Başlıca Hâşid ve Bekfl diye anılan iki büyük kabileden ünetniş bulunan Hemdan oğullarının soyları; Hemdan b. Malik, b. Zeyd, b. Evsele, b. Rebia, b. Hıyar, b. Malik, b. Zeyd, b. Kehlan, b. Sebe', b. Yeşcüb, b. Ya'rüb, b. Kahtan'dır. 30

Peygamberimiz aleyhisselamın Hicretin 9. yılında Ramazan ayında Tebük'ten döndüğü sırada idi ki, 31 Hemdan'dan: 32

1. Dımam b. Malik'ü's-Selmânî,

2. Malik b. Nemat Ebu Selm Zü'l-Mi'şâr,

3. Malik b. Eyfa',

4. Umre b. Malikü'l-Harîff,

5. Hamza b. Malik Zü'l-Miş'ar'dan33 mürekkep bir heyet, gelip Peygamberimiz aleyhisselamla görüştüler. 34

Heyete Dımam b. Malik başkanlık ediyordu. 35 Heyet üyeleri, üzerlerine Yemen kumaşından elbise giymişlerdi. 36

Kısa elbiselerinin37 etekleri ve ceplerinin ağızları atlastan sırmalı idi. 33

Başlarına Aden bezinden sarıklar sarmışlardı.

Bindikleri develer Mehre ve Erhab kabilelerinin iyi cins develerindendi. Develerin üzerlerinde ağaçtan yapılmış semerler vardı. 39

Malik b. Nemat, iyi bir şairdi. Güzel ve düzgün söz söylerdi. 40

Peygamberimiz aleyhisselamın önünde ayağa kalkıp: 41

" Yâ Rasûlallah! Bunlar seni selamlarlar! 42

Şehirlisi ve göçebesiyle43 Hemdanların eşrafındandırlar! 44

Kendileri İslâm bağlarıyla bağlandılar.

Deve ve at sahipleri olan HarîT, Yam ve Şâkir kabilesi adına tâ Yemen diyarından genç develer üzerinde sana koşup geldiler.

Onları Allah hakkında kınayıcı kınayışıyla kınama, azarlama! 45

Kendileri, Resûlullahın davetine icabet ettiler. Önlerinde kurbanlar kesilen putlardan aynldılar. 46

Onlar; ahidlerini, sözlerini, dağlar yerinde durduğu ve Sela' mevkiinde ceylan yavruları gezip tozduğu sürece bozmazlar! " dedi. 47

Müslüman oldular.

Allah onlardan razı olsun!

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Hemdanlar, yardıma koştukları ve sıkıntılara sabredip katlandıkları müddetçe ne güzel kabiledirler!

İslâm ebdâl ve evtâdı da onlardandır, onların içindedir! " buyurmuştur. 48*

-------------------------------------

30. İbn Hazm, Cemhere, s. 329, 392, 475.

31. İbn İshak, c. 4, s. 244, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 1, s. 134, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1360, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c. 5, s. 51, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 3, s. 42.

32. İbn İshak, c. 4, s. 244, İbn Abdi Rabbih, c. 1, s. 134, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1360, İbn Esîr, c. 5, s. 51, İbn Kayyım, c. 3, s. 42.

33. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 341, İbn Esîr, c. 5, s. 51.

34. İbn İshak, c. 4, s. 244, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1360, İbn Esir, c. 5, s. 51.

35. Yâkûbî, Târih, c. 2, s. 79.

36. İbn İshak, c. 4, s. 244, İbn Sa'd. c. 1, s. 341, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1360, İbn Esîr, c. 5, s. 51, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 245, İbn Kayyım , c. 3, s. 42.

37. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 264.

38. İbn Sa’d, c. 1, s. 341.

39. İbn İshak, İbn Hişam. Sîre, c. 4, s. 244, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1360, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 5, s. 51, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 245, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 3, s. 42.

40. İbn Abdilberr, c. 3, s. 1360-1361, İbn Esîr, c. 5, s. 51 , İbn Kayyım, c. 3, s. 42.

41. İbn İshak, c. 4, s. 244.

42. İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 1, s. 134.

43. İbn İshak, c. 4, s. 244, İbn Abdi Rabbih, c. 1, s. 134.

44. İbn İshak, c. 4, s. 244.

45. İbn İshak, c. 4, s. 244, İbn Abdi Rabbih, c. 1, s. 134.

46. İbn İshak, c. 4, s. 244.

47. İbn İshak, c. 4, s. 244.

48. İbn Sa'd, Tabakâtü'l -kübrâ, c. 1 , s. 341, İbn Esîr, c. 2, s. 57.

* Ebdâl; Allah'ın çok ibadet edici, evliya kulları olup, onlardan birisi öldüğü zaman yerine başka birisi geçirildiği için, kendilerine Ebdâl adı verilmiştir (İbn Esîr, Nihâye, c. 1, s. 107).

Ebdâl; Yüce Allah'ın yeryüzündeki seçkin kullarından yetmiş kişilik bir cemaat olup, onlardan kırkı Şam ülkesinde, otuzu da diğer ülkelerde bulunurlar.

İçlerinden biri öldüğü zaman, insanlar arasından biri seçilip onun yerine geçirilir (Firuzâbâdi, Kâmûsu’l-muhît, c. 3, s. 344).

Hazret-i Ali, 'Resülullah aleyhisselam dan 'Ebdâl, Şam'da olurlar ve kırk kişidirler. Onlardan birisi öldüğü zaman, Allah onun yerine başka birini geçirir. Allah, onların duasıyla yağmur yağdırır, düşmanlara karşı mü'minlere onların duasıyla yardım yapar. Şam halkından azabı onların duasıyla kaldırır! ' buyurduğunu işittim" demiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 112).

Veted kelimesinin çoğulu olan Evtâd da, lügatta kazık demektir ki, birşeyi ayakta tutmaya, berkiştirmeye sebep olur. (Firuzâbâdi, Kâmûsu’l-muhît, c. 1, s. 356).

Tasavvufta ise; Allah'ın velî kullarından dört kişi olup, her biri dünyanın şark, garb, şimal, cenub gibi dört cihetinden bir cihette bulunur (Muhyiddin b. Arabî, Istılâhâtu's-Sûfiyye, s. 4, Seyyid Şerif, Ta'rîfât, s. 26).