Kureyş müşrikleri Peygamberimiz aleyhisselâmın yanından kızarak ayrılıp gittikten sonra, o gün o gece, Peygamberimiz aleyhisselâm gaip olmuş, nerede olduğu bilinememişti.

Ebu Talib ile Peygamberimiz aleyhisselâmın öteki amcaları, Peygamberimiz aleyhisselâmin evine gittiler.

Peygamberimiz aleyhisselâmı orada da bulamadılar.

Ebu Talib Hâşim oğullarıyla Muttalib oğullarının gençlerini topladı. Onlara:

" Her biriniz, yanına keskin bir kılıç aldıktan sonra, Mescid-i Haram'a girdiğim zaman beni takip edecektir!

Sizlerden her genç, bakacak; Muhammed öldürülmüşse, Kureyş büyüklerinden meselâ İbn Hanzaliye [Ebu Cehil] gibi bir büyüğün yanına oturacaktır! " dedi. Gençler:

" Öyle yaparız" dediler.

O sırada Zeyd b. Harise geldi. Ebu Talib, ona:

" Ey Zeyd! Kardeşimin oğlundan bir sezgin var mı?" diye sordu. Zeyd:

" Evet! Az önce kendisinin yanında idim" dedi. Ebu Talib:

" Ben onu görmedikçe evime gitmeyeceğim! " dedi.

Zeyd, hemen Peygamberimiz aleyhisselâmı aramaya gitti.

Safa tepeciğinin yanındaki evde ashabıyla konuşurken buldu ve durumu kendisine haber verdi. Peygamberimiz aleyhisselâm hemen oradan kalkıp Ebu Talib'in yanına geldi.

Ebu Talib:

" Ey kardeşimin oğlu! Nerede idin? Hayırlı bir işte mi idin?" diye sordu. Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! " buyurdu.

Ebu Talib:

" Hemen gir evine! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm da evine girdi.

Rivayete göre; Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri Kabe'nin Hicr'inde toplanmış, Peygamberimiz aleyhisselâmı görür görmez hep birden üzerine yürüyüp öldürmedikçe oradan ayrılmayacaklarına and içmiş bulunuyorlardı. 118

Ebu Talib ertesi günü sabaha çıkınca, Peygamberimiz aleyhisselâmın elinden tutup Kureyş müşriklerinin toplantı yerine vardı.

Hâşim ve Muttalib oğullarının yiğitleri de yanında idi.

" Ey Kureyş cemaatı! Maksadımı biliyor musunuz?" diye sordu.

Müşrikler:

" Hayır! Bilmiyoruz" dediler.

Ebu Talib durumu onlara haber verdi ve yanındaki gençlere de:

" Çıkarınız yanlarınızdakini! " dedi.

Gençlerin hepsi birden yanlarındaki yağlı kılıçları çıkardılar.

Ebu Talib:

" Vallahi, onu [Muhammed aleyhisselâmı] öldürecek olursanız, sizden hiç kimse sağ kalmaz!

Nihayet, siz de, biz de yok olur gideriz! " dedi.

Orada bulunan Kureyş cemaat hayal kırıklığına uğradılar.

Hele Ebu Cehil 'in hayal kırıklığı, hepsinden daha ağır, daha beterdi. 119

--------------------------------------------

118. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 303, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 192-193, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 277-278, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 186, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 8, s. 228.

119. İbn Sa'd. Tabakât. c. 1. s. 203.