Hazret-i Aişe der ki:

" Resûlullah aleyhisselâm Medine'ye geldiğinde215 ve bizim Medine'ye geldiğimizde de, 216 orası vebalı (sıtmalı) bir yer idi. 217 Allah'ın en vebalı (sıtmalı) yeriydi. 218

Medine'nin Buthan vadisinden, acı ve pis bir su akar dururdu. 219

Resûlullah aleyhisselâmın ashabı hastalandılar. 220

Yüce Allah, peygamberini bu hastalıktan beri, uzak kıldı.

Ashab, namazlarını ayakta kılamaz, oturarak kılar oldular.

Ebu Bekir ile azadlıları Âmir b. Füheyre ve Bilal bir evde bulunuyorlardı ve hummaya tutulmuşlardı. 221

Onları ziyaret için Resûlullah aleyhisselâmdan izin isteyip, izin verilince, 222 -ki bu, bize perde arkasına çekilme emrinden önce idi-223 yanlarına girdim. 224

Kendilerinde, şiddetini Allah'tan başkasının bilemeyeceği bir hastalık elemi vardı. 225

Ebu Bekir'e:

'Babacığım! Kendini nasıl buluyorsun?' diye sordum.

'Her kişi ailesi içinde sabahlarken, ölüm ona ayakkabısının bağından daha yakındır' mealli beyti okudu. 226

'Vallahi, babam ne dediğini bilmiyor! ' dedim.

Sonra, Âmir b. Füheyre'nin yanına yaklaştım, ona:

'Ey Âmir! Kendini nasıl buluyorsun?' diye sordum. Bana:

'Muhakkak ki, ölümü daha onu tatmadan önce buldum.

Korkak kişinin ölümü, kendisinin tepesindedir

Her kişi, takati nisbetinde mücahede edicidir' mealli beyitleri okudu.

'Vallahi, Âmir de ne söylediğini bilmiyor! ' dedim. 227

Bilal'e de:

'Kendini nasıl buluyorsun?'228 diye sordum. 229

O da, kendisini sıtma nöbeti230 tutmuş halde, odanın kapısının önüne serilip yatmış vaziyette, 231 sesini yükseltti ve:

'Bilmem ki, acaba bir gece daha Mekke'nin Fahh vadisinde çevremi ızhır ve kokulu celil otları sarmış olduğu halde geceler miyim ola?

Acaba bir gün olup da Mecenne sularının başına bir daha vanr mıyım ola?

Acaba Mekke'nin Şâme ve Tefîl dağlan, bana bir daha görünür mü ola?' mealli kıt'ayı terennüm etti232 ve:

'Allah'ım! Şeybe b. Rebia, Utbe b. Rebia, Ümeyye b. Halef bizi yurdumuzdan çıkarıp veba yurduna gelmeye mecbur ettikleri gibi, Sen de onlara lanet et! (Kendilerini rahmetinden uzaklaştır! ) ' diyerek ilendi. 233

Resûlullah aleyhisselâma gelip, onlardan işittiklerimi haber verdim:

'Onlar, hummanın şiddetinden, sayıklıyorlar! Akılları başlarında değil' dedim. 234

Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselâm semaya baktı235 ve:

'Allah'ım! Bize Medine'yi sevdir! Mekke'yi sevdirdiğin gibi veya daha fazla sevdir! 236

Allah'ım! 237 Bizim İçin238 Medine'yi sağlığa elverişli kıl! 239

Onun vebasını, 240 hum masını 241 Mehyea'ya, 242 Cuhfe'ye nakl ve havale et! 243

Allah'ım! 244 Medine'nin müddü ve sâı hakkında bize bereket ihsan et! " diyerek dua etti. 245

Müdd; bir rıtl ve sülüs rıti veya iki rıtl şeyi içine alan ölçeğin ismi olup, ne büyük ne de küçük olmayan bir adamın iki avucunun (kocam avucunun) dolusu demektir. 246

