Ebu Rezîn Lakît b. Âmir, b. Müntefık, b. Âmir, b. Ukayl ile arkadaşı Nehîk b. Asım, b. Malik, b. Müntefık da temsilci olarak Medine'ye gelmişlerdi.
Bunlar, sabah namazından sonra Peygamberimiz aleyhisselamla buluştular.
O sırada Peygamberimiz aleyhisselam Kıyamet, öldükten sonra dirilme, Cennet ve Cehennem... gibi birçok konularda Müslümanları uyarıcı açıklamalar yapmakta idi.
Ebu Rezîn Lakît:
" Yâ Rasûlallan! Sana hangi şey üzerine bey'at edeyim?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam elini uzattı ve:
" Namaz kılmak, zekat vermek, müşriklerden ayrılmak, Allah'a hiçbir şeyi eş ortak koşmamak üzere bey'at et! " buyurdu. 25
Ebu Rezîn Lakît b. Âmir, kavmi adına da Peygamberimiz aleyhisselama bey'at etti. 26
Lakît:
" Yâ Rasûlallah! Allah ölüleri nasıl diriltir?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam, ona:
" Senin yerlerinden kuraklığa uğramış bir yere vardığın, sonra da oraya bolca sulandığı ve otlandığı bir sırada uğradığın oldu mu?" diye sordu.
Lakît:
" Evet! Oldu! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" İşte, ölülerin diriltilmesi de böyledir" buyurdu.
Lakît:
" Yâ Rasûlallah ! İman nedir?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, kendisinin bir olup şeriki olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve resûlü olduğuna şehadet etmen, Allah ve Resûlü sana herşeyden daha sevgili olmak, ateşte yanman Allah'a şerik koşmandan sana daha sevgili gelmek, hoşlanmadığından ancak Yüce Allah için hoşlanmaman! İşte böyle olduğun zamandırki, çok sıcak birgünde su damlalarının susamışın boğazından girdiği gibi, iman da senin kalbine girer! " buyurdu.
Lakît:
" Yâ Rasûlallah! Ben mü'min olduğumu nasıl bilirim?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Şu ümmetimden bir kul, bir iyilik işler, onun iyilik olduğunu bilir, Yüce Allah da o kulunu bu iyiliğinden dolayı hayırla mükâfatlandırırsa; bir kul bir günahı işlemez, onun günah olduğunu bilir, Yüce Allah'tan yarlıganmak diler ve kendisini Allah'tan başkasının yarlıgamayacağını, ancak Allah'ın yarlıgayacağını bilirse, işte o kul mü'mindir" buyurdu.
Lakît:
" Yâ Rasûlallah! Yüce Rabbimiz, göklerle yeri yaratmadan önce nerede bulunuyordu?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Ne üzerinde hava, ne altında hava bulunmayan Amâ'da idi.
Sonra, su üzerinde Arşını yarattı" buyurdu. 27
Lakît:
" Yâ Rasûlallah! Senin yanında gayb ilimlerinden birşeylervar mı?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam, güldü ve:
" Senin Yüce Rabbin, gayb haberlerinden beş şeyin anahtarlarını esirgedi, hiç kimseye vermedi. Onları, Allah'tan başka kimse bilemez! " buyurdu ve elini beş parmağına işaret etti.
Lakît:
" Nedir onlar?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" 1. Ne zaman öleceğini bilme ilmidir ki, hiçbiriniz onu bilemezsiniz.
2. Meni ilmidir ki, dölyatağında bulunduğu zaman onun ne olacağını Allah bilir, siz bilemezsiniz.
3. Yarın ne olacağını bilme ilmidir ki, sen ne tadacaksın bilemezsin.
4. Yağmurun yağacağı gün ilmidir ki, üzerinize kuraklık ve kıtlık çöker de, Allah güler. Bilinir ki, yağmurunuz, yardım olunmanız çok yaklaşmıştır" buyurdu.
Lakît:
" Rabden gülmeyi yok etmeyelim daha iyi! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" 5. Bir de Kıyamet günü ilmidir" buyurdu. 28
Peygamberimiz aleyhisselam, en-Nazîm adıyla anılan suyu Lakît'a verdi. 29
-------------------------------------
25. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 13-14, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 1, s. 136-137, Ebu'l-Fidâ, Sîre, c. 4, s. 156-159, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 64-65.
26. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 302.
27. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 11-12.
28. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 13, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 1, s. 136, Ebu'l-Fidâ, Sîre, c. 4, s. 157, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 64.
29. İbn Sa'd. Tabakâtü'l-kübrâ. c. 1. s. 302.