Kur'ân-ı Kerîm'de açıklandığına göre; Peygamberimiz aleyhisselâm Medine'de Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar tarafından kendisine getirilen her çeşit davayı ve anlaşmazlıkları adalet dairesinde hal ve fasi edecekti. 354

Bu husus; mü'min, müşrik, Yahudi.. bütün Medineliler için yazılan Medine Yönetmeliğinde de kabullenilmiş ve açıklanmış bulunuyordu. 355

Hâkimlik, aslında, şerefli olduğu kadar, ağır sorumluluk da taşıyan bir görevdir.

Peygamberimiz aleyhisselâm bu hususta şöyle buyurmuşlardır

" Kadılar (hâkimler) üçe ayrılır

Biri Cennette,

İkisi ateşte (Cehennemde)dir!

Hakkı bilen ve ona göre hüküm veren kişi Cennettedir!

Hakkı bilen ve fakat hükmünde zulme, haksızlığa sapan kişi ateşte (Cehennemde)dir!

Hakkı bilmediği halde insanlar arasında hüküm veren kişi de ateşte (Cehennemde)dir! " 356

" Hâkim zulmetin edikçe, hiç şüphesiz Yüce Allah onunla birliktedir.

Haksızlığa saptığı zaman, onu nefsiyle başbaşa bırakır! " 357

" Hâkim, hüküm verirken, içtihadda da bulunur.

İçtihadında isabet ederse, onun için iki ecir vardır.

Fakat, hüküm verirken, içtihadda bulunur da yanılırsa, ona bir ecir vardır." 353

" Hiç kimse, sinirli olduğu halde, iki kişi arasında hüküm vermesin! " 359

" Sizlerden biri Müslümanlar hakkında hüküm vermek durumunda kaldığı zaman, sinirli iken hüküm vermesin!

Onlara (davacıya ve dava olunana), bakışta, oturma yerinde ve işaret etmede kendilerine eşit davranılmasını sağlasın." 360

Peygamberimiz aleyhisselâm, muhakeme edeceği zaman, davacıyı da, dava olunanı da önünde oturturdu. 361

Hazret-i Ali'yi Yemen'e kadı olarak gönderirken:

" Haklarında hüküm vereceğin iki kişiden birisi hakkında, ötekini dinlemedikçe hüküm verme! Böyle yaparsan, nasıl hüküm vereceğin sence belli olur! " buyurmuştur. 362

Peygamberimiz aleyhisselâm, davacıdan, davasına delil ve şahit getirmesini ister; getiremediği takdirde, dava olunana yemin teklif eder363 ve:

" Davacının sende birşeyi, bir hakkı bulunmadığına dair, Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin et! " buyurarak yemin ettirirdi. 364

" Ben de, nihayet, bir beşerim. Siz bana davanızı getiriyorsunuz. Olur ki, bazınız hüccetini, delilini bazınızdan daha iyi anlatır da, ben de kendisinden dinlediğime göre hüküm vermiş bulunurum.

O halde, ben her kime din kardeşinin hakkından bu suretle birşey bölmüş olursam, onu hemen alıvermesin. 365 bıraksın. 366

Çünkü, ben ona bununla ancak ateşten bir parça bölüp vermiş oluyorum demektir! " buyururdu. 367

Biri Hadramevtten, diğeri Kinde'den iki kişi gelip, 368 Yemen'deki bir yer hakkında Peygamberimiz aleyhisselâma başvurdular.

Hadramevtli olan:

" Yâ Rasûlallah! Şu adam369 ve babası, 370 bana babamdam kalan371 yerimi gaspetti" dedi. 372

Kindeli olan ise:

" Yâ Rasûlallah! O yerim bana babamdan miras kaldı. 373

Orası benim elimde ekip biçtiğim bir yerimdir.

Bunun orada hiçbir hakkı yoktur! " dedi. 374

Hadramevtli ise, kendilerine ait olan bu yerin dava olunanın babası tarafından gaspedildiğini kendisinin de bildiğini ileri sürdü. 375

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Arazinin sana ait olduğu hakkında bir beyyinen (delilin) var mı?" diye sordu.

