Terviye (Zilhicce'nin sekizinci) günü gelip güneş gökte batıya doğru ağınca Hazret-i Ebu Bekir Kabe'yi yedi defa tavaf etti. Sonra, Benî Şeybe kapısında hayvanına binip Minaya gitti.
Öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını orada kıldı.
Güneş Sebir dağının üzerinden doğunca, hayvanına bindi. Nemire'ye varıp ulaştığı zaman, orada bir kıl çadıra indi.
Güneş batıya doğru eğilince, hayvanının üzerinde Batn-ı Urene'de halka bir hutbe irad etti. Hayvanını ıhdırdı, öğle ile ikindi namazını bir ezan, iki kametle kıldırdı.
Sonra, hayvanına bindi, Arafat'ta vakfe yaptı. Öğleden önce bir hutbe irad etti. 47
Hutbesinde Müslümanlara hac amellerini anlattı. 48
Hazret-i Ali'ye dönüp:
" Kalk yâ Ali! Resûlullah aleyhisselamın elçiliğini yerine getir! " dedi.
Hazret-i Ali kalkıp Berâe sûresinin başından kırk âyet kadar okudu. 49
Hazret-i Ebu Bekir oruçlu orucunu açtığı vakitte Arafat'tan dönüşe geçti, Müzdelife'ye erişti.
Tanyeri ağarmaya başlayınca, sabah namazını erkence kıldırdıktan ve Müzdelife vakfesini yaptıktan sonra:
" Ey insanlar! Erkence davranınız! Ey insanlar! İnsanca davranınız! " diyerek Müslümanları oradan kaldırıp Minaya yollandırdı.
Muhassir vadisine erişinceye kadar durmadan gittiler.
Hayvan üzerinde Akabe Cemresine gelerek birer birer yedi taş attıktan ve kurban kesme yerine dönüp kurbanını kestikten sonra da, hayvan üzerinde bir hutbe irad etti. 50 Hutbesinde; Arafattan topluca nasıl akıp gelineceğini, kurban hükümlerini ve sair hac amellerini anlattı.
Hazret-i Ebu Bekir hutbesini bitirince, Hazret-i Ali kalktı. 51
" Ey insanlar! Ben sizlere Resûlullah aleyhisselamın elçisiyim! " dedi.
Müşrikler:
" Ne hakkında?" diye sordular. 52
Hazret-i Ali, Berâe (Tevbe) sûresini okudu. 53
Peygamberimiz aleyhisselamın emri gereğince, halka tebliğ ve ilan edeceği şeyler hakkında: 54
" Ben sizlere dört şeyi bildirmeye memurum: 55
1. Hiçbir kâfir Cennete giremeyecektir,
2. Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac yapmayacaktır,
3. Hiçbir çıplak Beytullah'ı tavaf etmeyecektir,
4. Kimin Resûlullah aleyhisselamla anlaşması varsa, onun anlaşması, müddeti bitinceye kadar muteber olacaktır. 56
Bunlar dışında kalan her müşrike, emniyet ve selamet yerlerine, yurtlarına dönebilmeleri için kendilerine tebligat yapıldığı günden itibaren dört ay mühlet verilmiştir.
Bundan sonra, hiçbir müşrik için ne ahid, ne de himaye vardır. 57
Allah ve Allah'ın Resûlü, müşrikleri himayeden uzaktır! " dedi. 58
Müşrikler:
" Biz, senin ahdinden de, senin amcanın oğlundan da uzağızdır! 59 Amcanın oğluna tebliğ et ki, biz ahdimizi arka tarafı miza atmışızdır. Bizimle onun arasında, 60 mızraklarla savaşmaktan, kılıçlarla çarpışmaktan başka ahid yoktur! " dediler. 61
Dönüp giderlerken de, birbirlerine:
" Yahu, siz ne yapıyorsunuz?! Kureyşîler bile Müslüman olmadılar mı?! " diyerek kendilerini kınadılar ve nihayet Müslüman oldular. 62
Hazret-i Ali, teşrik günlerinde kalkıp:
" Allah ve Resûlünün himayesi her müşrikten uzaktır!
Ey müşrikler! Bundan böyle, yeryüzünde dört ay daha gezip tozunuz!
Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac yapmayacaktır!
Hiçbir çıplak Beytullah'ı tavaf etmeyecektir!
Cennete ancak mü'min olan girecektir!
Bu yıllarından sonra müşrikler ve Müslümanlar biraraya gelmeyecekler! " diyerek sesleniyor, yorulduğu zaman da Hazret-i Ebu Bekir kalkıp bunları tebliğ ve ilan ediyordu. 63
Ebu Hureyre de, bunları Hazret-i Ali ile birlikte olanca kuvvetiyle bağırarak ilan etmekteydi. 64
Hazret-i Ebu Bekir, Medineye dönünce, tebliğ vazifesinin Hazret-i Ali'ye veriliş sebebini Peygamberimiz aleyhisselamdan öğrenmek istedi ve:
" Yâ Rasûlallah! Yoksa benim hakkımda birşey mi hadis ve nazil oldu?" diye sordu. 65
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Hayır! 66 Senin hakkında hayırdan başka birşey hadis olmamıştır!
Fakat, bunu kendimden veya ev halkımdan başkasının tebliğ ve ilan edemeyeceği bana emrolundu. 67
Onu benden veya ev halkımdan olan bir kimseden başkası tebliğ ve edâ edemezdi! " buyurdu. 68
-------------------------------------
47. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1077.
48. Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 229.
49. İbn Kesîr, Tefsir, c. 2, s. 334.
50. Vâkıdî, c. 3, s. 1077-1078.
51. Dârimî, Sünen, c. 1, s. 393, Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 229.
52. Zemahşerî, Keşşaf, c. 2, s. 172, Nesefî, Medârik, c. 2, s. 115.
53. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1078, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 168, Dârimî, c. 1, s. 393, Kastalânî, c. 1, s. 229.
54. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 190, Taberî, Tefsîr, c. 10, s. 65.
55. Zemahşerî, c. 2, s. 172, Nesefî, c. 2, s. 115.
56. İbn İshak, c. 4, s. 190-191, Taberî, c. 10, s. 65, İbn Kayyım, c. 3, s. 30.
57. İbn İshak, c. 4, s. 191.
58. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 299, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 383, Nesâî, Sünen, c. 5, s. 234, Taberî, c. 10, s. 64.
59. Taberî, Târîh, c. 3, s. 154.
60. Zemahşerî, c. 2, s. 173, Nesefî, c. 2, s. 115.
61. Taberî, Târîh, c. 3, s. 154, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 291.
62. Taberî, Târîh, c. 3, s. 154, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 291.
63. Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 275-276.
64. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 999, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 202, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 383, Nesâî, Sünen, c. 5, s. 234, Taberî, Tefsîr, c. 10, s. 63 Ebu'l-Fidâ, İbn Kesir, Sîre, c. 4, s. 71, Tefsîr, c. 2, s. 332.
65. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 3, Belâzurî, c. 1, s. 383, Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 76, Taberî, Târîh, c. 3, s. 154.
66. Belâzurî, c. 1, s. 383, Yâkubî, c. 2, s. 76, Taberî, c. 3, s. 154.
67. Ahmed, c. 1, s. 3.
68. Belâzurî. c. 1. s. 383. Taberî. c. 3. s. 154.