Maknâ elçileri Tebük'e gelip Peygamberimiz aleyhisselamın yanına indiler.

Peygamberimiz aleyhisselamla görüşüp sulh yaptılar. 392

Maknâlılar, Yahudi olup, deniz sahilinde otururlardı.

Peygamberimiz aleyhisselam onlara hitaben yazdırdığı yazıda393 şöyle buyurdu:

" Sizler selamette olasınız! 394

Bundan sonra, derim ki:

Karyenize dönen elçileriniz, yanımda konuklandılar.

Bu yazım size geldiği zaman, sizler emniyet ve selamete kavuşacaksınız.

Çünkü, sizin için Allah'ın ve Resûlünün himayesi vardır.

Allah'ın Resûlu, sizin bütün kötülüklerinizi ve suçlarınızı örtbas etmiştir.

Artık siz Allah'ın himayesinde ve Resûlünün himayesindesiniz.

Size ne zulüm, ne de düşmanlık yapılacaktır.

Allah'ın Resûlü, kendisini koruduğu şeylerden sizi de koruyacaktır.

Yapılan anlaşma gereğince:

Dokunmuş bezleriniz, aranızda bulunan bütün köleleriniz, atlar, silahlar, Resûlullahın veya Resûlullahın elçisinin bağışladığı müstesna olmak üzere, Resûlullaha aittir.

Bundan başka, çıkan hurma mahsulünüzün dörtte birini ve kadınlarınızın dokuduklan şeylerin dörtte birini ödemekle de mükellefsiniz.

Bundan sonra, siz, her cizyeden veya mükellefiyetten muaf ve uzak tutulmuş bulunacaksınız.

Söz dinler ve itaat ederseniz, Resûlullah, iyilerinize iyilikte bulunmayı, kötülerinizin suçlarını bağışlamayı üzerine alır.

Sonra, şu da bilinsin ki; mü'minlerden, Müslümanlardan her kim Maknâ halkına bir hayır ve iyilik yaparsa, yaptığı hayır ve iyiliği kendisine yapmış olacaktır.

Sizin üzerinize, ancak kendinizden veya Resûlullahın ashabından birisi vali tayin edilecektir vesselam! " 395

-------------------------------------

392. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 277, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 72.

393. İbn Sa'd, Tabakât, d, s. 291.

394. Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 72.

395. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 276-277, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 72.