Sakîf temsilcileri Medine'den ayrıldıktan iki veya üç gün sonra. 187 Peygamberimiz aleyhisselam, Ebu Süfyan b. Harb ile Muğîre b. Şûbe'yi Rabbe putunu yıkmaya gönderdi. 188

Lât putunu yıkacak olanların Halid b. Velid'in kumandası altında gönderildiği, 189 ve yıkım işine katılanların 19 kişi kadar oldukları da rivayet edilir. 190

Taife yaklaştıkları zaman. 191 Muğîre b. Şube, Ebu Süfyan'ı önden göndermek istedi. 192

" Şehre, Peygamber aleyhisselamın emri üzere, önce ilerleyip sen gir! " dedi. 193

Ebu Süfyan, Taife önce girmekten kaçındı. 194

" Kavminin yanına önce sen var! " dedi, kendisi Zil Herm'deki mülkünde oturdu kaldı. 195

Bunun üzerine, Muğîre b. Şube, yanında 19 kadar kişi olduğu halde, yatsı vakti196 Taife girdi. 197

Geceyi geçirdiler.

Sabahleyin Rabbe'nin üzerine çıkacaklar, onu yıkacaklardı. 198

Muğîre b. Şube, kendisiyle birlikte gelen arkadaşlarına:

" Vallahi, bugün sizi Sakîflere güldüreceğim! " dedi ve eline bir kazma, balta aldı. 199 Rabbe'nin üzerine çıktı.

Kendisinin kavmi olan Muattib oğulları, o da Urve b. Mes'ud gibi vurulur, öldürülür korkusuyla silahlanarak, Muğîre b. Şûbe'ninyakınında dikilmiş duruyorlardı. 200

O sırada, Ebu Süfyan da oraya geldi.

Muğîre ona teklifini tekrarlayınca, Ebu Süfyan:

" Hayır! Sen Rabbe'ye benden önce erişeceğini söylemiştin! Yanıbaşımda duran Muattib oğulları benim onu yıkmaya başladığımı görürlerse dururlar mı?" dedi.

Muğîre b. Şube:

" Kavmim buraya onlan güvenlik maksadıyla sen gelmeden önce koymuşlardır" dedi. 201

Sakîflerin kadınları gelip yüzlerini açmışlar, erkeklerinin kılıçla çarpışmaksızın Rabbe'yi Müslümanlara teslim ettiklerine yanıyorlar, ağlıyorlardı. 202 Köleler, çocuklar, erkekler, genç kızlar oraya gelmişlerdi.

Herkes, Lât'ın yıkımından çekingen bulunuyordu. 203

Muğîre b. Şube, elindeki balta, kazma ile Lâfa bir darbe indirdiği zaman, 204 Ebu Süfyan:

" Vâh yazık! Âh yazık! " dedi. 205

Muğîre b. Şube titrer gibi yaparak arkasının üzerine yıkılınca, 206 Taif halkı birden çığlık kopardılar, 207 sarsıldılar!

" Allah Muğîre'yi rahmetinden uzak etsin! Rabbe onu öldürdü! " dediler.

Muğîre'nin yıkılıp düştüğünü gördüklerine çok sevindiler.

" Sizlerden ona yaklaşmayı, onu yıkmaya kalkışmayı isteyebilecek, göze alabilecek kim var?!

Vallahi, ona güç yetirilemez! 208

Hayır! Siz Rabbe'nin kendisini koruyamayacağını, savunamayacağını sanıyordunuz!

İşte, vallahi o kendisini korumuş ve savunmuştur! " dediler.

Muğîre, bir müddet o halde kaldıktan sonra, 209 sil kini p210 oturdu ve:

" Ey Sakîf topluluğu! Araplar, 'Arap kabileleri içinde Sakîflerden daha akıllı bir kabile yoktur! ' derlerdi. Meğer Arap kabileleri içinde sizden daha ahmak bir kabile yokmuş!

Yazıklar olsun size! Lât ve Uzzâ dediğiniz nedir ki? Rabbe dediğiniz nedir ki? Şu taşlar gibi birer taştırlar. 211 Taştan, kerpiçten ibarettirler. 212 Onlar kendilerine kim tapıyor, kim tapmıyor; bilemezler!

Yazıklar olsun size! Lât hiç işitir mi? Hiç görür mü? Hiçbir yarar veya zarar verir mi?213

Gelin! Allah'ın affına ve lutfuna sığının! O'na ibadet edin! " dedi. 214

Sonra da, yanındakilerle birlikte Rabbe'yi yıkmaya, 215 taşları birer birer yere indirmeye devam ve en sonunda onu yerle bir edince, Sakîfler şaşakaldılar. 216

Lâfın kapıcı ve bakıcısı, Sakîflerin Aclân b. Attâb b. Malik oğullarındandı.

Attâb b. Malik b. Ka'b'dan sonra, bu hizmeti oğulları görmekte idi.

