Mücahidler Merruz-zahran'a gelip konunca, Hazret-i Abbas, kendi kendine:
" Vâh Kureyşîlerin başlarına geleceklere!
Vallahi, onlar gelip Resûlullah aleyhisselamdan eman dilemeden önce Resûlullah aleyhisselam Mekke'ye harple girecek olursa, bu Kureyşîlerin temelli helâklan olur! " demiş, Peygamberimiz aleyhisselamın boz katırına binip Erâk mevkiine kadar gitmişti.
" Orada ben muhakkak bir oduncu veya bir sütçü ya da bir iş güç sahibi bulup Mekke'ye göndermeliyim ki; önce, üzerlerine Resûlullah aleyhisselamın gelmekte olduğunu Mekkelilere bildirsin de, Mekkeliler Resûlullah aleyhisselam üzerlerine harple girmeden önce gelip ondan eman dilesinler" dedi.
Hazret-i Abbas bu maksatla gider ve maksadını gerçekleştirmek üzere bir adam ararken, Ebu Süfyan'la Büdeyl b. Verkâ'nın seslerini işitti. 409 Ebu Süfyan'ı sesinden tanıdı. Ona:
" Ebu Hanzale! " dedi.
O da, Hazret-i Abbas'ı sesinden tanıdı ve:
" Ebu'l-Fadl! Sensin ha! " dedi.
Ebu Süfyan:
" Babam, anam sana feda olsun! Ne var?410 Arkandakilerden, ne haber var?" diye sordu. 411
Hazret-i Abbas:
" Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyan! 412 Arkamdaki, Resûlullah aleyhisselamdır ve Müslümanlardan 10. 000 kişilik, karşı koyamayacağınız askerlerin başında size doğru yönelmiş, geliyor! 413
Vallahi, vay Kureyşîlerin başlarına geleceklere! " dedi. 414
Ebu Süfyan:
" Babam, anam sana feda olsun! Buna bir çare, bir tedbir var mı?" diye sordu. 415
Hazret-i Abbas:
" Evet! Vardır! " dedi.
" Sen, ne yapmamı bana emir ve tavsiye edersin?" diye sordu.
Hazret-i Abbas:
" Vallahi, Resûlullah aleyhisselamdan başkası tarafından ele geçirilecek olursan, muhakkak öldürülürsün! 416
Sen, haydi şu katırın sırtına bin de, seni Resûlullah aleyhisselamın yanına kadar götüreyim. 417 Kendisinden senin için eman dileyeyim! " dedi. 418
Ebu Süfyan:
" Vallahi, benim görüşüm de böyledir! " dedi. 419
Hazret-i Abbas, Ebu Süfyan'ı süvarilerin ellerine düşmekten kurtardı. 420
Ebu Süfyan, hemen Hazret-i Abbas'ın terkisine bindi.
Hazret-i Abbas Peygamberimiz aleyhisselamın boz katırının üzerinde, Ebu Süfyan da terkisinde olduğu halde, mücahidlerin ateşlerinden her bir ateşin yanından geçerken, " Kim bu?" diye soruyorlar; Peygamberimiz aleyhisselamın katırını ve Hazret-i Abbas'ın da onun üzerinde bulunduğunu görünce:
" Resûlullah aleyhisselamın amcası, Resûlullahın katırına binmiş! " diyorlardı.
Hazret-i Ömer'in ateşinin yanından geçerken, Hazret-i Ömer:
" Kim bu?" dedi ve hemen ayağa kalktı. 421
Hazret-i Abbas:
" Abbas'ım! " dedi ve geçip giderken, Hazret-i Ömer ona bakıyordu. Terkisinde Ebu Süfyan'ı gördü. 422 Görür görmez:
" Allah düşmanı Ebu Süfyan hâ!
Seni ahdsiz ve akidsiz olarak ele geçirmeye fırsat ve imkân veren Allah'a hamd olsun! " dedi ve hemen Peygamberimiz aleyhisselama doğru hızla gitti.
Hazret-i Abbas da, katırı tepip yürümesini hızlandırdı.
Yavaş yürüyen hayvanın yavaş yürüyen adamı geçebileceği nisbette, Hazret-i Ömer'i geçti ve Peygamberimiz aleyhisselamın yanına vardı.
Hazret-i Ömer de, onun izince gelip içeri girdi ve:
" Yâ Rasûlallah! Bu Ebu Süfyan'ı, Allah, akidsiz ve ahdsiz olarak ele geçirmek imkân ve fırsatını vendi. Bırak beni de, onun boynunu vurayım! " dedi.