Hadramevtli:

" Yoktur! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Öyle ise, senin için, onun yemini var! " buyurdu.

Hadramevtli:

" Yâ Rasûlallah! Bu kişi bir fâcirdir, yaptığı yemine aldırış etin ez! Hiçbir şeyin günahından da sakınır değildir! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ondan sana, yapacağı yeminden başka birşey yok! " buyurdu.

Kindeli yemin etmeye gidince, 376 hazırlanınca, 377 Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Eğer bu adam hakikaten onun malını haksız olarak yemek için yemin ederse, muhakkak, Yüce Allah'ın gazabına uğramış olarak huzura çıkar! " buyurdu. 378

Bunun üzerine, Kindeli:

" O yer bunundur379 ve babasınındır" dedi. 380

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Yalan yemini ile Müslüman bir kişinin hakkını alan kimseye, Yüce Allah Cenneti haram, Cehennemi vacip kılar! " buyurunca;

" Az birşey olsa da mı yâ Rasûlallah?" dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" İrak ağacından birçubuk da olsa! 381

İrak ağacından birçubuk da olsa!

İrak ağacından birçubuk da olsa! " buyurdular. 382

Eş'as b. Kays der ki:

" Benimle Yahudilerden bir adam arasında bir arazi vardı.

Yahudi, benim onun üzerindeki hakkımı inkâr etti.

Ben de onu Resûlullah aleyhisselâmın huzuruna götürdüm.

Resûlullah aleyhisselâm, bana:

'Senin bu hususta beyyinen (delilin) var mı?' diye sordu.

Ben:

'Yoktur! ' dedim.

Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselâm, Yahudiye:

'Yemin et! ' buyurdu.

Ben:

'Yemin ona düşünce, o yemin eder ve malımı götürür! ' dedim." 383

Yemin ettirilecek kimseler Yahudi iseler, Peygamberimiz aleyhisselâm onlara:

" Musa (aleyhisselâm)a Tevrat'ı indiren Allah hakkı için and veriyor, soruyorum..." diyerek yemin verirdi. 384

Anlattığımız hadise hakkında nazil olan385 âyette şöyle buyuruldu:

" Onlar, Allah'ın ahdini ve kendi yeminlerini az bir değerle değiştiren, satanlardır-ki, işte onların, ahirette hiçbir nasibi yoktur.

Allah, Kıyamet günü, onlara Kelamıyla hitap etineyecek, onların yüzlerine bakmayacak, kendilerini temize çıkarmayacaktır.

Elem verici bir azab da, onlar içindir." 386

Muhakeme sırasında taraflar sulh olmak istedikleri zaman, Peygamberimiz aleyhisselâm onların bu isteklerini kabul eder ve:

" Müslümanlar arasında sulh caizdir. Ancak, haramı helalleştiren ve helali haramlaştıran sulh caiz değildir! " buyururdu. 387

Peygamberimiz aleyhisselâmın, Müslümanlardan bazılarına, Müslümanlardaki alacaklarından bir kısmını bağışlamalarını teklif buyurduğu da olurdu.

Ka'b b. Malik, bir alacağından dolayı İbn Ebi Hadred'le çekişmişler ve seslerini yükseltmişlerdi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, evinden, onların sesini işitti. Kapısının perdesini açıp, Ka'b b. Malik'e:

" Ey Ka'b! " diyerek seslendi.

Ka'b b. Malik:

" Buyur yâ Rasûlallah! Emrine amadeyim! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Sana olan boncunun yarısını buna bırak! " diye eliyle işaret buyurdu. 388

Ka'b b. Malik:

" Yaptırın389 yâ Rasûlallah! Bıraktım! " dedi.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm, İbn Ebi Hadned'e:

" Kalk, kalan borcunu öde ona! " buyurdu. 390

Yahudi bilginlerinden Ka'b b. Esed, İbn Saluba b. Suriya, Şe's b. Kays, birbirlerine:

" Haydi Muhammed'e gidelim.

Olabilir ki, onu dininde bir fitneye, bir tuzağa düşürebiliriz! Nihayet, o da bir beşerdir! " diyerek, Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına geldiler ve:

" Yâ Muhammed! İyi bilirsin ki, bizler Yahudilerin bilginleri, eşraf ve ulularıyız.