Sâ'da; beş rıtl ile sülüs ntl ölçektir ki, ne büyük ne de küçük olmayan bir adamın iki kocam avucunun dört dolusunu alan ölçek demektir. 247

Peygamberimiz aleyhisselâm, Medine hakkındaki başka bir duasında da:

" Allah'ım! Mekke'ye verdiğin bereketin iki katını Medine'ye ver! " demiştir. 248

Ashabdan Ebu Hureyre derki:

" İnsanlar (Medineli Müslümanlar), ilk çıkan turfanda meyveyi gördüler mi, onu Resûlullah aleyhisselâma getirirler; Resûlullah aleyhisselâm da, onu alınca:

'Allah'ım! Şüphe yok ki, İbrahim (aleyhisselâm), Senin kulun, halîlin ve peygamberindi. Ben de Senin kulun ve peygamberinim!

O sana Mekke için dua etmişti. Ben de, Sana Medine için dua ediyor; onun Mekke için yaptığı duasında Senden dilediğinin bir mislini, bir kat daha fazlasıyla birlikde Medine için Senden diliyorum! ' der, 249 sonra da, o turfanda meyveyi, orada bulunan çocuklardan250 gördüğü251 en küçüğünü252 çağırarak253 ona verirdi." 254 Medine, Peygamberimiz aleyhisselâmın duası bereketiyle, sakinleri için o kadar mutlu bir şehir haline gelmişti ki, Hazret-i Ömer Allah yolunda şehit olmayı ve Resûlullah'ın şehri olan Medine'de ölmeyi özlüyor ve diliyordu! 255

-------------------------------------

215. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 65, Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 224.

216. Müslim, Sahih, c. 2, s. 1003.

217. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 260, Müslim, Sahih, c. 2, s. 1003.

218. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238, Buharî, Sahih, c. 2, s. 225.

219. Buhârî, Sahih, c. 2, s. 225.

220. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 65.

221. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239.

222. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 65.

223. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238.

224. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238, Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 890, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 264.

225. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238.

226. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238, Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 890, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 65.

227. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 238-239.

228. Buhârî, Sahih, c. 4, s. 264, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 3, s. 382.

229. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 65, Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 264, Beyhakî, Sünen, c. 3, s. 382.

230. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239, Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 83. Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 224-225.

231. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239.

232. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre. c. 2, s. 239, Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 83, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 224-225, Beyhakî, Sünen, c. 3, s. 382.

233. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 83, 260, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 225.

234. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239.

235. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 65.

236. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 239, Mâlik, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 65, Buhârî, c. 2, s. 225, Müslim, Sahih, c. 2, s. 1003, Beyhakî, c. 3, s. 382.

237. Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 260, Buhârî, c. 7, s. 5.

238. Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 225.

239. Mâlik, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 260, Buhârî, c. 2, s. 225, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1003, Beyhakî, c. 3, s. 382.

240. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239.

241. Mâlik, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 260, Buhârî, c. 2, s. 225, Müslim, Sahih, c. 2, s. 1003, Beyhakî, c. 3, s. 382.

242. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 65.

243. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 239, Mâlik, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 65, Buhârî, c. 2, s. 225, Müslim, c. 2, s. 1003, Beyhakî, c. 3, s. 382.

244. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 65, Buhârî, c. 225.

245. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 239, Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 891, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 65. Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 225, Müslim, Sahih, c. 2, s. 1003, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 3, s. 382.

246. İbn Esîr, Nihâye, c. 4, s. 308.

247. Firuzâbadi, Kâmüsu'l-muhît, c. 1, s. 349, c. 3, s. 55.

248. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 142, Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 224, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 994.

249. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 885, Müslim, Sahih, c. 2, s. 1000.

250. Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1000, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1105.

251. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 885.

252. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 885, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1000, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1105.

253. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 885, Müslim, c. 2, s. 1000.

254. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 885, Müslim, c. 2, s. 1000, İbn Mâce, c. 2, s. 1105.

255. Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 225.