Abdullah b. Abbas'ın bildirdiğine göre; Cahiliye devri insanları ölen babalarının kadınlarıyla evlenme ve bir erkeğin iki kızkardeşle evlenmesi dışında, Allah'ın haram kıldıklarını haram kabul ederlerdi. 461
Cahiliye devrinde, bir adam öldüğü zaman, oğlu ölen babasının karısına vâris ve mâlik olur, kalkıp onun üzerine elbisesini atar, isterse onunla mehir vermeksizin evlenirdi. 462
Nitekim:
Ebu Kays b. Eslet; ölen babası Eslet'in zevcesi Ümmü Ubeyd binti Damrâ'ya,
Esved b. Halef; ölen babası Halefin zevcesi Ebu Kalha'nın kızına,
Safvan b. Ümeyye; ölen babası Ümeyye b. Halefin zevcesi Fâhite binti Esved'e,
Manzur b. Rebab; ölen babası Rebab'ın zevcesi Müleyke binti Hârice'ye463 eş olmuş;
Kays b. Ebi Kays da; babası öldüğü zaman, kalkıp elbisesini babasının zevcesi Kübeyşe binti Ma'n'ın üzerine atınıştı. 464
Kadın, ona:
" Ben seni bir oğul sayıyorum.
Sen kavminin salihlerinden, iyi halli kişilerindensin.
Ben Resûlullah aleyhisselâma gidip danışacağım! " dedi, Peygamberimiz aleyhisselâma gitti:
" Ebu Kays öldü! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Hayra ersin! " buyurdu.
Kübeyşe Hatun:
" Onun oğlu benimle evlenmek istedi! O, kavminin salih, iyi hallilerinden bir kimsedir. Ben onu ancak bir oğul sayıyorum! Sen ne buyurursun?" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:
" Sen şimdi evine dön! " buyurdu. 465
Yüce Allah Peygamberimiz aleyhisselâma bu münasebetle indirdiği âyetlerde şöyle buyurdu:
" Babalarınızla evlenmiş olan kadınlarla evlenmeyiniz!
Ancak, bundan önce olan olmuş, geçen geçmiştir.
Şüphe yok ki, o bir hayasızlıktı! Allah'ın hışmına uğramaya bir sebepti. O ne kötü bir yoldu!
Analarınız,
Kızlarınız,
Kızkardeşleriniz,
Halalarınız,
Teyzeleriniz,
Erkek kardeşlerinizin kızları,
Kızkardeşlerinizin kızları,
Sizi emziren süt analarınızla süt kızkardeşleriniz,
Zevcelerinizin anaları,
Kendileriyle gerdeğe girdiğiniz zevcelerinizden doğmuş olup himayelerinizde bulunan üvey kızlarınız ile evlenmek size haram kılındı. Eğer üvey kızlarınızın analarıyla gerdeğe girmemiş iseniz, onlarla evlenmenizde size bir sakınca yoktur.
Kendi sulbünüzden gelmiş olan oğullarınızın zevceleriyle evlenmeniz,
İki kızkardeşi birlikte almanız da size haram kılındı.
Ancak, bundan önce olan olmuş, geçen geçmiştir.
Çünkü, Allah gerçekten yarlıgayıcı ve çok esirgeyicidir.
Bir de, harb esiri olarak ellerinizde bulunanlar müstesna olmak üzere, evli kadınlar...
İşte bütün bunlar, size Allah yazısı olarak haramdır.
Bunlardan başkası ise, zinadan kaçınarak namuslu yaşamak üzere mallarınızla talep edesiniz diye, size helal kılındı.
O halde, hangilerinden nikâh ile müstefid oldunuzsa, mehirlerini kendilerine veriniz ki, farzdır; o mehri kesiştikten sonra aranızda rızalaştığınızda da, bir vebal yoktur.
Şüphe yok ki, Allah hakkıyla bilicidir ve mutlak hüküm ve hikmet sahibidir.
İçinizden her kim hür olan mü'min kadınları nikâh edecek genişliğe güç yetiremiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mü'min cariyelerinizden var!
Allah kadrinizi imanınızla bilir.
Mü'minler hep birbirinizden sayılırsınız.
Onun için, fuhuşta bulunmayarak, gizli dost da edinmeyerek namuslu yaşadıkları halde, onları sahiplerinin izniyle nikâh ediniz ve mehirlerini güzellikle kendilerine veriniz.
Eğer evlendikten sonra bir fuhuş irtikap ederlerse, o vakit üzerlerine, hür kadınlar üzerine terettüp edecek cezanın yansı uygulanmak gerekir.
