Bozguna uğrayan Hevâzin ordularından bir kısmı Taife gittiler. 222 Bir kısmı Evtas'ta ordugâh kurdu. Bir kısmı Nafileye doğru yönelip gitti.
Nahle'ye doğru gidenler arasında Giyere (Aneze) oğullarından başkası bulunmuyordu.
Nahle'ye doğru giden halkı, İslâm süvarileri takip ettiler.
Fakat, onlardan, dağ yollarını tutanları takip etmediler.
Rebia b. Rüfey', Düreyd b. Sımme'ye yetişip devesinin yularından tuttu. Onu kadın sanıyordu.
Çünkü, deve üzerinde kadınların taşınmasına mahsus hevdecimsi bir mahfaza içinde bulunuyordu.
Rebia, onun içindekinin erkek olduğunu anlayınca, deveyi ıhdırdı.
Çok yaşlanmış bir adam olan Düreyd b. Sımme ile karşılaştı.
Henüz gençlik çağında bulunan Rebia, Düreyd'i hiç tanımıyordu.
Düreyd, ona:
" Beni ne yapacaksın?" diye sordu.
Rebia:
" Öldüreceğim! " dedi.
Düreyd:
" Sen kimsin?" diye sordu.
Rebia:
" Ben Rebia b. Rüfey'ü's-Sülemf'yim! " dedikten sonra, ona kılıçla bir darbe indirdi. Fakat birşey yapamadı.
Düreyd:
" Anan seni ne kötü çıkarmış (doğurmuş)!
Semerin arkasında, hevdecin içindeki kılıcı al da, bana onunla vur!
Kılıcı vururken de, kafa kemiğinin yukarısından dimağın aşağısına doğru indir!
Ben, adamları öldürürken, böyle vururdum!
Sonra, ananın yanına vardığın zaman, Düreyd b. Sımme'yi kendinin öldürdüğünü ona haber ver!
Vallahi, benim kadınlarınızı koruduğum, esirgediğim zamanlar olmuştur! " dedi.
Süleym oğulları, Rebia Düreyd'i kılıçla vurup yere düşürdüğü zaman, kıçının açılıp çıplak atlara binmekten her iki budunun kılları dökülerek parlak, tüysüz hale geldiğinin görüldüğünü söylerler.
Rebia, yurduna dönüp Düreyd'i öldürdüğünü haber verince, anası:
" Amma, vallahi, o senin analarından üçünü223 bir sabah babanın alnının saçını keserek azad etmiş, serbest bırakmıştı! " dedi.
Rebia:
" Ben bunu bilmiyordum! " dedi. 224
Anası:
" O bize olan iyiliğini sana haber verince, onu öldürmekten vazgeçmeli ve böylece kendisine ikramda bulunmalı değil miydin?" dedi.
Rebia:
" Ben, Allah'ın ve Resûlünün rızasını kazanmak için, ona ikramda bulunmadım! " dedi. 225
Düreyd b. Sımme ile birlikte kaçanlar, alûyüz kişilik bir cemaat idi.
Üçyüzü öldürülmüştü. 226
-------------------------------------
222. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 95, Vâkıdî, c. 3, s. 914, İbn Sa'd, c. 2, s. 151.
223. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 95-96, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 914-915, Taberî Târih, c. 3, s. 130-131.
224. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 915.
225. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 72.
226. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 6, s. 179.