Peygamberimiz aleyhisselam, Sakîfler için kâtip Halici b. b. Saîd b. As'a ferman yazılan yazdırdı. 106
Yazdırdığı yazılarda şöyle buyurdu:
" Bismillâhirrahmânirrahîm
Bu, Allah'ın Resûlü Peygamber Muhammed'in Sakîfler için yazısıdır:
O yazı ki; Sakîfler, haklarındaki bu sahifede yazılı olduğu üzere, hem kendisinden başka ilah olmayan Allah'ın himayesinde, hem de Peygamber Muhammed b. Abdullah'ın himayesindedirler.
Onların vadilerinin tümü Harem ve muharremdir:
Onun dikenli ağacına ve avına dokunulmaz!
Orada zulüm, hırsızlık ve kötülük yapılmaz!
Vecc vadisine sahip olmaya Sakîfler herkesten daha lâyık ve müstahakürlar.
Onların ne Taif şehrinden geçilecek, ne de Müslümanlardan hiçbiri üzerlerine varıp kendilerine galebe çalmaya kalkacaktır.
Sakîfler, Taif şehrinde ve vadilerinde istedikleri bina ve başka şeyleri kuracaklardır.
Onlar, ne savaş için toplanacaklar, ne de a'şâr vergisiyle mükellef tutulacaklar, ne de mal ve canlarından dolayı, hoşlanmadıkları birşeyle karşılaşacaklardır.
Onlar, Müslümanlardan bir cemaat olarak Müslümanların dileyip girdikleri yerlerden nereyi isterlerse, oraya girebileceklerdir.
Esirlerden, kendilerine ait olanlar, yine kendilerinindir.
Çünkü, onlar kendi esirleri hakkında dilediklerini yapmaya başkalarından daha lâyıktırlar.
Onlar, ödenmesi gereken borçlarından vadesi dolmuş bulunanların rinalarından (faizlerinden) Allah tarafından kurtarılmış ve beraat ettirilmişlerdir.
Ödenmesi gereken borçlarından vadesi Ukaz panayırı zamanını aşanların, Ukaz panayırı zamanına kadar yalnız ana paralan ödenecektir.
Sakîflerin Müslüman oldukları gün defterlerinde yazılı halk üzerindeki borçlardan alacakları, kendilerine aittir.
Yine, Sakıflerden halk üzerindeki emanetleri, onlar ister mal, ister yararlanılmak üzere emanet edilmiş canlı olsun, zayi edilmiş bile olsa, muhakkak sahiplerine ödenecektir.
Sakîflerden muahedede bulunanlara verilmiş olan eman (güvence) teminatı onlardan hazır bulunmayanların canları ve malları için de verilmiştir.
Onların Liyye'deki malları da, Vecc vadisindeki mallan gibi korunacaktır.
Sakîflerin anlaşmalılarından veya yabancı tüccarlarından Müslüman olanlar hakkında da Sakîfler gibi işlem yapılacaktır.
Kim Sakîflerin mallarına, canlarına el-dil uzatmaya veya onlara zulüm ve haksızlık yapmaya kalkacak olursa, ona itaat edilmeyecektir.
Zâlimlere karşı, Resûlullah ve mü'minler Sakîflere yardım edecektir.
Sakîflerin yanlarına girmelerini istemediği kimseler, onların yanına girmeyecektir.
Çarşı ve pazar evlerin önünde kurulacak, satışlar oralarda yapılacaktır.
Sakîflere kendilerinden başkası âmir ve vali tayin olunmayacak, Benî Maliklerin valileri kendilerinden, Ah lâfın valileri de kendilerinden seçilip tayin olacaktır.
Kureyşîlere ait olup Sakîflerin suladıklan her üzüm bağından çıkacak mahsulün yarısı sulayana ait olacaktır.
Sakîflere ait olan ve ödenmesi gereken borçlara ribâ (faiz) ödenmeyecektir.
Borçlular, borçlarını ödeme imkânını bulurlarsa ödeyeceklerdir. Şayet ödemeye imkân bulamazlarsa, vade ertesi yıl Cumâde'l-ûlâ ayına kadar uzatılacak, ertelenecektir.