Bu, günaha girmek korkusu olanlarınız içindir.
Yoksa, sabretmeniz, sizin için daha hayırlıdır.
Bununla birlikte. Allah Gafûr'dur. Rahîm'dir." 466
Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm;
Kadının halasının üstüne,
Halanın erkek kardeşinin kızının üstüne,
Kadının teyzesinin üstüne,
Teyzenin de kızkardeşinin kızının üstüne nikâhlanmasını menetti ve: " Ne büyük küçüğün üstüne, ne de küçük büyüğün üstüne nikâhlanabilir" buyurdu. 467
İslâmiyetten önce, erkekler on kadınla veya ondan az yahut daha çok kadınla evlenirler ve yanlarında da, bakımını üzerlerine aldıkları yetim kız çocukları da bulunur, onların mallarını yemek için, onlardan bazılarıyla evlendikleri de olurdu. 468
Feyrûz Deylemî der ki:
" Peygamberimiz aleyhisselâma gidip, 469 'Yâ Rasûlallah! 470 Ben nikâhım altında iki kızkardeş varken Müslüman oldum! ?' dedim. 471
Resûlullah aleyhisselâm:
'Onlardan birini, 472 hangisini istersen, 473 boşa! ' buyurdu." 474
Kays b. Haris de:
" Müslüman olduğum zaman nikâhım altında sekiz kadın bulunuyordu. Bunu Peygamberimiz aleyhisselâma anlatınca, Peygamberimiz aleyhisselâm:
'Onlardan dördünü kendine seç! (Diğerlerini bırak! )' buyurdu" demiştir. 475
Gaylan b. Seleme'nin, Müslüman olduğu zaman, on kadını vardı. Onlar da Müslüman olmuşlardı. Peygamberimiz aleyhisselâm Gaylan'a on kadından dördünü tutmasını, ötekileri boşamasını emretmiştir. 476
Sehl b. Sa'd derki:
" Bir kadın, Resûlullah aleyhisselâma gelerek:
'Yâ Rasûlallah! Ben kendimi sana hibe etmeye, bağışlamaya geldim! ' dedi. 477
Resûlullah aleyhisselâm, kadına baktıktan sonra, başını önüne eğdi. 478
Kadın uzun bir süre ayakta dikildi. 479
Resûlullah aleyhisselâmın kendisi hakkında bir karar vermediğini görünce, kadın olduğu yere oturdu.
Resûlullah aleyhisselâmın ashabından480 bir zât, ayağa kalkarak:
'Yâ Rasûlallah! Eğer bu kadına senin ihtiyacın yoksa, onu bana nikâhla! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Sende ona481 mehr olarak482 verecek birşey var mı?' diye sordu. 483
O zât:
'Yok vallahi yâ Rasûlallah! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Sen evine git de bak, birşey bulabilecek misin?' buyurdu.
O zât gitti. Sonra, dönüp:
'Yok vallahi, hiçbir şey bulamadım! ' dedi. 484
Resûlullah aleyhisselâm:
'Demirden bir yüzük olsun bulmaya çalış! ' buyurdu. 485
O zât gitti. Sonra, yine döndü:
'Yok vallahi, yâ Rasûlallah! 486 Demirden bir yüzük de bulamadım! Ancak üzerimdeki şu kaftanım var! Onun yarısı, onun olsun! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm:
'O senin kaftanını ne yapsın?
Onu sen giymiş olsan, kadının üzerinde birşey kalmayacak!
Kadın giyse, senin üzerinde birşey kalmayacak! ' buyurdu.
