Seferin Mevkii, Tarihi ve Sebebi
Dûmetü'l-Cendel; Şam yollarının ağzında olup, Dımaşk'a 5, Medine'ye 15 veya 16 gecelik uzaklıkta, 313 Şam'ın Medine'ye enyakın beldelerinden olup, Tebük yakınında, 314 akarsuları, hurmalık ve ekinlikleri bulunan bir yerdi.
Büyük bir panayır ve ticaret merkezi idi. 315
Dûmetü'l-Cendel seferi, Hicretin 6. yılında, Şaban ayında vuku bulmuştur. 316
Seferin sebebi, İslâmiyeti yaymaktı. 317
Abdullah b. Ömer der ki:
" Resûlullah aleyhisselam Abdurrahman b. Avf'ı yanına çağırdı ve ona:
'Hazırlan! Ben seni inşaallah bugün veya yarın sabah askerî bir birliğin başında göndereceğim! ' buyurdu. 318
Ben bunu işitince, kendi kendime:
'Mescide gireceğim. Sabah namazını Peygamber aleyhisselamla kılacağım. Peygamber aleyhisselamın Abdurrahman b. Avf’a tavsiyelerini dinleyeceğim! ' dedim.
Mescidde sabahladım, sabah namazını Mescidde kıldım.
Mescidde, Resûlullah aleyhisselamın ashabından şu on kişilik cemaatinin:
1. Ebu Bekir,
2. Ömer,
3. Osman,
4. Ali,
5. Abdurrahman b. Avf,
6. Abdullah b. Mes'ud,
7. Muaz b. Cebel,
8. Huzeyfe b. Yeman,
9. Ebu Saîd el-Hudrî,
10. Benim Resûlullah aleyhisselamla birarada bulunduğumuz sırada, Ensardan bir zât gelip Resûlullah aleyhisselama selam verdikten sonra, oturdu ve:
'Yâ Rasûlallah! Allah'ın salât ve selamı senin üzerine olsun! Mü'minlerin en üstünü hangisidir?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselam:
'Onların, ahlâkı en güzel olanıdır! ' buyurdu.
Ensarî:
'Mü'minlerin en zekisi, en akıllısı hangisidir?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselam:
'Onların, ölümü en çok hatırlayanı, ölüm gelmeden önce ona en iyi, en çok hazırlananıdır! İşte, asıl akıllı kimseler onlardır! ' buyurdu. 319
Sonra da, bize yönelerek:
'Ey Muhacirler cemaati! Beş şey vardır ki; siz onlarla imtihan edilirseniz, onlar başınıza gelirse, haliniz yaman olur! Ben sizin onlara erişmenizden Allah'a sığınırım!
1. Bir kavimde fuhuş (zina) zuhur eder ve bu açıktan işlenecek derecede yayılırsa, muhakkak o kavimde veba, geçmişlerinde olmayan birtakım hastalıklar zuhur eder ve yaygınlaşır!
2. Bir kavim ölçüyü ve tartıyı eksik yaparsa, o kavim muhakkak kıtlığa, şiddetli geçim sıkıntısına ve hâkim zulmüne uğrar!
3. Bir kavim mallarının zekâtını vermekten kaçınırsa, o kavim muhakkak yağmurdan men edilir (kuraklığa uğrar). Hayvanları olmasa, onlara hiç yağmur da yağdırılmaz!
4. Bir kavim Allah'a ve Allah'ın Resûlüne verdikleri sözü bozarsa, Allah o kavme muhakkak kendilerinden olmayan düşmanı musallat kılar! Düşman da, onların ellerindekinden bir kısmını çeker, alır!
5. İmamları Allah'ın Kitabıyla hükmetmez, Allah'ın indirdiklerine karşı kibirlenirse, Allah onları aralarında (çıkacak fitne ve fesatlarla) azaba uğratır! ' buyurdu." 320
Peygamberimiz aleyhisselam, Dûmetü'l-Cendel'e hareket ve ora halkını İslâmiyete davet etmesini Abdurrahman b. Avf'a emretti.
Dûmetü'l-Cendel'e gidecek mücahidlerin sayısı 700 idi. 321
Bunlar, seher vakti Medine dışında Cürüf'teki karargâhlarında toplandılar.
Peygamberimiz aleyhisselam, Abdurrahman b. Avf'ın onlardan geri kaldığını görünce, ona:
" Sen arkadaşlarından ne için geri kaldın?" diye sordu.
Abdurrahman b. Avf:
" Yâ Rasûlallah! En son görüşmemin, konuşmamın seninle olmasını arzu ettim. Yolculuk elbisem üzerimdedir! " dedi. 322
Abdurrahman b. Avf, sabahleyin başına siyah pamuklu bezden, gelişigüzel bir sarık sarmış bulunuyordu.
