Peygamberimiz aleyhisselâm Medineli Müslümanlara Yahudilerinkinden ayrı bir çarşı ve pazaryeri göstermek isteyerek, Zübeyr b. Avvam'a verdiği arazinin bir tarafına bir çadır kurdurup:

" Sizin pazaryeri ve çarşınız, şimdilik burasıdır! " buyurdu.

Fakat, Yahudilerin başkanlarından Ka'b b. Eşrefin gidip oradaki çadırın iplerini kestiği görülünce, oradan vazgeçildi.

Bir adam gelip:

" Yâ Rasûlallah! Ben Medine çarşısı için münasip bir yer gördüm, oraya da bir bakmaz mısınız?" deyince, Peygamberimiz aleyhisselâm oraya gitti ve ayağını yere vurarak:

" Sizin çarşınız, pazarınız burasıdır.

Şurasından hiçbir şey kısılmaz ve buraya vergi de salınmaz! " buyurdu.

Sonra da, Sâide oğullarının yanına vardı ve onlara:

" Kabristanınızı bana veriniz. Orayı çarşı ve pazar yeri yapacağım" buyurdu. Sâide oğullarının bazıları verdiler.

Bazıları ise:

" Orası bizim hem kabristanımız, hem de kadınlarımızın çıkma yeridir" dediler.

Fakat, sonradan, birbirlerini kınadılar. Vermek istemeyenler de verenlere katıldılar. Orayı çarşı ve pazar yaptılar.

Peygamberimiz aleyhisselâm; çarşı ve pazarla, alıcılar ve satıcılarla, alınan ve satılanlarla yakından ilgilenirdi.

Bir gün, Medine'nin yeni çarşısına uğramıştı.

Orada kurulmuş bir baraka gördü.

" Kimindir bu baraka?" diye sordu.

" Harise oğullarından filan adamın! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Yakınız onu! " buyurdu, yaktılar.

Peygamberimiz aleyhisselâmdan sonra, Dört Halife Devrinde de, bu çarşı ve pazaryerinin herhangi bir şekilde işgaline meydan verilmedi. 330

Kays b. Ebi Garze der ki:

" Resûlullah aleyhisselâmın devrinde331 bize simsarlar denirdi. 332

Resûlullah aleyhisselâm, bize uğrayıp, bundan daha güzel [Nesai’ye göre: daha hayırlı] birisim vererek:

'Ey tacirler topluluğu! 333 Muhakkak ki, alışverişte334 şeytan, günah, 335 yalan, 336 boş Iaf337 ve yemin bulunur. 333

Bunun için, siz ona, alışverişinize sadaka karıştırınız! ' buyurdu." 339

Rifâa b. Râfi de der ki:

" Biz, Resûlullah aleyhisselâmla birlikte çıkıp gidiyorduk.

Bir de baktık ki, halk sabah erken alışveriş yapıyorlar!

Resûlullah aleyhisselâm onlara:

'Ey tacirler topluluğu! ' diyerek seslendi.

Onlar boyunlarını uzattılar, gözlerini Resûlullah aleyhisselâma diktiler. 340

Resûlullah aleyhisselâm:

'Şüphe yok ki, tacirler Kıyamet günü fâcirler olarak diriltilirler.

Ancak, Allah'tan korkup yeminine bağlı kalan ve sözünde doğru olan bundan müstesnadır' buyurdu " 341

Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselâm bir ekin yığınının yanına uğrayıp, elini onun içine daldırmıştı.

Parmaklarına ıslaklık dokununca:

" Ey ekin sahibi! Nedir bu?" diye sordu.

Ekin sahibi:

" Yâ Rasûlallah! Ona yağmur değmişti! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" O ıslak kısmı insanların görmeleri için ne diye ekinin üstüne çıkarmadın?!

Aldatan kimse342 benden. 343 bizden344 değildir! " buyurdu. 345

Peygamberimiz aleyhisselâm;

Çarşı ve pazarda satılacak şeyleri çarşı ve pazara getirilmeden yolda karşı lam ayı, 346 satın alınan yiyeceği ve herşeyi tamamıyla teslim almadan satmayı , 347 veya yanında bulunmayan bir malı çarşıdan satın alıp müşteriye satın ayı , 348 birbirlerinin satışı üzerine satış yapmayı, müşteri kızıştırmayı. , yasaklamış;349

" Satacağı zaman kolaylık gösteren, satın alacağı zaman kolaylık gösteren, hakkını isterken kolaylık gösteren350 kişiye, 351 kula352 Allah rahmet etsin! " buyurmuştur. 353

-------------------------------------

330. Semhüdî, Vefâu'l-vefâ, c. 2, s. 747, 748.

331. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 242, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 725.

332. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, Tirmizî, c. 3, s. 514, İbn Mâce, c. 2, s. 725, Nesâî, c. 7, s. 14, Beyhakî, c. 5, s. 266.

333. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, Tirmizî, c. 3, s. 514, İbn Mâce, c. 2, s. 725-726, Nesâî, c. 7, s. 14.

334. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, Tirmizî, c. 3, s. 514, İbn Mâce, c. 2, s. 725, Nesâî, c. 7, s. 14.

335. Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 514.

336. Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, Nesâî, c. 7, s. 14.

337. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, İbn Mâce, c. 2, s. 726.

338. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, İbn Mâce, c. 2, s. 726, Nesâî, c. 7, s. 14, 15.

339. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 6, Ebu Dâvud, c. 3, s. 242, Tirmizî, c. 3, s. 514, İbn Mâce, c. 2, s. 726, Nesâî, c. 7, s. 14, 15.

340. Tirmizî, c. 3, s. 515, 516, İbn Mâce, c. 2, s. 726.

341. Tirmizî, c. 3, s. 516, İbn Mâce, c. 2, s. 726, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 163.

342. Müslim, Sahih, c. 1 , s. 99, Tirmizî, c. 3, s. 606.

343. Müslim, c. 1, s. 99.

344. Tirmizî, c. 3, s. 606.

345. Müslim, c. 1, s. 99, Tirmizî, c. 3, s. 606.

346. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 22, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 28, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1156, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 269.

347. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 215, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1159, 1161, Ebu Dâvud, c. 3, s. 281, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 168.

348. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 401, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 283.

349. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 238, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 28, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1154, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 269.

350. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 340, Buhârî, c. 3, s. 9, Tirmizî, c. 3, s. 610, İbn Mâce, c. 2, s. 742.

351. Buhârî, Sahih, c. 3, s. 9, Tirmizî, c. 3, s. 610.

352. İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 742.

353. Buhârî, Sahih, c. 3, s. 9, Tirmizî, c. 3, s. 610, İbn Mâce, c. 2, s. 742.