Biz sana tâbi olursak, Yahudiler de tâbi olurlar.

Onlar bize aykırı hareket etmezler.

Yalnız, bizimle kavmimizden bazıları arasında bir anlaşmazlık ve düşmanlık var.

Biz onlarla olan muhakememizi sana getirsek, sen onlar aleyhine ve bizim lehimize hüküm versen de, sana iman etsek, seni tasdik etsek olmaz mı?" dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm, onların bu isteklerini yerine getirmekten kaçındı.

Yüce Allah, bu hususta indirdiği âyetlerde391 şöyle buyurdu:

" Onların aralarında-Allah'ın sana indirdiğine göre-hüküm ver. Onların keyiflerine uyma!

Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptıracaklar diye, sakın!

Eğer onlar yüz çevirirlerse, bil ki; Allah onların bazı günahları sebebiyle başlarına bir musibet getirmek istiyor.

İnsanlardan birçoğu, muhakkak, fâsıktırlar.

Onlar hâlâ Câhiliye devrinin o kötü hükmünü mü arıyorlar?!

İmanını yakın derecesine ulaştıran bir kavim nazarında, Allahtan daha güzel hüküm veren kim var?" 392

Yahudilerden bir erkekle bir kadın zina ettiler. Yahudi bilginleri, Beytül-Midras'ta, bu işi konuşmak üzere toplanmışlardı.

Yahudi bilginleri:

" Bu adamı ve kadını Muhammed'e gönderiniz!

Bunlar hakkında nasıl hüküm verileceğini ona sorunuz bakalım?

Eğer o onlar hakkında sizin yaptığınız tecbiye gibi; elyaftan örülmüş zifte bulanmış bir iple dövüldükten sonra yüzlerinin karalanmasına, sonra da iki merkebe ters olarak bindirilmelerine hüküm verirse, ona tâbi olunuz!

Çünkü, o bir hükümdar demektir. Kendisini tasdik ediniz!

Eğer onlar hakkında recm cezası uygulanmasına hüküm verirse, o bir peygamberdir. Kendisinin elinizdekini, önünüzdekini çekip almasından sakınınız! " dediler. 393

Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına, yüzü karalanmış, dayak atılmış bir Yahudi getirdiler. 394

" Yâ Muhammed! Bu adam, evlendikten sonra, evli bir kadınla zina etti.

Sen bunlar hakkında hükmünü ver! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm kalkıp Beytü'l-Midnas'a kadar gitti.

Yahudilerin bilginleri de oraya gelmişlerdi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ey Yahudi cemaati! Bilginlerinizi yanıma çıkarınız! " buyurdu.

Yahudiler Abdullah b. Suriya'yi, Ebu Yâsir b. Ahtab ve Vehb b. Yahuza ile birlikte çıkardılar ve:

" İşte, bunlar bizim bilginlerimizdir" dediler.

Abdullah b. Suriya'nın, Medine'de kalan Yahudi bilginlerinden, Tevrat'ı en iyi bilen kimse olduğunu da söylediler.

Abdullah b. Suriya, onların en genci idi. 395

Peygamberimiz aleyhisselâm, onlara:

" Siz zina eden kimsenin haddini (cezasını) Kitabınızda böyle mi buluyorsunuz?" diye sordu.

Yahudiler

" Evet! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm, onların bilginlerinden bir adamı çağırıp, 396 ona:

" Ey İbn Suriya! Ben sana Allah adına and veriyor ve Allah'ın İsrail oğullarını uğrattığı ibtila [bela] günlerini hatırlatarak soruyorum: 397

Musa'ya Tevrat'ı indiren Allah hakkı için söyle! Kitabınızda zina cezasını böyle mi buluyorsunuz?" buyurdu.

Abdullah b. Suriya:

" Hayır! Eğer sen bana bu sözle sormasa idin, sana haber vermezdim.

Biz onu recm olarak buluyoruz!

Fakat, ne yapalım ki, bu iş eşrafımız arasında çoğaldı.

O hale geldik ki, şerefli birini yakalarsak onu bırakıyoruz, zayıfı yakalarsak ona haddi vuruyoruz!

