Kureyş müşriklerinden, içlerinde Übeyy b. Halef, Âs b. Vâil ve Velid b. Mugîre'nin de bulunduğu bir cemaat, öldükten sonra dirilmenin imkânsızlığını aralarında konuştular.

Übeyy b. Halef onlara:

" Muhammed'in 'Hiç şüphesiz, Allah ölüleri diri İte çektir' dediğini görmüyor musunuz?" dedi ve sonra da:

" Lât ve Uzzâ'ya andolsun ki, onun yanına vanp tartışacak, kendisine galebe çalacağım! " dedi. 234

Gerek Übeyy b. Halef ve gerek kardeşi Ümeyye b. Halef, Peygamberimiz aleyhisselâmı yalanlamalarıyla en çok üzen azılı müşriklerdendi. 235

Übeyy b. Halef eline aldığı236 çürümüş bir kemikle Peygamberimiz aleyhisselâmin yanına geldi. 237

" Ey Muhammed! Demek sen, çürüdükten sonra, 238 şu kemiği239 İlahının, 240 Allah'ın dirilteceğini söylüyorsun ha! ?" dedi. 241

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! Bunu ben söylüyorum! " buyurdu.

Übeyy b. Halef:

" Demek sen bunu çürüdükten sonra Allah'ın dirilteceğini sanıyor, mümkün görüyorsun ha! ?" dedi. 242 Onu elinde ufaladı, 243 tozunu da Peygamberimiz aleyhisselâma doğru244 havaya245 üfürdü! 246

" Ey Muhammed! Bunu, çürüdükten sonra, kim diriltecek?247

Biz, öldüğümüz ve şu çürümüş kemik olduğumuz zaman, iade mi olunacakmışız?!

Biz bunun gibi olunca, kimmiş diriltecek bizi?! " dedi. 248

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! 249 Allah seni de öldürecek! 250 Onu da, 251 böyle olduktan sonra252 seni de Allah diriltecek; 253 sonra da, seni Cehenneme sokacaktır! " buyurdu. 254

Bunun üzerine Yüce Allah tarafından indirilen âyetlerde şöyle buyuruldu:

" İnsan, kendini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi ki; o açıktan açığa aşırı bir mücadeleci, kavgacı kesilmektedir!

O, kendi yaratılışını unutarak, bize bir misal getirdi:

'Bu çürümüş kemiklere kim can verebilir?! ' dedi.

De ki: 'Onları, ilk defa yaratan, diriltecek!

O, her yaratmayı hakkıyla bilendir.

O, yemyeşil ağaçtan sizin için bir ateş çıkarandır.

İşte bakınız: Ateşi ondan çakıp alıyorsunuz.

Gökleri ve yeri yaratan, kendileri gibisini yaratmaya kadir değil midir?

Elbette kadirdir!

O, bütün kâinatı yaratandır.

Herşeyi hakkıyla bilendir.

Onun emri, birşeyi dilediği zaman, ona ancak 'Ol! ' demesinden ibarettir.

O da, oluverir!

Demek, herşeyin mülk ve tasarrufu kendi Elinde bulunan Allah'ın şanı ne kadar yücedir, münezzehtir! " 255

Aynı konuda indirilmiş olan âyetlerden bazılarında da, şöyle buyurulmaktadır

" Dediler ki: 'Biz bir sürü kemik, kırıntı ve döküntü (halinde bir toprak) olduğumuz vakit mi hakikaten yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?! '

De ki: 'Gerek bir taş, gerek demir olunuz! Yahut, göğüslerinizde büyüyen herhangi bir halk olunuz! Muhakkak, diriltileceksiniz! '

'Öyle ise, bizi kim (dirilterek) geri çevirebilecek?! ' diyeceklerdir.

Sen onlara de ki: 'Sizi ilk defa yaratmış olan! '

O vakit sana başlarını sallayacaklar da (alay ederek):

'Ne vakit o?! ' diyecekler.

