Ensardan Sabit b. Kays'a, Cahiliye devrinde, Buas günü, Zebir b. Bata'nın iyiliği dokunmuştu.

O zaman, Sabit b. Kays, yakalanıp alnının saçı kesildikten sonra serbest bırakılmıştı.

Zebir b. Bata, elleri boynuna bağlanan Benî Kurayza Yahudileri arasında bulunuyordu.

Kendisi çok yaşlı idi. 173 Hem de kördü. 174

Sabit b. Kays, yanına vararak, ona:

" Ey Ebu Abdurrahman! Beni tanıdın mı?" diye sordu.

Zebir b. Bata:

" Benim gibi bir adam senin gibi bir adamı tanımaz olur mu?175 Sen Sabit'sin! " dedi. 176

Sabit b. Kays:

" Ben senin vaktiyle bana uzatmış olduğun yardım eline şimdi mukabele etmek istiyorum" dedi.

Zebir b. Bata:

" Hiç şüphesiz, iyiler iyilere iyilikle mukabele ederler. 177 Ben bugün sendeki o iyiliğe son derecede muhtaç bulunuyorum" dedi. 178

Bunun üzerine, Sabit b. Kays Peygamberimiz aleyhisselamın yanına geldi ve:

" Yâ Rasûlallah! Zebir b. Bata'nın bana iyiliği dokunmuştur. 179 Buas günü esir olunca, alnımın saçını kesip beni salıvermişti.

O, bana, 'Senin üzerindeki bu iyiliği hatırla! ' diyerek bunu bana hatırlattı. 180

Ben onun minneti altında bulunduğum iyiliğine bugün mukabele etmek istiyorum.

Onun kanını bana bağışlayıver?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" O, sana bağışlanmıştır! " buyurdu.

Sabit b. Kays, Zebir b. Bata'nın yanına geldi ve:

" Resûlullah aleyhisselam, 'O, sana bağışlanmıştır! ' buyurarak senin kanını bana bağışladı! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Çokyaşlanmış bir ihtiyar, ailesiz, evlatsız, Yesrib (Medine)'de yaşayıp da ne yapacak?! " dedi.

Sabit b. Kays, dönüp Peygamberimiz aleyhisselama geldi ve:

" Babam, anam sana fieda olsun yâ Rasûlallah! Bana onun karısını ve oğlunu da bağışlayıver?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Onlar da sana bağışlanmıştır" buyurdu.

Sabit b. Kays, Zebir b. Bata'nın yanına geldi ve:

" Resûlullah aleyhisselam 'Onlar da sana bağışlanmıştır! ' buyurarak aileni, oğlunu da sana bağışladı" dedi.

Zebir b. Bata:

" Malsız mülksüz bir ev halkı Hicaz'da bu hali ile kalabilir, yaşayabilir mi?" dedi.

Sabit b. Kays, Peygamberimiz aleyhisselamın yanına tekrar geldi ve:

" Yâ Rasûlallah! Onun malını da, benim için, bağışlayıver?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" O da senin için bağışlanmıştır! " buyurdu.

Sabit b. Kays, Zebir b. Bata'nın yanına vardı ve:

" Resûlullah aleyhisselam 'O da senin için bağışlanmıştır' buyurarak, malını da sana bağışladı! " dedi. 181

Zebir b. Bata:

" Ey Sabit! Çin aynasını andıran parlakyüzüne bakan kızların yüzünde kendilerini gördükleri Ka'b b. Esed'e ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" O, öldürüldü! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Şehirliler ve kırlılar ulusu, 182 her iki kabilenin [Benî Nadîr ile Benî Kurayzanın] ulusu, harpte onları hücuma kaldıran, kıtlıklarda doyuranı 83 Huyey b. Ahtab'a ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" O da öldürüldü! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Hücuma geçişimiz zamanında öncümüz, kaçış zamanımızda ardamız ve koruyucu olan Gazzal b. Semev'el'e ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" O da öldürüldü! " dedi. 184

Zebir b. Bata:

" Önüne düşmediği cemaatler dağılan, onsuz bağlanan düğümler çözülen yönetici, evirip çevirici Nebbaş b. Kays'a ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" O da öldürüldü! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Harplerde Yahudilerin sancaktarı Vehb b. Zeyd'e ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" O da öldürüldü! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Tevrat okumaktan geri durmayan Amfi ara ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" Onlar da öldürüldüler! " dedi. 185

Zebir b. Bata:

" Çifte Meclislere [Ka'b b. Kurayza ve Amr b. Kurayza oğullarına] ne yapıldı?" diye sordu.

