî, c. 3, s. 980, İbn Sa'd, c. 2, s. 161.

366. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279.

367. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 980-981, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 161-162, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 279.