Sakîf temsilcilerine İslâmiyetin fanları ve şeriatı öğretildi. Peygamberimiz aleyhisselam, Ramazan ayından kalan günlerin orucunu tutmalarını da onlara emretti.

Bilal-i Habeşî, onların iftarlıklarını yanlarına götürmekte idi.

Onlar, bir gün güneşin daha batmadığını sandılarve:

" Bu, ancak, Resûlullah tarafından bize bir imtihandır. İslâmiyetimizin nasıl olduğunu görmek istiyordur! Ey Bilal! Daha güneş batmadı! " dediler.

Bilal-i Habeşî ise:

" Resûlullah aleyhisselam iftar etmedikçe sizin yanınıza gelmedim! " dedi.

Bunun üzerine onlar, Peygamberimiz aleyhisselamın böyle yapmasından, orucu açmakta acele edilmesi gerektiğini anladılar. 139

Sakîf temsilcilerinden birisi de:

" Müslüman olduğumuz ve Ramazan ayının kalan günlerinin orucunu Resûlullah aleyhisselamla birlikte tuttuğumuz zaman, Bilal, Resûlullah tarafından iftarlığımızı ve sahur yemeğimizi getirirdi.

Sahur yemeğimizi getirince, kendisine:

'Biz tan yerinin ağardığını sanıyoruz?' derdik.

O da:

'Resûlullah aleyhisselamı, sahur yemeğini yemekte olduğu sırada bırakıp geldim! ' derdi.

Bundan da, sahur yemeğinin geciktirilmesi gerektiğini anlardık.

İftarlığımızı getirdiği zaman da, biz:

'Daha güneşin tamamıyla çekilip gittiğini görmüyoruz' derdik.

O da:

'Resûlullah aleyhisselam yemeğini yemeye başlamadıkça size gelmedim' der, sonra da elini çanağa uzatıp ondan alır, yutardı." 140

-------------------------------------

139. Vakıdî, c. 3, s. 968.

140. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 185, Taberî, Târih, c. 3, s. 141.