'Geliniz; soyluya da, soysuza da uygulayacağımız birşey üzerinde birleşelim! ' dedik.

Kömüre boyamakla dayak atmayı, recm cezasının yerine koyduk! 398

Vallahi, yâ Ebe'l-Kâsım! Bunlar, senin gönderilen peygamber olduğunu çok iyi biliyorlar, fakat seni kıskanıyorlar! " dedi.

Bundan sonra, kendisi de aynı hastalığa tutulup, Peygamberimiz aleyhisselâmın peygamberliğini inkâr yoluna saptı. 399

Peygamberimiz aleyhisselâm, onlara:

" Ellerinizde bulunan Tevrafı getiriniz! " buyurup, okutturdu.

Okuyan Yahudi, elini recm âyetinin üzerine koyup, onun önündekini ve sonundakini okudu.

Peygamberimiz aleyhisselâmın yanında bulunan ve Müslümanlığı kabul etmiş bulunan Abdullah b. Selam:

" Buna emir buyur da, elini kaldırsın! " dedi.

Yahudi elini kaldırınca, altındakinin recm âyeti olduğu görüldükiuu

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Yazıklar olsun size ey Yahudi cemaatı! Allah'ın, elinizdeki hükmünü terk etmeye sizi davet eden ne idi?" buyurdu.

Yahudiler

" Vallahi, o bizim aramızda uygulanagelmekte iken, kral ailesinden ve eşrafımızdan bir adam, 401 kralın amcasının oğlu, 402 evlendikten sonra403 zina edince, kral onu koruyup recm ettirmedi.

Bundan sonra, halktan birisi zina ettiği, kral onu recm etmek istediği zaman, krala: 404

'Vallahi. 405 kralın amcasının oğlu406 filan kişi de recm edilmedikçe, bu da recm edilemez! ' dediler. 407

Aralarında toplanıp necm cezasını tecbiyeye çevirdiler, 408 terk ettiler. 409 Recimi anılmaz ve uygulanmaz ettiler, öldürdüler! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" O halde, Allah'ın emrini, Kitabını ilk ihya eden ve onunla amel eden benim! 410

Ey Allah'ım! Onlar Senin emrini uygulamayıp öldürdükleri zaman, Senin emrini ilk uygulayan, ihya eden benim! " 411 dedikten sonra, onları getirtti. 412

Recm edilmelerini emir buyurdu, recm olundular. 413

Yüce Allah, indirdiği âyette414 şöyle buyurdu:

" Ey Resûl! Kalbleriyle inanmadıkları halde, ağızlarıyla inandık diyen (münafık)la Yahudilerden o küfür içinde alabildiğine koşuşanlar, seni mahzun etmesin!

Onlar durmadan yalan dinleyen, senin huzuruna gelmeyen bir kavim hesabına casusluk eden (kimse)lerdir.

Onlar, kelimeleri, yerlerine konulduktan sonra, bir tarafa atarlar.

'Size şu verilirse, onu alın! Verilmezse, onu kabul etmekten çekinin! ' derler.

Allah, kimin sapkınlığını irade ederse, artık sen Allah'ın ona ait iradesini önlemeye hiçbir veçhile muktedir olamazsın!

Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onların kalblerini temizlemek istememiştir.

Dünyada hor hakir olmak onların hakkıdır.

Ahirette de, onlara pek büyük bir azab vardır! " 415

Bir Yahudi de, 416 Medine'de417 Ensar'dan418 bir kadını419 giderken420 yakalayıp, 421 üzerindeki zîneti422 aldı. 423 Aldıktan sonra da, öldürmek maksadıyla424 iki taş arasında onun başını425 taşla vurup426 ezdi. 427 Kadıncağıza, son dakikalarını yaşadığı sırada yetiştiler. 428 Kendisi, iki taş arasında başı ezilmiş bir halde bulundu. 429

Ona birbiri ardınca bazı kimseler gösterilip:

" Bu mu o? Bu mu o?" diye soruldu.

