İSLÂM TARİHİ / MEDİNE DEVRİ |
| |
Kavminin Üstün Kişisi Olan Sured b. Abdullah'ın Vali ve Kumandan Tayin Edilişi |
Sured b. Abdullah, Müslümanlığını İslâm amelleriyle güzelleştirdi. 232
Kendisi, Ezdlerin en üstün kişisi233 ve en iyi hüküm vereni idi.
Medine'de kaldığı müddetçe Peygamberimiz aleyhisselamın meclisine devam eder ve kendisinin bu hali Peygamberimiz aleyhisselamın hoşuna giderdi. 234
Peygamberimiz aleyhisselam, onu, kavminden Müslüman olanların başına vali ve kumandan yaptı.
Müslümanları yanına alarak Yemen taraflarında, yakınlarında bulunan müşriklerle savaşmasını kendisine emr235 ve maiyyetindekilere iyi davranmasını tavsiye buyurdu. 236
Sured b. Abdullah, Peygamberimiz aleyhisselamın emriyle gidip Cüreş'e indi.
Cüreş o zaman sapasağlam, kale gibi bir şehirdi. 237
Üzerlerine Müslümanların yürüdüklerini işiten Yemen kabileleri, içlerinde Has'amlar da bulunduğu halde, Cüreş'e gelip sığınmış, orada toplanmış bulunuyorlardı. 238
Sured b. Abdullah, Cüreş halkını İslâmiyete davet etti. Onlar, yanaşmadılar. Müslüman olmaktan kaçındılar. 239
Sured b. Abdullah, onları bir ay kadar kuşattı. 240
Fakat onlar Sured b. Abdullah'a karşı Cüreş'in içinde kendilerini savundular. 241
Sured b. Abdullah, kuşatma sırasında yaylım hayvanları üzerine de baskınlar yapıp onları ele geçirmeyi başardı. 242
Sured b. Abdullah, Cüreş şehrine kapanıp kendilerini savunan halkı şehrin dışına çekmek için, kuşatmayı bırakarak katar halinde Cüreş'in Şekr dağına kadar geri çekildi. 243
Cüreş halkı Müslümanların kendilerine yenilerek dönüp gittiklerini sandılar ve onları yakalamaya çıktı lar. 244
Sured b. Abdullah, maiyyetindeki mücahidleri hemen saf haline getirip Güreşten dışarı çıkardıkları halka saldırdılar. 245 Onlara istedikleri gibi kılıç vurdular. 246 Onları en şiddetli bir şekilde kılıçtan geçirdiler. 247 Cüreşlilerin atlarından yakaladıkları yirmi atin üzerinde bütün bir gün onlarla çarpıştılar.
Sured b. Abdullah Cüreş halkından Müslüman olanları serbest bıraktı, Müslüman olmayanların boyunlarını vurdu. 248
-------------------------------------
232. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 233, Taberî, Târih, c. 3, s. 158, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 737, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 372, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 16, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 182.
233. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 261.
234. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 5, s. 526.
235. İbn İshak, c. 4, s. 233-234, İbn Sa'd, c. 1, s. 338, c. 5, s. 526, Taberî, c. 3, s. 158, İbn Abdilberr, c. 2, s. 737, Beyhakî, c. 5, s. 372, İbn Esir, c. 3, s. 47, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, Halebî, c. 3, s. 261.
236. İbn Sa'd, c. 5, s. 526.
237. İbn İshak, c. 4, s. 234, İbn Sa'd. c. 1, s. 338, c. 5, s. 526, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 372, İbn Esîr, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, Halebî, c. 3, s. 261.
238. İbn İshak, c. 4, s. 234, İbn Sa'd, c. 1, s. 338, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 372, İbn Esîr, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 55.
239. İbn Sa'd, c. 1, s. 338.
240. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 234, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 338, Taberî, Târih, c. 3, s. 158, Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 372, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 242, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 55, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 261.
241. İbn İshak, c. 4, s. 234, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 372, İbn Esîr, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, c. 2, s. 242.
242. İbn Sa'd, c. 1. S. 338.
243. İbn İshak, c. 4, s. 234, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 372, İbn Esîr, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 55, Halebî, c. 3, s. 261.
244. İbn İshak, c. 4, s. 234, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 373, İbn Esîr, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 55, Halebî, c. 3, s. 261.
245. İbn Sa'd, c. 1, s. 338, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 55.
246. İbn Sa'd, c. 1. S. 338.
247. İbn İshak, c. 2, s. 234, Taberî, c. 3, s. 158, Beyhakî, c. 5, s. 373, İbn Esîr, c. 3, s. 17, İbn Seyyid, c. 2, s. 242, Halebî, c. 3, s. 261.
248. İbn Sa'd. c. 1. s. 338.