İslâm mücahidlerinin güçlü ve kalabalık düşman karşısında zayıf bir durumda bulundukları sırada Peygamberimiz aleyhisselâmı bürüyen vahiy hali açılınca, Peygamberimiz aleyhisselâm, meleklerin yardıma geldiklerini mücahidlere müjdeledi. 200

Önce, benzeri görülmedik bir rüzgâr geldi, sonra geçip gitti.

Arkasından, ikinci bir rüzgâr geldi. O da geçip gitti.

Daha sonra, üçüncü bir rüzgâr geldi.

Birinci rüzgârda, Cebrail aleyhisselâm 1000 melekle gelip Peygamberimiz aleyhisselâmın yanında yer aldı.

İkinci rüzgârda Mikâil aleyhisselâm 1000 melekle gelip Peygamberimiz aleyhisselâmın sağında yer aldı.

Üçüncü rüzgârda İsrafil aleyhisselâm 1000 melekle gelip Peygamberimiz aleyhisselâmın solunda yer aldı. 201

Melekler başlarına beyaz sank sarmışlar, sarıklarının uçlarını arkalarına salmışlardı.

Cebrail aleyhisselâmın sarığı ise san idi. 202

Meleklerin hepsi de kır atlı idiler.

Atlarının alınlarında, sarkan perçemleri vardı. 203

Şeytanın Sürâka b. Cu'şum'un suretinde müşriklere görünüp204 Kinane oğullarının da kendilerine yardım için arkalarından gelmekte olduklarını söylediği205 ve Müslümanların az ve zayıf olduklarını da haber verdiği ve " Bugün, halktan, sizi yenebilecek yok! " diyerek cesaretlendirmeye çalıştığı sırada, melek ordularının Bedir'e geldiklerini görür görmez, iki ökçesinin üzerinde arkasına dönüp oradan kaçtığı rivayet edilir. 206

Bu hususta Kur'ân-ı Kerîm'de şu açıklama yapılır

" Hani, (müşriklerle) karşılaştığınız zaman, onları gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözünde azaltıyordu.

Çünkü, Allah, işlenmesi gereken işi yerine getirecekti.

Bütün işler ancak Allah'a döndürülür." 207

" Siz düşmandan (sayı ve teçhizatça) zayıf iken, Allah size Bedir'de kat'î bir zafer verdi.

Allah'tan sakınınız ki, şükretmiş olasınız.

O vakit, sen mü'minlere:

'İndirilen üç bin melekle Rabbinizin size imdad etmesi yetmez mi size?' diyordun." 208

" O zaman, şeytan da onların yaptıklarını süslüyor; 'Bugün, size insanlardan galebe edecek hiç kimse yok! Ben de sizin muhakkak ki yardımcınızım! ' diyordu.

Vaktâ ki, iki ordu (birbirine) göründü, şeytan onlara (müşriklere) 'Ben sizden uzağım! Gerçekten, ben, sizin göremeyeceğinizi görüyorum! Ben elbette Allahtan korkanm! Allah ukubetinde çok şiddetlidir! ' diyerek iki ökçesi üzerinde arkasına dönüp kaçtı." 209

-------------------------------------

200. Vâkıdî, Megâzî, d, s. 70.

201. Vâkıdî, Megâzî, c. 1 , s. 57, İbn Sa'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 2, s. 16, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 55, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 256, Zehebî, s. 62.

202. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 286, Taberî, Târih, c. 2, s. 284, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 260.

203. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 76, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 16

204. Musa b. Ukbe'nin Megâzîsinden naklen Zehebî, Megâzî, s. 80, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 71.

205. Musa b. Ukbe'nin Megâzîsinden naklen Zehebî, Megâzî, s. 80.

206. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 70-71, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 283.

207. Entâl: 44.

208. Âl-i İmran: 123-124.

209. Enfâl: 48.