Sabit b. Kays:

" Onlar da gittiler, öldürüldüler! " dedi. 186

Zebir b. Bata Benî Kurayza kavminin ileri gelenlerini vasıflarıyla anarak " Filana ne yapıldı? diye sormaya, Sabit b. Kays da " Öldürüldü! " diye cevap vermeye devam etti. 187

Zebir b. Bata:

" Ey Sabit! Bunlardan sonra, yaşamakta hayır yoktur!

Ben onların içinde yaşamış oldukları yurda onlardan sonra kalmak üzere mi döneceğim?! Böyle olmak bana gerekmez! 188

Ey Sabit! Senin üzerinde bulunan iyiliğim hakkı için, beni o kavme hemen kavuşturmanı dilerim!

Vallahi, onlardan sonra, yaşamakta hayır yoktur!

Allah'a yemin ederim ki; sevdiklerime kavuşuncaya kadar, kuyuya kova salınıp su çıkarılmasını beklemeye bile benim sabrım yoktur! 189 And vererek senden dilerim: Benî Kurayza esirlerini öldüren şu öldürücüler arasından, yanıma doğru gel!

Sonra da, beni kavmimin boyunlarının vurulduğu yere götür!

Benim keskin kılıcımı bulup eline al! Onunla hızlı bir darbe indirip beni öldür! Ey Sabit! Artık, ben sevdiklerime kavuşuncaya kadar, kuyuya salınan kovanın suyunu boşaltmasını beklemeye bile sabredemeyeceğim! " dedi. 190

Hazret-i Ebu Bekir, Zebir b. Bata'nın:

" Sevdiklerime kavuşuncaya kadar..." sözünü işitince:

" Vallahi, onlar Cehennem ateşine atılmışlardır ve orada temelli kalıcıdırlar 191

Yazıklar olsun sana ey Bata'nın oğlu! O, kovanın su boşaltması değildir. Fakat, temelli azabdır! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Ey Sabit! Tez yanıma gel, öldür beni! " dedi.

Sabit b. Kays:

" Ben seni öldürmeyeceğim! " dedi.

Zebir b. Bata:

" Beni sen öldürmeyeceksin de, ya kim öldürecek?

Fakat ey Sabit! Karımı ve çocuğumu sen gör, gözet! Onlar ölümden korkuyorlar.

Arkadaşından [Peygamber aleyhisselamdan demek istiyor] onları azadlamasını, mallarının mülklerinin başına çevirmesini dile! " dedi.

Bunun üzerine, Sabit b. Kays Zebir b. Bata'yı Zübeyr b. Avvam'ın yanına götürdü. Zübeyr b. Avvam da, onun boynunu vurdu.

Sabit b. Kays, Zebir b. Bata'nın karısını, malını ve oğlunu Peygamberimiz aleyhisselamdan istedi.

Peygamberimiz aleyhisselam da, onun karısını ve oğlunu esirler arasından çıkardı.

Onlara, silahlar hariç olmak üzere, hurmalıklarını, deve, davar ve sığır gibi hayvanlarıyla bütün eşya ve emtialarını geri verdi.

Zebir b. Bata ailesi, Sabit b. Kays hanedanıyla birlikte bulundular. 192

-------------------------------------

173. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 253.

174. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 141.

175. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 253.

176. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 141.

177. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 253, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 518.

178. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 518.

179. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 253.

180. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519.

181. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 253, 254.

182. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519.

183. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519.

184. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519.

185. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519.

186. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 254.

187. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 1, s. 498.

188. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519.

189. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 254.

190. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 519, 520.

191. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 254.

192. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 520.