Halid b. Velici Necran'dan dönüp Peygamberimiz Aleyhissel amin yanına geldi. Benî Haris b. Ka'bların elçileri de onunla birlikte geldiler.

1. Kays b. Husayn Zülgussa,

2. Yezid b. Abdülmedan,

3. Yezid b. Muhaccel,

4. Abdullah b. Kurâdü'z-Ziyâdî,

5. Şeddad b. Abdullahü'l-Kanânî,

6. Amr b. Abdullahü'd-Dıbâbî. 164

7. Abdullah b. Abdülmedan, gelen elçiler arasında bulunuyordu. Halid b. Velid bunları kendi evine indirdi.

Sonra, yanına düşürüp Peygamberimiz aleyhisselama götürdü. 165

Peygamberimiz aleyhisselam, Benî Haris elçilerini gördüğü zaman:

" Kimdir bunlar? Hindli adamlara benziyorlar?" diye sordu.

" Yâ Rasûlallah! Bunlar Benî Haris b. Ka'bların ileri gelen adamlarıdır! " denildi.

Benî Haris elçileri, Peygamberimiz aleyhisselamın yanına gelince, Peygamberimiz aleyhisselama selam verdiler166 ve:

" Senin Resûlullah olduğuna ve Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet ederiz! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam da:

" Ben de Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve kendimin de Resûlullah olduğuma şehadet ederim! " buyurdu. 167

" Sizler ki İslâmiyete davet olunduğunuz zaman karşı koymak için halka önayakmı olmak istediniz?" diye sordu.

Hepsi sustular. Onlardan hiçbiri cevap vermedi.

Peygamberimiz aleyhisselam, sorusunu tekrarladı.

Yine onlardan hiçbiri cevap vermedi.

Peygamberimiz aleyhisselam, sorusunu üçüncü kez tekrarladı.

Yine onlardan hiçbiri cevap vermedi.

Peygamberimiz aleyhisselam sorusunu dördüncü kez tekrarlayınca, Yezid b. Abdülmedan:

" Evet yâ Rasûlallah! Bizler, İslâmiyete davet olununca, karşı koymak için halka önayak olmak istemiştik" dedi ve bunu dört kez söyledi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Eğer Halid bana çarpışmaya hacet kalmadığını, Müslüman olduğunuzu yazmasa idi, muhakkak, başlarınızı ayaklarınızın altına atardım! " buyurdu.

Yezid b. Abdülmedan:

" Vallahi, biz ne sana şükrederiz, ne de Halid'e şükrederiz! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam, ona:

" Ya kime şükredersiniz?" diye sordu.

" Yâ Rasûlallah! Biz Yüce Allah'a şükrederiz ki, senin yüzünden bizi hidayete erdirdi! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Doğru söylediniz! " buyurduktan sonra:

" Siz Cahiliye çağında çarpıştığınız kimselere ne ile galip gelirdiniz?" diye sordu.

" Biz kimseye mağlup olmuş değiliz" dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Evet, siz çarpıştığınız kimselere galip gelirdiniz! " buyurdu.

" Yâ Rasûlallah! Biz kiminle çarpışsak galip gelirdik! 168

Çünkü, fazla konuşmaz, tezellül ve savurganlık etmez, birbirimize karşı kıskançlık göstermez, yardımı kesmez, savaş ve güçlük zamanlarında güçlüklere katlanırdık. 169

Daima toplu bulunur, dağılmazdık. Hiç kimseye karşı da, zulüm ve haksızlığa ilk başlayan biz olmazdık! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Doğru söylediniz! " buyurdu. 170

-------------------------------------

164. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 240, Vâkıdî’den naklen İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 339, Taberî, Târih, c. 3, s. 156, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 418, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 5, s. 98, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 53.

165. Vâkıdî’den naklen İbn Sa'd, c. 1, s. 339, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 245.

166. İbn İshak, c. 4, s. 240, İbn Sa'd, c. 1, s. 339-340, Taberî, c. 3, s. 156, İbn Esir, c. 4, s. 18, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 144.

167. İbn İshak, c. 4, s. 240, Taberî, c. 3, s. 156-157, İbn Esîr, c. 4, s. 418, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 98.

168. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 240-241, Taberî, Târîh, c. 3, s. 157, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-nihâye, c. 5, s. 98-99.

169. İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 245.

170. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 241, Taberî, Târîh, c. 3, s. 157, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-nihâye, c. 5, s. 99, İbn Hacer, el-İsâbe. c. 3. s. 245.