Bunun üzerine, adamcağız da oturdu. Bir hayli oturduktan sonra, kalktı. Dönüp giderken, Resûlullah aleyhisselâm onu gördü ve çağırılmasını emirbuyurdu. 487 Gelince, ona:
'Ezberinde Kur'ân'dan neler var?' diye sordu. 488
O zât da, bildiği sûreleri:
'Filan filan sûreler ezberimdedir' diyerek saydı. 489
Resûlullah aleyhisselâm:
'Onları ezberden okuyabilir misin?' diye sordu. 490
O zât:
'Evet! ' dedi. Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselâm:
'O kadını sana ezberindeki Kur'ân ile tezvic ve temlik ettim. 491 Haydi, git! Kadın ezbere bildiğin Kur'ân'la sana temlik olundu. 492 Ona Kur'ân öğret! ' buyurdu." 493
Amir b. Rebia'dan rivayet olunduğuna göre; Fezâre oğullarından bir kadın mehr olarak bir çift ayakkabı karşılığında nikâhlanmıştı. Resûlullah aleyhisselâm, ona:
" Nefsinin karşılığında (mehr olarak) bir çift ayakkabıya razı oldun mu?" diye sordu. Kadın " Evet! " deyince, Peygamberimiz aleyhisselâm bu nikâhı da caiz gördü. 494
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Dinini ve ahlâkını beğendiğiniz bir kimse sizden bir kadına talip olursa, onu ona nikahlayınız! Eğer yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük fesad olur! " buyurunca: " Yâ Rasûlallah! Kendisinde mal ve denklik bakımından noksanlık varsa da mı?" dediler. Peygamberimiz aleyhisselâm, üç kere:
" Dinini ve ahlâkını beğendiğiniz bir kimse sizden bir kadına talip olursa, onu onunla evlendiriniz! Dinini ve ahlâkını beğendiğiniz bir kimse sizden bir kadına talip olursa, onu onunla evlendiriniz! Dinini ve ahlâkını beğendiğiniz bir kimse sizden bir kadına talip olursa, onu onunla evlendiriniz! " buyurdu. 495
Cabir b. Abdullah evlendiği zaman, 496 Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:
" Muhakkak ki, kadınla:
Ya dini için,
Ya malı için,
Ya güzelliği için, 497
Ya da soyluluğu için498 evlenilir.
Sen dindar olanı ele geçirmeye bak!
Yoksa iki elin yokluğa ve darlığa düşer! " buyurmuştur. 499
Bir hadis-i şeriflerinde de:
" Nikâhın hayırlısı, en kolay olanıdır! " buyurulmuştur. 500
-------------------------------------
461. Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 318.
462. Vâhidî, Esbâbu'n-nüzûl, s. 97.
463. Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 318, Vâhidî, Esbâbu'n-nüzûl, s. 97.
464. Vâhidî, Esbâbu'n-nüzûl, s. 97.
465. Ebu'l-Fidâ, Tefen-, c. 1, s. 468.
466. Nisa: 22-26.
467. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 426, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 224, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 432, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 60, 61.
468. Taberî, Tefsîr, c. 4. 232.
469. Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 436, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 627.
470. Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s.. 272, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 436, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 627.
471. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 232, Ebu Dâvud, Sünen, c. I 2, s. 272, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 436, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 627.
472. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 232.
473. Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 436, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 627.
474. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 232, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 272.
475. Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 272, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 628, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 7, s. 183.
476. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 44, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 435, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 628, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 342.
477. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 336, Buhârî, Sahîh. c. 6, s. 121, Müslim, Sahîh. c. 2, s. 1041, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 421, Nesâî, Sünen, c. 6, s. 113.
478. Buhârî, Sahîh. c. 6, s. 121, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1041 , Nesâî, Sünen, c. 6, s. 113.
479. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 336, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 421.
480. Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 121-122, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1041, Nesâî, Sünen, c. 6, s. 113.
481. Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 336, Buhârî, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041, Nesâî, c. 6, s. 113.
482. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 336, Tirmizî, c. 3, s. 43, 421 , 422.
483. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 336, Buhârî, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041, Nesâî, c. 6, s. 113.
484. Buhârî, Sahih, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041, Nesâî, c. 6, s. 113
485. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 336, Buhârî, c.. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041, Tirmizî, c. 3, s. 421, Nesâî, c. 6, s. 113.
486. Buhârî, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041.
487. Buhârî, Sahîh. c. 6, s. 122, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1041 , Nesâî, Sünen, c. 6, s. 113.
488. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 336, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 122, Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1041 , Nesâî, Sünen, c. 6, s. 113.
489. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 336, Buhârî, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041, Tirmizî Sünen, c. 3, s. 422, Nesâî, c. 6, s. 113.
490. Buhârî, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041.
491. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 336, Müslim, c. 2, s. 1041, Tirmizî, c. 3, s. 422.
492. Buhârî, c. 6, s. 122, Müslim, c. 2, s. 1041.
493. Müslim, Sahîh, c. 2, s. 1041.
494. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 445, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 420, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 7, s. 138.
495. Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 395, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 7, s. 82.
496. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 302, Nesâî, Sünen, c. 6, s. 65.
497. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 302, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 123, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 219, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 396, Nesâî, Sünen, c. 6, s. 65.
498. Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 123, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 219.
499. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 302, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 123, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 219, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 396, Nesâî, Sünen, c. 6, s. 65.
500. Ebu Dâvud. Sünen. c. 2. s. 238.