Mahmud b. Mesleme'nin atı, bahçede bir hurma ağacına urganla bağlanıp bakılmakta idi.

Züllimme, süvari atlarının kişnediklerini işitince, kişnemeye ve ayaklarını yere vurmaya başladı.

Abduleşhel oğullarından bir kadın, atın böyle bağlı bulunduğu yerde ayaklarını yere vurup durduğunu görünce:

" Ey Kumeyr (ey Ahrem)! Şu ata binsen, Resûlullah aleyhisselam ve Müslümanlara katılsan da savaşsan olmaz mı?" dedi.

Muhriz b. Nadle:

" Olur! " deyince, kadın atı ona teslim etti. 145

Atın sahibi Mahmud b. Mesleme, o sırada Medine dışında bulunuyordu. 146

Muhriz b. Nadle, hiç durup dinlenmeksizin atı sürdü, baskıncı müşriklere yetişti, onların önlerini kesti ve:

" Durunuz ey yaramazların, kötülerin dölleri! " diyerek bağırdı.

Baskıncı müşriklere yetişen süvarilerin ilki, Muhriz b. Nadle idi. 147

Baskıncı müşrikleri tek başına oklar ve taşlarla takip eden Seleme b. Ekvâ der ki:

" Resûlullah aleyhisselamın imdada gelen süvarilerini görünceye kadar, bulunduğum yerden ayrılmadım.

Süvariler, ağaçların arasına girmeye başladılar. Onların ilki, Ahrem (Muhriz) idi. Onun arkasında, Resûlullah aleyhisselamın süvarisi Ebu Katâde, Ebu Katâde'nin arkasında da Mikdad b. Esved vardı.

Baskıncı müşrikler, süvarileri görünce, dönüp kaçtılar.

Ben de, dağdan inip Ahrem'in önünü kestim ve atının gemini tuttum ve:

'Ey Ahrem! Şu kavimden sakın! Resûlullah aleyhisselamla sahabileri gelip kavuşuncaya kadar, onların seni kalbinden vurup şehit etmeyeceklerinden emin değilim! ' dedim.

Ahrem:

'Ey Seleme! Eğer sen Allah'a ve ahiret gününe inanıyor, Cenneti hak ve gerçek, Cehennemi de hak ve gerçek tanıyorsan, benimle şehitlik arasına gerilme! ' deyince, atının gemini bıraktım.

Ahrem baskıncı müşriklere yetişince, Abdurrahman b. Uyeyne b. Hısn, döndü.

Birbirlerine mızraklarla saldırdılar.

Ahrem onu mızraklayıp yaraladı. Abdurrahman b. Uyeyne de, onu* mızraklayarak şehit etti. 148 Muhriz b. Nadle atından yere düştü. 149 Muhriz yere düşünce, atı şahlandı.

Benî Abduleşhellerin mahallesindeki ahırına gelip duraklayıncaya kadar, hiç kimse onun ne önüne geçebildi, ne de durdurup üzerine binebildin50

Ümmü Âmir binti Yezid b. Seken der ki:

" Resûlullah aleyhisselamın savaşına katılmak üzere Muhriz'i hazırlayanlar arasında bulunuyordum.

Vallahi, hisarımızdan Mahmud b. Mesleme'nin atı Züllimme'nintozu dumana katarak ahırına kadar gelip kavuştuğunu görünce:

'Vallahi, Muhriz şehit olmuştur! ' dedim." 151

Muhriz b. Nadle şehit olunca, Ebu Katâde Abdurrahman b. Uyeyne b. Hısn ile karşılaştı.

Birbirlerine mızraklarla saldırdılar.

Abdurrahman, Ebu Katâde'yi yaraladı. Ebu Katâde de, onu mızraklayıp öldürdü. 152

Abdurrahman'ın öldürülmesinde, Ebu Katâde'ye Mikdad b. Esved, yardımcı oldu. 153

Seleme b. Ekvâ der ki:

" Muhammed aleyhisselamı peygamberlikle şereflendiren Allah'a yemin ederim ki; baskıncı müşrikleri yaya olarak tekrar takibe başladım.

O kadar ilerledim ki, artık arkamda ne Peygamber aleyhisselamın ashabından, ne de onların yerden kaldırdıkları tozlardan hiçbir şey göremiyordum!

Güneş batmadan önce idi ki, baskıncı müşrikler Zû Kared denilen sulu bir vadiye saptılar. Çok susamışlardı. Su içmek istediler. Dönünce, benim arkalarında bulunduğumu gördüler.

Onları oradan da tedirgin ettim, uzaklaştırdım! Sudan bir damla bile tadamadılar!

Oradan ayrılarak Zî Bi'r tepesine hızla ilerlemeye başladılar.

Güneş batmıştı.

Onlardan birisinin arkasından yetişip:

'Al benden! Ben Ekvâ'nın oğluyum! Bugün, kötülerin öleceği gündür! ' diyerek bir ok attım.

Onu kürek kemiğinin oynak yerinden vurdum.

Bana:

'Ey anası ağlayasıca! Yoksa, bu sabahın erkeninden beri bize göz açtırmayan, bizi tedirgin eden Ekvâî sen mi idin?! ' dedi.

Ben de:

'Evet! Ey kendisinin düşmanı! Sabahın erkeninden beri sana ok yağdıran Ekvâî benim! ' dedim, hemen bir ok daha atıp onun ardına düştüm, kendisine iki ok yapıştırdım.

Baskıncı müşrikler, son derece yorup yürüyemez hale getirdikleri iki atı tepe üzerinde, arkalarında bırakarak gittiler." 154

-------------------------------------

145. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 295, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 542, Taberî, Târih, c. 3, s. 63.

146. İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 202.

147. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre. c. 3, s. 297, 298.

* Mes'ade b. Hakeme ve Evbar (Üsar)'ın yardımlarıyla (Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 151).

148. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 83, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 53, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1437.

149. İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 368.

150. İbn İshak. İbn Hişam, SPre, c. 3, s. 296.

151. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 543.

152. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 83, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 53, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1438.

153. Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 150.

154. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 83, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 53, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1437.