Lâfın bakıcısı:

" Göreceksiniz ki, temeline inilince temel öyle birkızacaktırki, o kızgınlıkla onlan yerin dibine batıracak, geçirecektir! " diyordu. 217

Muğîre b. Şube, bunu işitince, 218 Halid b. Velid'e:

" Beni bırak da, şunun temelini de kazayım bakayım?! " dedi. 219

Temelini kazmaya başlayıp, adam boyunun yansına kadar kazdı. Kabkab'ın deposuna vardılar. Orada bulunan zinet eşyasını ve elbiseleri soyup çıkardılar. Koku, altın ve gümüşü de aldılar. 220

Kabkab; Lâfın içinde bulunduğu yerin adı idi. 221

Lâfın malları biraraya toplanınca, Muğîre b. Şube, Ebu Süfyan'a:

" Resûlullah aleyhisselam, bu maldan, Urve b. Mes'ud ile Esved b. Mes'ud'un borçlarını ödemeyi sana emretmişti" dedi.

Onların borçlarını bu mallardan ödediler. 222

Peygamberimiz aleyhisselam, Rabbe'nin bulunduğu yere, Taif Mescidinin yapılmasını Osman b. Ebi'l-Âs'a emretti ve bu emir de yerine getirildi. 223

Lât yıkım birliği görevlerini yapıp Medine'ye döndükleri gün, Peygamberimiz aleyhisselam, Lâfın kalan mallarını da Müslümanlar arasında bölüştürdü.

Dinini aziz ve üstün kıldığı, kendisine yardım ettiği için de, Yüce Allah'a hamd-ü senada bulundu. 224

-------------------------------------

187. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 971.

188. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 186, Vâkıdî, c. 3, s. 971 , Taberî, Târih, c. 3, s. 141 -142, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 30, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 257, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 284, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 230, Zehebî, Megâzî, s. 559.

189. Vâkıdî, c. 3, s. 971, Zehebî, s. 558, Ebu'l-Fidâ, Sîre, c. 4, s. 63, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 32, Diyarbekrî, Târîhu'l-Hamîs, c. 2, s. 135.

190. Vâkıdî, c. 3, s. 971.

191. İbn İshak, c. 4, s. 186, Vâkıdî, c. 3, s. 971.

192. İbn İshak, c. 4, s. 186.

193. Vâkıdî, c. 3, s. 971, İbn Seyyid. c. 2, s. 230.

194. İbn İshak, c. 4, s. 186.

195. İbn İshak, c. 4, s. 186, Vâkıdî, c. 3, s. 971, İbn Seyyid, c. 2, s. 230.

196. Vâkıdî, c. 3, s. 971.

197. İbn İshak, c. 4, s. 186, Vâkıdî, c. 3, s. 971.

198. Vâkıdî, c. 3, s. 971.

199. Vâkıdî, c. 3, s. 971, Zehebî, s. 558.

200. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 186, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 971, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 230.

201. Vâkıdî, c. 3, s. 971-972.

202. İbn İshak, c. 4, s. 186, Vâkıdî, c. 3, s. 972, Taberî, Târih, c. 3, s. 142, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 304, İbn Hazm , Cevâmiu's-Sîre, s. 258, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 284, İbn Seyyid, c. 2, s. 230.

203. Vâkıdî, c. 3, s. 972, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 63, İbn Kayyım, c. 3, s. 32.

204. İbn İshak, c. 4, s. 186, Vâkıdî, c. 3, s. 972, Taberî, c. 3, s. 142.

205. İbn İshak, c. 4, s. 186, İbn Seyyid, c. 2, s. 230.

206. Vâkıdî, c. 3, s. 972, İbn Kayyım, c. 3, s. 32.

207. Vâkıdî, c. 3, s. 971.

208. İbn Kayyım, c. 3, s. 32, Ebu'l-Fidâ, Sîre, c. 4, s. 63.

209. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 972.

210. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 33.

211. Vâkıdî, c. 3, s. 972.

212. Ebu'l-Fidâ, Sîre, c. 4, s. 63, İbn Kayyım , c. 3, s. 33.

213. Vâkıdî, c. 3, s. 972.

214. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 63, İbn Kayyım, c. 3, s. 33.

215. Vâkıdî, c. 3, s. 972.

216. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 63, İbn Kayyım, c. 3, s. 33.

217. Vâkıdî, c. 3, s. 972.

218. Vâkıdî, c. 3, s. 972, İbn Kayyım, c. 3, s. 33.

219. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 63, İbn Kayyım, c. 3, s. 33.

220. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 972.

221. İbn Esîr, Nihâye, c. 3, s. 341.

222. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 187.

223. Ebu Dâvud, Sünen, c. 1 , s. 123, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 3, s. 33.

224. Ebu'l-Fidâ, Sîre, c. 4, s. 63, İbn Kayyım , c. 3, s. 33, Diyarbekrî, Târihu'l-Hamîs, c. 2, s. 137-138.