Hazret-i Abbas:
" Yâ Rasûlallah! Ben ona eman vermiş bulunuyorum! " dedi ve Peygamberimiz aleyhisselamın yanına oturdu. 423
Resûlullah aleyhisselamın başını tutup:
" Vallahi, bu gece benden başka hiç kimse Ebu Süfyan'la başbaşa kalmayacak! " diye yemin etti.
Hazret-i Ömer Ebu Süfyan'ın boynunu vurmak hakkındaki dileğinde direnip durunca, Hazret-i Abbas:
" Yeter ey Ömer! Vallahi, Ebu Süfyan Adiyy b. Ka'b oğullarından bir kimse olsaydı, böyle söylemezdin! Fakat, sen bunun Abdi Menaf oğullarının erkeklerinden olduğunu bildiğin için boynunu vurmak istiyorsun! " dedi.
Hazret-i Ömer:
" Sus ey Abbas! Vallahi, babam Hattab sağ olup da Müslüman olsaydı, ona, senin Müslüman olduğun gün sevindiğim kadarsevinmezdim! " dedi. 424
Hazret-i Abbas:
" Yâ Rasûlallah! Hakîm b. Hizam ve Büdeyl b. Verkâ'ya da eman vermiş bulunuyorum! Onlar huzuruna girecekler! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Onları içeri al! " buyurdu.
İçeri girdiler. Onlar, gecenin geç vakitlerine kadar, Peygamberimiz aleyhisselamın yanında kaldılar.
Peygamberimiz aleyhisselam, onlardan Mekkeliler hakkında bilgi aldı ve kendilerini İslâmiyete davet etti:
" Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın Resûlü olduğuma şehadet ediniz! " buyurdu.
Hakîm b. Hizamla Büdeyl b. Verkâ hemen şehadet getirdiler ve Müslüman oldular. 425
Allah onlardan razı olsun!
Ebu Süfyan ise:
" Vallahi, ey Muhammed! Senin Resûlullah olup olmadığın hakkında kalbimde azıcık bir kuşku var! Bana biraz mühlet versen olmaz mı?" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, Hazret-i Abbas'a:
" Biz bunlara eman verdik! Kendilerini artık yerine götür! " 426
Ebu Süfyan hakkında da:
" Ey Abbas! Onu da sen konak yerine götür, sabahleyin yanıma getir! " buyurdu.
Hazret-i Abbas, onu alıp konak yerine götürdü.
Ebu Süfyan geceyi Hazret-i Abbas'ın yanında geçirdi. 427
Sabah namazı vakti olup da müezzin ezan okuyunca, Müslümanlar silkinip kalkmaya başladılar.
Ebu Süfyan, onların kendisi için kalktıklarını sandı. 428 Çok korktu ve:
" Bunlar ne yapmak istiyorlar?429 Ey Abbas! Halkın bu halleri nedir? Yoksa, beni mi öldürmek istiyorlar?" diye sordu. 430
Hazret-i Abbas:
" Hayır! Namaza kalkıyorlar! " dedi. 431
Ebu Süfyan:
" Muhammed'in münâdîsi (müezzini) bunların hepsini kaldıracak mı?" diye sordu.
Hazret-i Abbas:
" Evet! " dedi.
Ebu Süfyan:
" Bunların hepsi, kalkınca ne yapacaklar?" diye sordu.
Hazret-i Abbas:
" Onlar Müslümandırlar, Resûlullah aleyhisselamın yanına gidecekler! " dedi. 432
Kendisi de, Ebu Süfyan'ı yanına alıp gitti. 433
Peygamberimiz aleyhisselam abdest almaya kalktı.
Abdest alırken, Müslümanlar, Peygamberimiz aleyhisselamın abdest suyunu yüzlerine sürmek için üşüştüler. 434
Ebu Süfyan, bunu görünce:
" Ey Fadl'ın babası! Ben şimdiye kadar ne Kisrâ'da, ne de Benî Asfarların (Rumların) hükümdarlarında, hakimiyet ve saltanatın böylesini görmedim! 435 Kardeşinin oğlu kadar büyük saltanatlısını görmedim! " dedi.
Hazret-i Abbas:
" Bu saltanat değildir, fakat peygamberliktir! Bunun içindir ki, onun üzerine düşüyorlar! 436
Yazıklar olsun sana! Sen de iman et ona! 437
Eğer Müslüman olmaz ve Muhammed'in Resûlullah olduğuna şehadette bulunmazsan, muhakkak, öldürülürsün! " dedi.
