Peygamberimiz aleyhisselamla birlikte Huneyn'e gelip Müslümanların bozguna uğradıklarını gören bazı müşrikler, kalblerinde taşıdıkları kini ve düşmanlığı dile getirmekten kendilerini alamadılar.

Çantasında fal okları taşıyan Ebu Süfyan b. Harb:

" Artık, onların bu bozgunlukları denize (deniz sahiline) kadar bitmez! 147

Vallahi, Hevâzinler onları yenerler! " dedi.

Safvan b. Ümeyye ise:

" Ağzına taş, toprak dolsun! " diyerek Ebu Süfyan'ın bu temennisini reddetti. 148

Eşlemlerden Ebu Makît de, Ebu Süfyan'a:

" Vallahi, senin öldürülmeni yasakladığını Resûlullah aleyhisselamdan işitmemiş olsaydım, seni hemen öldürürdüm! " dedi. 149

O sırada, Kureyşlilerden bir adam gelip, Safvan'a:

" Muhammed ile ashabının bozguna uğradığını sana müjdelerim! Vallahi, onlar bir daha düzelemez, savaşamaz ve kimseyi yenecek hale gelemezler! 150

İyi biliniz ki; artık bugün sihir bozuldu, tesirsiz hale geldi! " diyerek bağırdı.

Bu adam; Safvan b. Ümeyye'nin ana bir kardeşi olan Kelede b. Hanbel'di. 151

Safvan ona kızdı152 ve:

" Sus! Allah senin dişlerini düşürsün!

Vallahi, bana Kureyşilerden bir kimsenin hâkim ve sahip olması, Hevâzinlerden birinin hâkim ve sahip olmasından daha yeğ ve daha iyidir! 153

Eğer ben kendime bir rab (efendi) edinecek olsam, Kureyşlilerden bir kimseyi rab (efendi) edinmem, bana, Hevâzinlerden birisini rab (efendi) edinmekten daha sevimlidir! " dedi. 154

Sonra, uşağını yanına çağırdı ve ona:

" Müslümanların parolalarını dinle, gel, bana bildir! " dedi.

Uşak, gidip geldi. Onların " Ey Abdurrahman oğulları! " , " Ey Abdullah oğulları" dediklerini işittiğini bildirince, Safvan b. Ümeyye:

" Muhammed galip gelecektir! Bunlar, onların savaştaki parolalarıdır! " dedi. 155

Süheyl b. Amr da:

" Muhammed ve ashabı artık bir daha düzelemez, savaşamaz! " dedi. 156

İkrime b. Ebu Cehil ise:

" Bu, yerinde bir söz değildir! İşler ancak Allah'ın Elindedir. Muhammed'in elinde birşey yoktur!

Bugün savaş onun aleyhine ise, yarın muhakkak onun lehine olacaktır! " dedi.

Süheyl b. Amr:

" Sen daha önce bu sözün aksini söylüyordun! ?" dedi.

İkrime:

" Yâ Ebâ Yezid! Biz, vallahi, aykırı şeyler üzerinde duruyormuşuz!

Akıllarımızı kösteklemiş; yarar da, zarar da vermeyen birtakım taşlara tapmış durmuşuz! " dedi. 157

-------------------------------------

147. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 86, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 910, Taberî, Târîh, c. 3, s. 128, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 190, Zehebî, Megâzî, s. 479, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c. 4, s. 327, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 2, s. 208.

148. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 102, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 70.

149. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 910.

150. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 70.

151. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 86, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 910, Taberî, c. 3, s. 128, İbn Esîr, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, c. 2, s. 190, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 327, İbn Kayyım, c. 2, s. 208.

152. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 131 , Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 70, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 3, s. 12.

153. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 86, Vâkıdî, Megâzî. c. 3, s. 910, Taberî, Târih, c. 3, s. 128, Beyhakî, De lâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 128, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 263, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 190, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 180.

154. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 895, Beyhakî, c. 5, s. 128, İbn Esîr, c. 2, s. 263, Heysemî, c. 6, s. 180, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 71, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 3, s. 12.

155. Zehebî, Megâzî, s. 481.

156. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 910-911.

157. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 911, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 70.