En sonunda katil Yahudi getirilip gösterilince, kadıncağız ona başıyla işaret etti. 430

Kadıncağız, en son dakikalarını yaşadığı, 431 dili tutulduğu sırada432 Resûlullah aleyhisselâma getirildi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, ona, sanıklardan:

" Seni filan kişi mi öldürdü?" diye sondu. 433

Kadıncağız, başını kaldırarak, 434 başı ile " Hayır! " diye işaret etti.

Peygamberimiz aleyhisselâm, sanıklardan birisi hakkında:

" Seni filan kişi mi öldürdü?" diye sordu. 435

Kadın başını kaldırarak: 436

" Hayır! " diye başıyla işaret etti.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Seni filan kişi mi öldürdü?" 437 diye, Yahudinin ismini anarak sordu. 438

Kadıncağız, başını önüne eğerek: 439

" Evet! " diye başıyla işaret etti. 440

Bunun üzerine, katil Yahudi yakalanıp441 Peygamberimiz aleyhisselâmın huzuruna getirilerek sorguya çekilince, suçunu itiraf ve ikrar etti.

Kendisi de aynı şekilde öldürülüp cezalandırıldı. 442

-------------------------------------

354. Nisa: 58, 59.

355. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre. , c. 2, s. 149, Ebu Ubeyd, Kitâbu'l-emvâl, c. 293, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 197, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 225.

356. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 299, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 613, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 776, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 90, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 116, 117.

357. İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 775, Hâkim , Müstedrek, c. 4, s. 93, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 88.

358. Buhârî, Sahih, c. 8, s. 157, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1342, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 299, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 615, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1342, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 224.

359. Buhârî, Sahih, c. 8, s. 108, 109, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1342, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 302, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 620, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 776.

360. Dârekutnî, Sünen, c. 4, s. 205, Ebu Ya'lâ'nın Müsned'inden naklen Suyûtî, el-Câmiu's-sağîr, c. 1, s. 15, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 6, s. 102.

361. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 302.

362. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 337, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 111, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 301, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 618.

363. Buhârî, Sahih, c. 3, s. 116, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1336, 1337, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 311, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 626, 627.

364. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 311, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 180.

365. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 719, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 308, Buhârî, Sahih, c. 8, s. 112, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1337, Ebu Dâvud, c. 3, s. 301, Tirmizî, c. 3, s. 624, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 777.

366. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 308.

367. Mâlik, c. 2, s. 719, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 308, Buhârî, c. 8, s. 112, Müslim, c. 3, s. 1337, Ebu Dâvud, c. 3, s. 301 , Tirmizî, c. 3, s. 624, İbn Mâce, c. 2, s. 777.

368. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 212, Müslim, c. 1, s. 123, Ebu Dâvud, c. 3, s. 312, Tirmizî, c. 3, s. 625, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 144.

369. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 212, Ebu Dâvud, c. 3, s. 221.

370. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 212, Müslim, c. 1, s. 123, Ebu Dâvud, c. 3, s. 312, Tirmizî, c. 3, s. 625, Beyhakî, c. 10, s. 144.

371. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 212, Ebu Dâvud, c. 3, s. 221.

372. Müslim, c. 1, s. 123, Ebu Dâvud, c. 3, s. 312, Tirmizî, c. 3, s. 625, Beyhakî, c. 10, s. 144.

373. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 212, Müslim, c. 1, s. 123, Ebu Dâvud, c. 3, s. 312, Tirmizî, c. 3, s. 625, Beyhakî, c. 10, s. 144.

374. Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 123, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 312, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 625.

 , c. 3,

375. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 212, 213, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 312.

376. Müslim, Sahîh, c. 1, s. 123, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 221, 312, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 625, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 144.

377. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 213.

378. Müslim, Sahîh, c. 1, s. 124, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 221, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 625, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 144.

379. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 213, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 221.

380. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 213.

381. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 727, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 260, Müslim, Sahih, c. 1, s. 122.

382. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 260.

383. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 211, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 159, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 311, 312, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 569, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 778.

384. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 312, 313, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 780.

385. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 211, Buhârî, c. 3, s. 159, Ebu Dâvud, c. 3, s. 312, Tirmizî, c. 3, s. 211, İbn Mâce, c. 2, s. 778.

386. Âl-i İmran: 77.

387. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 304. Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 635, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 788.

388. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 454, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 117, 118, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1192, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 304, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s.. 811, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 239.

389. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 454.

390. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 454, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 118, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1192, Ebu Dâvud, c. 3, s. 304, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 811, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 239.

391. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 216, Taberî, Tefsir, c. 6, s. 273, 274, Vâhidî, Esbâbu'n-nüzûl, s. 132, Zemahşerî, Keşşaf, c. 1, s. 618, Kurtubî, Tefsir, c. 6, s. 213.

392. Mâide: 49-50.

393. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 213, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 8, s. 246, 247.

394. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 286, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1327, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 4, s. 154, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 855, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 8, s. 246.

395. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 213-214, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, Beyhakî, Sünenü'l -kübrâ, c. 8, s. 246-247.

396. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 286, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1327, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 154, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 855, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, Beyhakî, Sünen, c. 8, s. 246.

397. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 214, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 8, s. 247.

398. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 286, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 154, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 855, Beyhakî, Sünen, c. 8, s. 246.

399. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 232, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 8, s. 246.

400. Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1326, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 153.

401. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215.

402. Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 233.

403. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215.

404. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 233

405. Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 233.

406. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215, Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 233.

407. Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 233.

408. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215.

409. Taberî, Tefsîr, c. 6, s. 233.

410. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 215.

411. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 286, Müslim , Sahîh, c. 3, s. 1327, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 154, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 855, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 8, s. 246, Vâhidî, Esbâbu'n-nüzûl, s. 130, 131.

412. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 215, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 286, İbn Mâce, c. 2, s. 855.

413. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 215, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 286, Buhârî, c. 4, s. 186, Müslim, c. 3, s. 1327, İbn Mâce. c. 2, s. 855, Beyhakî, c. 8, s. 247.

414. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 214, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 286, Taberî, c. 6, s. 233, Beyhakî, c. 8, s. 247, Vâhidî, s. 130, 131.

415. Mâide: 41.

416. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 171, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 89, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 180, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 15, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 889, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 22.

417. Buhârî, Sahîh, c. 8, , s. 64.

418. Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 18.

419. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 171, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 89, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 180, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 15, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 889, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 22.

, 262,

420. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 37, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 15, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 22.

421. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 262, Tirmizî, c. 4, s. 15, Nesâî, c. 8, s. 22.

422. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 171, 203, Buhârî, c. 6, s. 176, Müslim, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15, İbn Mâce, c. 2, s. 889, Nesâî, c. 8, s. 22.

423. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 262, Buhârî, c. 6, s. 176, Tirmizî, c. 4, s. 15, Nesâî, c. 8, s. 22.

424. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 262.

425. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 183, 262, Buhârî, c. 3, s. 89, Nesâî, c. 8, s. 22.

426. Buhârî, Sahih, c. 8, s. 37, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180.

427. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 183, 262, Buhârî, c. 3, s. 89, Nesâî, c. 8, s. 22.

428. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 262, Tirmizî, c. 4, s. 15, Nesâî, c. 8, s. 22

429. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 269, Müslim, c. 3, s. 1300, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180...

430. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 262, Nesâî, c. 8, s. 22.

431. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 203, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 176, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 180, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 15, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 22.

432. Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 176.

433. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 171, Buhârî, c. 6, s. 176, Müslim, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15, Nesâî, c. 8, s. 22.

434. Buhârî, Sahih, c. 8, s. 37.

435. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 171, Buhârî, c. 6, s. 176, Müslim, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15.

436. Buhârî, c. 8, s. 37, Müslim, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15.

437. Buhârî, Sahih, c. 6, s. 176.

438. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 193, Buhârî, c. 6, s. 176, Müslim, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15.

439. Buhârî, Sahih, c. 8, s. 38.

440. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 171, Buhârî, c. 6, s. 176, Müslim, c. 3, s. 1299, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15.

441. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 262, Buhârî, c. 3, s. 89, Müslim, c. 3, s. 1300, Ebu Dâvud, c. 4, s. 180, Tirmizî, c. 4, s. 15.

442. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 262, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 89, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1300, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 180. Tirmizî. Sünen. c. 4. s. 15. Nesâî. Sünen. c. 8. s. 22.