Borcunun vadesi dolduğu halde onu ödemeye yanaşmayan kimse ribâcı (faizci) gibi olmuş (günaha girmiş) olur.
Sakîflerin halk üzerindeki borçlardan alacaklarına gelince; anaparalarından başkası kendilerinin hakları değildir.
Sakîflere ait esirlerden herhangi birini sahibi satmak isterse, satabilir.
Satılmayanlar için, kurtuluş, yarısı dört, yarısı da üç yaşına basmış olmak üzere iyi cinsten altı devedir ki, bunlar iyi ve semiz olacaklardır.
Birşeyi satın almış bulunan kimse için, onu satmak hakkı da vardır." 107
Peygamberimiz aleyhisselam, Sakîfler için Halid b. Saîd b. Âs'a yazdırıp Nümeyr b. Hareşe'ye verdiği yazısında da:
" Onlar için Allah'ın himayesi 108 ve Muhammed b. Abdullah'ın himayesi vardır" buyurmuştu. 109
Sakîf temsilcilerinin, kendilerine ait Vecc vadisini* dokunulmaz ve yasak bir bölge haline koymasını dilemeleri üzerine, Peygamberimiz Aleyhisesselam bu hususta onlar için aynca bir yazı da yazdırdı. 110
O yazısında şöyle buyurdu:
" Bismillâhirrahmânirrahîm
Bu, 111 Allah'ın Resûlü Peygamber Muhammed'den mü'minlere112 yazısıdır. 113
Vecc vadisinin ne dikenli ağaçları kesilecek, ne de avları avlanacak, 114 öldürülecek; 115 orada böyle birşey yaparken bulunan kimse kamçılanacak, kendisinin elbisesi de soyulacaktır.
Bu yasağı dinlemeyen olursa kendisi yakalanıp116 Allah'ın Resûlü117 Peygamber118 Muhammed'e götürülecektir.
Bu, 119 Allah'ın Resûlü120 Peygamber Muhammed 121 b. Abdullah'ın 122 emridir.
Bunu, Allah'ın Resûlü123 Peygamber124 Muhammed b. Abdullah'ın emriyle Halid b. Saîd yazdı. 125
Hiç kimse buna aykın hareket etmesin!
Sakîfler hakkında126 Allah'ın Resûlü Muhammed'in vermiş olduğu emirlere aykırı hareket eden, kendisine zulmetmiş, kıymış olur." 127
Resûlullahın Sakîfler için yazdırdığı bu sahifenin bir nüshasına, şehadet yerine Ali b. Ebu Talib, Hasan b. Ali, Hüseyin b. Ali şahit yazıldı. 128
-------------------------------------
106. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 184, Vâkıdî, c. 3, s. 967, Taberî, Târih, c. 3, s. 141, Beyhakî, c. 5, s. 301.
107. Ebu Ubeyd, Kitâbu'l-emvâl, s. 276-278.
108. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 284, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 1 , s. 135.
109. İbn Sa'd, c. 1, s. 284-285.
* Vecc vadisi aslında haram ve dokunulmaz bir bölge idi. Nitekim Peygamberimiz aleyhisselam Hicretin 8. yılında Sakifleri Taifte kuşatmadan önce Vecc vadisinde bir sidre ağacının altında durup vadiye göz gezdirdikten sonra, " Hiç şüphesiz, Vecc vadisinde av avlamayı ve onun dikenli ağaçlarını kesmeyi Allah haram kılmıştır" buyurmuştu (Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 165).
110. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 285.
111. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, Kitâbu'l-emvâl, s. 279.
112. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
113. Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
114. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
115. Ebu Ubeyd, s. 279.
116. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
117. Ebu Ubeyd, s. 279.
118. İbn İshak, c. 4, s. 187, İbn Sa'd, c. 1 , s. 285.
119. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
120. Ebu Ubeyd, s. 279.
121. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
122. İbn Sa'd, c, s. 285.
123. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
124. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285.
125. İbn İshak, c. 4, s. 187 Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, s. 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
126. Ebu Ubeyd, s. 279.
127. İbn İshak, c. 4, s. 187, Vâkıdî, c. 3, s. 973, İbn Sa'd, c. 1, 285, Ebu Ubeyd, s. 279.
128. Ebu Ubeyd, s. 279.