De ki: Yakın olması umulur! '

(Allah'ın) sizi çağıracağı gün, hemen (kabirlerinizden kalkıp) O'nun emrine icabet edeceksiniz ve sanacaksınız ki (kabirlerinizde) pek az bir müddet kalmışsınız." 256

" Kaf! O çok şerefli Kur'ân'a andolsun ki: (İmandan nasibi olmayanlar, peygambere, peygamberin bildirdiklerine inanamazlar! )

Doğrusu, o kâfirler, kendilerine içlerinden âhiretazabıyla korkutucu (peygamber) geldi diye, şaştılar da: 'Bu çok tuhaf bir şey! Biz öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar hayata dönecekmişiz?! Bu (ihtimalden) uzak bir dönüştür! ' dediler.

Toprak onlardan neleri (yiyip) eksiltir, bizce malûmdur!

Nezdimizde (herşeyi) hıfz (ve tesbit) eden bir Kitab vardır." 257

--------------------------------------------

234. Zemahşerî, Keşşaf, c. 3, s. 331, Ebussuud, Tefsir, c. 7, s. 180.

235. Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 1, s. 137.

236. Zemahşerî, c. 3, s. 331, Fahru'r-Râzî, c. 26, s. 107, Nesefî, Medârik, c. 3, s. 14, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 581, Ebussuud, c. 7, s. 180.

237. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 387, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 137, Taberî, Tefsîr, c. 23, s. 30, Fahru'r-Râzî, c. 26, s. 107, Kurtubî, Tefsîr, c. 15, s. 58, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581, Hâzin, Tefsîr, c. 4, s. 13, Beyzâvî, Tefsîr, 2, s. 286, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 5, s. 270.

238. İbn İshak, İbn Hişam , c. 1 , s. 387, Belâzurî, c. 1 , s. 137, Zemahşerî, c. 3, s. 331, Fahru'r-Râzî, c. 26, s. 107, Nesefî, c. 3, s. 14, Kurtubî, c. 15, s. 58, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581, Beyzâvî, c. 2, s. 286, Ebussuud, c. 7, s. 180, Suyûtî, c. 5, s. 270.

239. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Belâzurî, c. 1, s. 137, Zemahşerî, c. 3, s. 331, s. 581, Beyzâvî, c. 2, s. 286, Ebussuud, c. 7, s. 180, Suyûtî, c. 5, s. 270.

240. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Belâzurî, c. 1, s. 137, Fahru'r-Râzî, c. 26, s. 107, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581.

241. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Fahru'r-Râzî, c. 26, s. 107, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581.

242. Zemahşerî, c. 3, s. 331, Nesefî, c. 3, s. 14, Kurtubî, c. 15, s. 58, Hâzin, c. 4, s. 13. Beyzâvî, c. 2, s. 286 Ebussuud, c. 7, s. 180.

243. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Belâzurî, c. 1, s. 137, Taberî, Tefsîr, c. 23, s. 30, Zemahşerî, c. 3, s. 331, Nesefî, c. 3, s. 14, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581, Hâzin, c. 4, s. 13, Beyzâvî, c. 2, s. 286, Ebussuud, c. 7, s. 180, Suyûtî, c. 5, s. 270.

244. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 387.

245. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 581.

246. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 137, Taberî, Tefsîr, c. 23, s. 30, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581 , Suyûtî, Dürru'l-mensur, c. 5, s. 270.

247. Taberî, Tefsîr, c. 23, s. 30, Suyûtî, c. 5, s. 270.

248. Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 5, s. 270.

249. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Taberî, c. 23, s. 31, Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, s. 246, Zemahşerî, Keşşaf, c. 3, s. 331 , Kurtubî, Tefsîr, c. 15, s. 58, Nesefî, Medârik, c. 3, s. 14, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581.

250. Taberî, c. 23, s. 31, Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, s. 248, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 581.

251. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Taberî, c. 23, s. 31.

252. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 387.

253. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Taberî, c. 23, s. 31 , Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, s. 246, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 581.

254. İbn İshak, İbn Hişam, c. 1, s. 387, Taberî, c. 23, s. 31, Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, s. 246, Zemahşerî, c. 3, s. 331, Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 26, s. 107, Kurtubî, c. 15, s. 58, Nesefî, c. 4, s. 14, Hâzin, Tefsîr, c. 4, s. 13, Beyzâvî, Tefsîr, c. 2, s. 286, Ebussuud, Tefsîr, c. 7, s. 180.

255. Yasin: 77-83.

256. İsrâ: 49-52.

257. Kaf 1-4.