Ebu Süfyan, Hazret-i Abbas'ın istediği şeyleri söylemek istiyor, fakat onlara bir türlü dili dönmüyor, düzgün söyleyemiyordu! 438
Peygamberimiz aleyhisselam namaza başlama tekbirini aldı, Müslümanlar da tekbir aldılar.
Peygamberimiz aleyhisselam rükûa gitti. Müslümanlar da, hep birlikte rükûa gittiler.
Peygamberimiz aleyhisselam rükûdan doğruldu. Müslümanlar da, hep birlikte rükûdan doğruldular.
Peygamberimiz aleyhisselam secdeye vardı. Müslümanlar da, hep birlikte secdeye vardılar. 439
Namaz kılındıktan sonra, Ebu Süfyan:
" Ey Abbas! Muhammed onlara (Müslümanlara) birşey emretse, onlar o emri hemen yapar, yerine getirirler mi?" diye sordu.
Hazret-i Abbas:
" Evet! Vallahi, onlara yemeyi, içmeyi bırakmalarını da emredecek olsa, yine ona itaat ederler, onun emrini yerine getirirler! " dedi. 440
Ebu Süfyan:
" Müslümanlar bir gün bir gecede kaç kere namaz kılarlar?" diye sordu.
Hazret-i Abbas:
" Beş kere! " dedi.
Ebu Süfyan:
" Vallahi, çoktur! " dedi. 441
Hazret-i Abbas, sabahleyin, Ebu Süfyan'ı alıp Peygamberimiz aleyhisselamın yanına götürdü.
Peygamberimiz aleyhisselam, onu görünce:
" Yazıklar olsun sana ey Ebu Sülyan! Senin için, Allah'tan başka ilah olmadığını öğrenmen zamanı daha gelmedi mi?! 442
Yazıklar olsun sana ey Ebu Süfyan! Ben size dünya mutluluğunu da, ahiret mutluluğunu da sağlayacak bir din getirmişimdir.
Müslüman olunuz da, selamete eriniz! " buyurdu. 443
Ebu Süfyan:
" İyi amma, Uzzâyı ne yaparım, ondan nasıl vazgeçerim?! " dedi.
O sırada, Hazret-i Ömer çadırın arkasında bulunuyordu.
Ebu Süfyan'ın söylediği sözü işitince:
" Sen onun üzerine işe! Tersle! " dedi.
Ebu Süfyan:
" Senin baban sert ve kaba sözlü idi, sen de sert ve kaba sözlüsün!
Ey Hattab'ın oğlu! Ben sana gelmedim! Ben amcamın oğluna geldim. Onunla konuşuyorum!
Beni bırak da, ben amcamın oğlu ile konuşayım! " dedi. 444
Sonra da, Peygamberimiz aleyhisselama:
" Babam, anam sana feda olsun! Usluluk ve yumuşak huylulukta, şereflilikte, akrabalık hakkını gözetirlikte... senden daha üstünü yoktur!
Vallahi, sanırım ki, Allah'tan başka ilah olmasa gerek!
Çünkü, Allah ile birlikte başka ilah bulunmuş olsaydı, elbette, beni zararlardan korur, yararlardan yararlandırırdı! 445
Ey Muhammed! Ben İlahımdan yardım diledim. Sen de Allah'ından yardım diledin.
Vallahi, ben ne zaman seninle karşılaştımsa, senin bana galip geldiğini gördüm!
Eğer benim İlahım gerçek, senin Allah'ın bâtıl ve boş olsaydı, ben sana galip gelirdim! " dedi. 446
Nihayet, Ebu Süfyan da hakka şehadet getirip Müslüman oldu. 447
Allah ondan da razı olsun!
Hazret-i Abbas, Peygamberimiz aleyhisselama:
" Yâ Rasûlallah! Ebu Sülyan kavmimizin eşrafından ve yaşlılarındandır. 448 Ona, kavminin içinde övüneceği birşey lutfetsen olmaz mı?" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Olur! Kim Ebu Süfyan'ın evine girer, sığınırsa, ona eman verilmiştir! " buyurdu. 449
Ebu Süfyan:
" Benim evime mi??! Benim evime mi?! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Evet! " buyurdu. 450
Ebu Süfyan:
" Benim evimin ne genişliği var ki?" dedi. 451
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Kim Kabe'ye girer, sığınırsa, ona eman verilmiştir! " buyurdu. 452
Ebu Süfyan:
" Kabe'nin ne genişliği var ki?" dedi. 453
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Kim Mescid-i Haram'a girer, sığınırsa, ona eman verilmiştir" buyurdu. 454
Ebu Süfyan:
" Mescid-i Haram'ın ne genişliği var ki?" dedi. 455
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Kim silahını elinden bırakırsa, ona eman verilmiştir! 456
Kim kapısını üzerine kapayıp evinde oturursa, ona eman verilmiştir! " buyurdu. 457
Ebu Süfyan:
" İşte, bu geniştir! " dedi. 458
-------------------------------------
409. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 44, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 815, 816, Taberî, Târîh, c. 3, s. 115, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 33.
410. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 44, Vâkıdî, c. 2, s. 816, 817.
411. İbn Sa'd. Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 135, Taberî, c. 3, s. 116, Beyhakî, c. 5, s. 33.
412. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 44, Vâkıdî, c. 2, s. 817.
413. Taberî, Târih, c. 3, s. 116, Beyhakî, c. 5, s. 33.
414. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 44.
415. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 44, Vâkıdî, c. 2, s. 817, Beyhakî, c. 5, s. 33, Zehebî, Megâzî, s. 451.
416. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 817.
417. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 44, 45, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 817, Taberî, Târih, c. 3, s. 116, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 33.
418. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 45, Taberî, c. 3, s. 116, Beyhakî, c. 5, s. 33.
419. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 817.
420. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 171.
421. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 4, Vâkıdî, c. 2, s. 817.
422. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 817.
423. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 45, Vâkıdî, c. 2, s. 817, Taberî, c. 3, s. 116, Beyhakî, c. 5, s. 33.
424. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 45, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 817, 818, Taberî, Târih, c. 3, s. 166, Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 33, 34.
425. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 815, Taberî, Târîh, c. 3, s. 117, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 18.
426. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 815.
427. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 45, Vâkıdî, c. 2, s. 817, 818, Taberî, c. 3, s. 116, Beyhakî, c. 5, s. 32.
428. Zührî, Megâzî, s. 88, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 76.
429. Vâkıdî, c. 2, s. 815, Beyhakî, c. 5, s. 40, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 171.
430. Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 43.
431. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 835, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 43.
432. Zührî, Megâzî, s. 88, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 376.
433. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 171.
434. Vâkıdî, c. 2, s. 815, Taberânî, Mu'cemu's-sagîr, c. 2, s. 75, Heysemî, c. 6, s. 164.
435. Vâkıdî, c. 2, s. 816, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 40, Heysemî, c. 6, s. 170.
436. Taberânî, Mu'cemu's-sagîr, c. 2, s. 75, Heysemî, c. 6, s. 164.
437. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 816.
438. Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 37, Zehebî, Megâzî, s. 443, Heysemî, c. 6, s. 171.
439. Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 43, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 37, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 312.
440. Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 37, Zehebî, Megâzî, s. 444, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 171.
441. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 815.
442. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 46, Vâkıdî, c. 2, s. 817, 818, Taberî, Târîh, c. 3, s. 116, Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 34, Zehebî, Megâzî, s. 452, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 43.
443. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 170.
444. Zührî, Megâzî, s. 88, 89, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 376, Zehebî, Megâzî, s. 451, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 87, s. 6, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 18.
445. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 46, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 818, Taberî, Târîh, c. 3, s. 116, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 34, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 43.
446. Vâkıdî, c. 2, s. 816, Beyhakî, c. 5, s. 37, 40, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 6, s. 171, Diyarbekrî, Târîhu'l-Hamîs, c. 2, s. 81.
447. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 45, 46, Vâkıdî, c. 2, s. 817, 818, Taberî, c. 3, s. 116, Beyhakî, c. 5, s. 37.
448. Zührî, Megâzî, s. 89, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 376.
449. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 46, Vâkıdî, c. 2, s. 818, Taberî, c. 3, s. 117, Beyhakî, c. 5, s. 34, Zehebî, Megâzî, s. 450.
450. Zührî, Megâzî, s. 89, Abdurrezzak, c. 5, s. 376.
451. Beyhakî, c. 5, s. 32, Zehebî, s. 450, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 921.
452. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1679, Zehebî, s. 450, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 291.
453. Beyhakî, c. 5, s. 32, Zehebî, s. 450, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 291.
454. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 46, Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 59, Taberî, c. 3, s. 116, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 229, Beyhakî, c. 5, s. 32, 34, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 291, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 43.
455. Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 32, Zehebî, s. 450, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 291.
456. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 46, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 818, Taberî, Târîh, c. 3, s. 116, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1679, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c. 4, s. 291, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 43.
457. Zührî, Megâzî, s. 89, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 376, Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 355, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1679, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 34, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 19.
458. Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 32, Zehebî, Megâzî, s. 450, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 291.