Peygamberimiz aleyhisselam onu önüne oturttu. 323 Abdurrahman b. Avf'ın sarığını çözüp tekrar sardı. Sarığın bir ucunu, onun omuzunun arasından, dört parmak veya dört parmak kadar sarkıttı. Sonra da:
" Ey İbn Avf! Sarığı işte böyle sar! 324 Çünkü, sangın böyle sarılışı daha güzel, daha uygundur! " buyurdu.
Abdurrahman b. Avf'a verilmek üzere bir sancak getirilmesini Bilal-i Habeş?ye emretti. Yüce Allah'a hamd-ü senada ve kendisine de salât-ü selamda bulunduktan sonra, sancağı ona uzatıp:
" Al bunu ey İbn Avf! Hepiniz Allah yolunda cihad ediniz!
Allah'ı inkâr edenlerle çarpışınız!
Ganimet mallarına hıyanet etmeyiniz!
Öldürdüklerinizin burun-kulak gibi uzuvlarını kesmeyiniz!
Küçük çocukları öldürmeyiniz!
Bunlar, size Allah'ın ahdi ve Peygamberinin sünnetidir! " buyurdu. 325
" Eğer Allah sana fetih ve zafer ihsan eder, 326 onlar senin davetini kabul edip Müslüman olurlarsa, 327 onların krallarının, liderlerinin kızı ile evlen! " buyurdu. 328
Abdurrahman b. Avf, askerlerinin başında Medine'den hareket etti.
Dûmetü'l-Cendel'e varınca, orada üç gün kaldı. Ora halkını İslâmiyete davet etti. 329
Dûmetü'l-Cendel halkı:
" Biz kılıçtan başka birşey vermeyiz! " dediler. 330
İslâmiyeti kabulden kaçındılar.
Abdurrahman b. Avf'a ilk önce böyle kılıç gösterdiler. Üçüncü gün olunca, Asbağ b. Amr el-Kelbî Müslüman oldu.
Kendisi Hıristiyandı ve Dûmetü'l-Cendel halkının kralı idi. 331
Asbağ Müslüman olunca, kavminden birçok kimse de Müslüman oldu. 332
Abdurrahman b. Avf, durumu ve Dûmetü'l-Cendel'de evlenmek istediğini, Peygamberimiz aleyhisselama bir yazı ile arzetti.
Yazıyı, Cüheynelerden Râfi' b. Mekis isminde birisiyle Medine'ye gönderdi.
Peygamberimiz aleyhisselam, Abdurrahman b. Avf'a gönderdiği cevabî yazısında, Asbağ'ın kızı Tümazırla evlenmesini bildirdi.
Bunun üzerine, Abdurrahman b. Avf, Dumetülcendel'de Tümazır'la evlendi. 333
Dumetülcendel halkından Müslüman olmayıp kendi dinlerinde kalmak isteyenler ise, heryıl seksen bin dirhemin sekizde birinin dörtte birini vergi olarak ödemek üzere, Abdurrahman b. Avf'la anlaşma yaptı lar. 334
Abdurrahman b. Avf, yeni hanımını yanına alarak, İslâm mücahidleriyle birlikte, Dûmetü'l-Cendel'den Medine'ye döndü. 335
-------------------------------------
313. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 62.
314. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 581.
315. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 581.
316. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 89, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 378.
317. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 129.
318. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 540, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 183, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 161.
319. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1332, 1333, Hâkim , Müstedrek, c. 4, s. 540.
320. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1332, 1333, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 540, Deylemf, Firdevs, c. 5, s. 288, Münzirî, et-Tergîb ve'tterhîb, c. 1, s. 543, 544, Alâüddin Ali, Kenzü'l-ummâl, c. 16, s. 80, 81, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 184, 185.
321. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 129, Halebî, c. 3, s. 183, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 161.
322. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560.
323. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 89, İbn Seyyid, c. 2, s. 108.
324. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 280, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 560-561, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 540, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 11.
325. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 281, Hâkim, c. 4, s. 540, Diyarbekrî, c. 2, s. 12, Halebî, c. 3, s. 183, 184, Zürkânî, c. 2, s. 161.
326. Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 75, İbn Abdilberr, c. 2, s. 845, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 480.
327. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 89.
328. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 89, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 378, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 845, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 480.
329. Vâkıdî, c. 2, s. 561, İbn Sa'd, c. 2, s. 89.
330. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 184.
331. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561.
332. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 89.
333. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 561, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 129, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 184.
334. Yâkubî, Târih, c. 2, s. 75.
335. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 562, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 89.